Modern edebiyatın efsanesi Thomas Pynchon, yıllar sonra 'Shadow Ticket' adlı yeni romanıyla okurlarıyla buluştu. Münzevi yazarın yeni romanı, henüz yayımlanmadan edebiyat dünyasında büyük heyecan oluşturmuştu.
Türkçede 49 Numaralı Parçanın Nidası, Gizli Kusur ve Vineland kitaplarıyla tanınan kült yazar Thomas Pynchon’ın yeni romanı Shadow Ticket, 7 Ekim’de Penguin Press etiketiyle yayımlandı. 2013’ten bu yana yeni bir roman yayımlamayan münzevi yazarın yeni romanı merakla bekleniyordu.
Roman, 1932’de geçiyor ve Milwaukee’de özel dedektif olarak çalışan Hicks McTaggart’ın macerasını anlatıyor. Kalıt mirasa dair bir peynir imparatorluğu vakasıyla başlayan araştırma, McTaggart’ı Avrupa ve Macaristan sınırlarında, Nazilerden Sovyet ajanlara, swing müzisyenlerinden esrarengiz mistiklere kadar pek çok unsurun arasına çekiyor.
Penguin Press yöneticisi Ann Godoff, yayın haklarının ABD, Kanada ve açık pazar için edinildiğini açıkladı.
Ayrıca yayınevi, Pynchon’un gizemiyle özdeşleşen stilini koruyacağı, “klasik Pynchon ögeleriyle modern tarih, komplo ve absürd anlatının iç içe geçeceği” bir yapı vaat ediyor.
Roman, Pynchon’un son uzun formatlı eseri Bleeding Edge’ten [Kanayan Kenar] bu yana ilk uzun roman olacak.
Edebiyat eleştirmenleri bu duyuruyu, Pynchon’un “sessizliği”nin ardından gelen bir işaret olarak yorumluyor. Bazıları bu eseri, 20. yüzyıl hikâyeciliği ile çağdaş tarihsel gerilim arasında bir köprü olarak görüyor. Kimine göre ise bu yeni roman, Pynchon’un kapsamlı külliyatı içinde “orta çağ eseri” olarak kalacak — beklenti büyük, risk de yüksek.
Pynchon’un eserleri Türkçede İthaki Yayınları tarafından yayımlanıyor. Yazarın Vineland romanı Paul Thomas Anderson’ın yönettiği Savaş Üstüne Savaş filmine de ilham olmuştu.
Pynchon dünyasında Shadow Ticket ne ifade ediyor?
Thomas Pynchon’un yeni romanı Shadow Ticket [Gölge Bileti], yazarın 2013 tarihli Bleeding Edge’ten bu yana yayımladığı ilk uzun eser olmasıyla dikkat çekiyor. Publishers Weekly’e göre Penguin Press, ABD, Kanada ve açık pazar haklarını edinmiş durumda.
Kitap, Büyük Buhran döneminde Wisconsin’de bir peynir mirasçısını geri getirme göreviyle başlayan dedektif Hicks McTaggart’ın hikâyesini izliyor. Ama bu, sıradan bir dedektif hikâyesi değil: McTaggart, Naziler, Sovyet ajanları, İngiliz karşı istihbarat, swing müzisyenleri, paranormal pratisyenler ve yasa dışı motorcu çeteleri arasında dolanırken olaylar Macaristan’a kadar ulaşıyor.
Bu kurgu hattı, Pynchon’un geleneksel metafizik-komplo öğeleriyle tarih ve absürtlüğü bir araya getirme alışkanlığını sürdürüyor. Shadow Ticket, onun sembolik evrenini genişletirken, okuyucuları tarih, kimlik ve paranoya temaları üzerinden yeniden düşünmeye davet ediyor.
Kısacası bu eser, Pynchon külliyatında “komplo-romantizm + geçmişle yüzleşme” ekseni üzerine kurulu yeni bir köprü olarak görülüyor — geleneğini sürdüren ama aynı zamanda değişken dünyayı metne çağıran bir metin.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
