Emine Sevgi Özdamar (Fotoğraf: SES)
Türk asıllı yazar, yönetmen ve tiyatro sanatçısı Emine Sevgi Özdamar, Almanya Federal Cumhuriyeti tarafından verilen Liyakat Nişanı (Verdienstorden der Bundesrepublik Deutschland) ile ödüllendirildi.
Berlin’de düzenlenen törende Özdamar’a, iki kültür arasında kurduğu sanatsal ve dilsel köprü nedeniyle nişan takdim edildi. Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Özdamar’ın “Almanca’yı ikinci bir anne dili haline getirdiğini” vurguladı.
Le Monde’un yazısına göre, yazarın hayatı, Berlin’in işçi mahallelerinden Avrupa sahnelerine uzanan bir dönüşüm öyküsü olarak anlatılıyor. Özdamar, 1960’ların sonunda Berlin’e işçi olarak gelmiş, daha sonra tiyatroya yönelmiş ve Peter Stein gibi yönetmenlerle çalışarak Almanca sahnede var olmayı başarmıştı.
Le Monde, onun eserlerini “göçün diliyle büyüyen bir hafıza atlası” olarak niteliyor. Özdamar, söyleşide “Kelimeler artık yalnızca iletişim değil, aidiyet biçimi” diyerek yazının kendisi için bir ev hâline geldiğini söylüyor. Yazarın özellikle Hayat Bir Kervansaray (Das Leben ist eine Karawanserei) romanı, Avrupa’da göçmen edebiyatının öncülerinden biri olarak kabul ediliyor.
Ödülün ardından Özdamar’ın Almanya ve Türkiye’de yeniden gündeme gelmesi, göçmen edebiyatının Avrupa kültür dünyasındaki önemini bir kez daha hatırlattı.
1946’da Malatya’da doğan Emine Sevgi Özdamar, 1960’ların sonunda Almanya’ya işçi olarak gitti. Berlin Duvarı’nın gölgesinde başlayan bu yolculuk, onu Avrupa tiyatrosunun ve edebiyatının en özgün seslerinden biri haline getirdi.
Özdamar, tiyatro eğitimini Türkiye ve Almanya’da tamamladı; sahneye ilk kez Brecht geleneğini sürdüren Berliner Ensemble topluluğunda çıktı. 1980’li yıllardan itibaren yazıya yönelerek, iki dil arasında geçen yaşamını edebi bir kimliğe dönüştürdü. Roman, öykü ve oyunlarında göç, aidiyet, dil ve kimlik temalarını işleyen yazar, “Almanca yazan Türk kökenli edebiyatçı” tanımını aşarak, her iki kültürün dilini dönüştüren bir anlatı kurdu.
Başlıca eserleri arasında Das Leben ist eine Karawanserei (Hayat Bir Kervansaray), Die Brücke vom Goldenen Horn (Altın Boynuz Köprüsü) ve Seltsame Sterne starren zur Erde (Garip Yıldızlar Yeryüzüne Bakıyor) yer alır. Bu yapıtlar, Avrupa’da göçmen edebiyatı kavramının gelişiminde belirleyici rol oynamıştır.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Özdamar, 2022 yılında Georg Büchner Ödülü’ne, 2025’te ise Almanya Federal Cumhuriyeti Liyakat Nişanı’na layık görülmüştür. Eserleri otobiyografik derinliği, tiyatral dili ve şiirsel dokusuyla, hem Almanca hem Türkçe edebiyatın sınırlarını yeniden tanımlamaktadır.