Kathryn Bigelow nükleer gerilimle geri döndü

Oscar ödüllü yönetmen Kathryn Bigelow, "Zero Dark Thirty" (Bin Ladin Operasyonu)’den on iki yıl sonra bu kez nükleer bir kâbusu merkeze alan "A House of Dynamite" ile döndü. Başrollerde ise Idris Elba ve Rebecca Ferguson var.

  • ü
  • 27 Ekim 2025
  • ü
  • Kültür

Yönetmenliğini Oscar ödüllü Kathryn Bigelow’un yaptığı, Idris Elba ve Rebecca Ferguson’un başrollerinde yer aldığı A House of Dynamite (Bir Dinamit Evi), soğuk savaş sonrası dönemin paranoyasını günümüze taşıyor. Film, 24 Ekim’de Netflix’te gösterime girdi.

Gerçek olaylardan esinlenen A House of Dynamite (Bir Dinamit Evi), ABD’nin çöl bölgesindeki gizli bir nükleer deneme tesisinde geçiyor. Film, kimliği belirsiz bir patlamanın ardından hükümetin bilgi gizleme girişimlerini ve içeride mahsur kalan bilim insanlarının çaresizliğini konu alıyor.

The Economic Times’ın aktardığına göre, Bigelow bu yapımda “insan hatasının politik sonuçlarını” merkeze alıyor.

Idris Elba, yıllardır ordunun gölgesinde çalışmış bir güvenlik danışmanını; Rebecca Ferguson ise nükleer fizikte uzman bir araştırmacıyı canlandırıyor. İkilinin arasındaki gerilim, nükleer krizle birlikte etik bir hesaplaşmaya dönüşüyor. Bigelow, karakter odaklı gerilimi yeniden inşa ederken teknolojinin denetimsizliğine dair rahatsız edici bir tablo çiziyor.

Eleştirmenler, filmin Bigelow’un filmografisinde The Hurt Locker (Ölümcül Tuzak)’ın politik damarına, Zero Dark Thirty (Bin Ladin Operasyonu)’nin biçimsel sertliğine yakın durduğunu belirtiyor. Netflix’in yıl sonu Oscar kampanyasında filmi öne çıkaracağı şimdiden konuşuluyor.

Yönetmen Kathryn Bigelow (Fotoğraf: Angela Weiss / AFP)

Kathryn Bigelow Kimdir?

1951 yılında California’da doğan Kathryn Ann Bigelow, çağdaş Amerikan sinemasının en ayırt edici yönetmenlerinden biridir. Sanat eğitimi aldıktan sonra Columbia Üniversitesi’nde film teorisi üzerine yüksek lisans yapan Bigelow, kariyerine video yerleştirmeler ve kavramsal sanatla başladı. Bu estetik geçmiş, filmlerinde görülen soğukkanlı görsellik, gerilim duygusu ve politik alt metinlerin temelini oluşturdu.

1981 tarihli The Loveless (Aşksızlar) ile sinemaya adım atan Bigelow, asıl çıkışını 1991’deki Point Break (Kırılma Noktası) ile yaptı. Erkek egemen aksiyon sinemasına hem içeriden hem de eleştirel bir yerden yaklaşması, onu Hollywood içinde farklı bir konuma yerleştirdi.

2008 yapımı The Hurt Locker (Ölümcül Tuzak) ile Akademi Ödülleri’nde En İyi Yönetmen Oscar’ını kazanan ilk kadın olarak tarihe geçti. Filmin Ortadoğu savaşlarını bir “erkeklik psikolojisi” üzerinden okuyan yapısı, onu yalnızca sinema tarihinde değil, toplumsal cinsiyet tartışmalarında da özel bir yere taşıdı.

Ardından gelen Zero Dark Thirty (Bin Ladin Operasyonu, 2012) ise terörle mücadeleye dair ahlaki ikilemleri merkezine alan sert bir politik dramaydı. Bigelow, belgesel gerçekçiliğiyle kurmaca sinema arasında gezinen bir anlatım tarzı kurarak modern Amerikan sinemasının en özgün yönetmenlerinden biri hâline geldi.

Bugün sinemaya politik cesaret, teknik ustalık ve entelektüel derinlik kazandıran nadir auteur’lerden biri olarak anılıyor. A House of Dynamite (Bir Dinamit Evi) de bu çizginin güncel bir uzantısı olarak değerlendiriliyor.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER