Absürd, sarsıcı ve ironik sinemanın auteur yönetmeni.
Yorgos Lanthimos (Γιώργος Λάνθιμος), 1973 doğumlu Yunan yönetmen, senarist ve tiyatro yönetmenidir. Çağdaş Yunan sinemasının en dikkat çekici temsilcilerinden biri kabul edilen Lanthimos, özellikle “tuhaf Yunan dalgası” (Greek Weird Wave) olarak adlandırılan sinema hareketiyle özdeşleşmiştir. Filmlerinde insan ilişkilerinin kırılganlığını, toplumsal normların absürtlüğünü ve şiddetin sıradanlığını işleyen yönetmen, uluslararası festivallerde birçok ödül kazanmıştır.
Lanthimos, ilk filmlerini 1990’larda kısa metrajlarla ve televizyon projeleriyle çekti. 2001’de My Best Friend filminin ortak yönetmenliğini üstlendi. Asıl çıkışını ise 2009’da Köpek Dişi (Dogtooth) ile yaptı. Bu film, kapalı bir aile ortamında büyüyen çocukların gerçeklikten koparılışını absürd bir dille anlattı ve Cannes’da Un Certain Regard ödülünü kazandı.
2011’de Alps ile yine insan kimliği ve rol yapma temalarını işledi. Ancak asıl küresel ününü 2015 yapımı The Lobster ile kazandı. Bu kara mizah yüklü distopya, Venedik Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü aldı. Ardından 2017’de The Killing of a Sacred Deer (Kutsal Geyiğin Ölümü), ahlaki ikilemleri soğuk ve ürpertici bir atmosferde işledi.
2018’de çektiği The Favourite (Sarayın Gözdesi), 18. yüzyıl İngiltere’sinde geçen politik ve cinsellik yüklü bir saray dramıydı. Film, Oscar’da 10 dalda adaylık aldı, Olivia Colman’a En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandırdı ve Lanthimos’u Hollywood’un merkezine taşıdı.
2023’te vizyona giren Poor Things, Mary Shelley esintili bir yeniden doğuş hikâyesini feminist ve grotesk bir bakışla yorumladı. Film, Venedik’te Altın Aslan kazandı ve 2024 Oscar ödüllerinde büyük yankı uyandırdı.
Yorgos Lanthimos (Yunanca: Γιώργος Λάνθιμος / Giórgos Lánthimos), 23 Eylül 1973’te Atina’da doğmuş, çağdaş Yunan sinemasının en özgün yönetmenlerinden ve aynı zamanda tiyatro sahnesinde de eserler vermiş bir sanatçıdır.
Kariyerinin ilk döneminde iki film çektikten sonra, uluslararası çıkışını 2009’da Köpek Dişi (Canine / Dogtooth) ile yaptı. Bu film, Cannes Film Festivali’nde Un Certain Regard Ödülü’nü kazandı ve yönetmenin farklı, rahatsız edici estetiğini tüm dünyaya tanıttı. Ardından 2015’te The Lobster ile Cannes’da Jüri Ödülü’nü aldı; 2017’de The Killing of a Sacred Deer (Mise à mort du cerf sacré) ise aynı festivalde En İyi Senaryo Ödülü’ne değer görüldü. Böylece Lanthimos, 2009–2017 arasında Cannes’ın en prestijli bölümlerinde art arda üç büyük ödül kazanarak çağdaş sinemanın en dikkat çeken auteur’lerinden biri hâline geldi.
2018’de yönetmen, İngiltere’de çektiği tarihi kara komedi The Favourite (La Favorite) ile kariyerinin en parlak dönemine girdi. 18. yüzyıl İngiltere’sinde geçen bu film, kraliyet sarayında iktidar oyunlarını ve tutkulu ilişkileri anlatıyordu. The Favourite, hem gişede hem eleştirmenler nezdinde büyük başarı elde etti. Film, Altın Küre’de En İyi Dramatik Film dalında aday gösterildi, ayrıca En İyi Film ve En İyi Yönetmen dahil olmak üzere iki dalda Oscar adaylığı kazandı. Venedik Film Festivali’nde Büyük Jüri Ödülü’nü aldı; Avrupa Film Ödülleri’nde ise En İyi Film ve En İyi Yönetmen seçilerek Lanthimos’un Avrupa sinemasındaki konumunu pekiştirdi.
2023’te Lanthimos, gotik bir masal atmosferiyle çektiği Poor Things (Pauvres Créatures) ile yeniden tüm dikkatleri üzerine topladı. Film, modern Frankenstein yorumuyla özgürlük, kimlik ve kadın bedeni üzerine sıra dışı bir felsefi anlatı sundu. Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan (En İyi Film) ödülünü kazandı, ardından Altın Küre’de En İyi Müzikal veya Komedi Filmi seçildi. Film, aynı zamanda birden fazla dalda Oscar adaylığı alarak Lanthimos’un hem sanatsal hem de popüler anlamda dünya sinemasındaki en güçlü isimlerden biri olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Yorgos Lanthimos, Atina’daki Stavrakos Sinema Okulu’nda yönetmenlik eğitimi aldı. Sanat hayatına yönelmeden önce ise gençliğinde spora da ilgi duymuş, 1991 yılında bir süre Yunanistan birinci liginde basketbol oynamıştı.
Sinema kariyerinde asıl çıkışını 2009’da yaptı. Aynı yıl çektiği Köpek Dişi (Canine / Dogtooth), kapalı bir aile düzenini alegorik biçimde işleyen sarsıcı bir filmdi. Cannes Film Festivali’nde Un Certain Regard Ödülü kazanarak yönetmenin adını uluslararası sinema dünyasına taşıdı.
2010’da, Athina Rachel Tsangari’nin yönettiği Attenberg adlı filmde oyuncu olarak yer aldı ve aynı zamanda yapımcı olarak da katkı sundu. 2015’te ise İngilizce çektiği ilk filmi olan The Lobster ile dünya çapında tanındı. Colin Farrell’in başrolde olduğu film, Cannes’da Jüri Ödülü kazandı.
2016’da, Oscar ödüllerini dağıtan Amerikan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi’ne üye seçildi. 2017’de çektiği The Killing of a Sacred Deer (Mise à mort du cerf sacré), Cannes’da En İyi Senaryo Ödülü’ne layık görüldü.
2018’de yönettiği The Favourite (La Favorite), Venedik Film Festivali’nde Büyük Jüri Ödülü aldı ve Oscar’larda 9 dalda aday gösterildi. Olivia Colman’ın başrol performansı, ona En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ı kazandırdı.
2019’da Lanthimos, Alejandro González Iñárritu’nun başkanlığını yaptığı Cannes Film Festivali jürisinde görev aldı.
2023’te gotik felsefi masalı Poor Things (Pauvres Créatures), Venedik’te Altın Aslan kazandı ve Golden Globe’da En İyi Müzikal/Komedi Filmi seçildi. Bu film, yönetmenin en büyük uluslararası başarılarından biri oldu.
2024’te Lanthimos, Cannes’a Kinds of Kindness adlı kara komediyle geri döndü. Emma Stone, Willem Dafoe ve Margaret Qualley gibi önceki filminden oyuncuları yeniden bir araya getiren yapımda Jesse Plemons, Joe Alwyn, Hong Chau, Mamoudou Athie ve Hunter Schafer da rol aldı. Jesse Plemons, filmdeki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Ödülü kazandı.
Aynı yıl Lanthimos, sıradaki projesini de açıkladı: Bugonia adlı bilimkurgu komedisi. Bu film, Güney Kore yapımı Save the Green Planet!’in yeniden çevrimi olacaktı ve kadroda Emma Stone ile Jesse Plemons yer alacaktı.
Mayıs 2025’te yönetmen, çok sayıda sinemacıyla birlikte bir petisyona imza atarak Gazze’deki soykırıma karşı kültür dünyasının sessizliğini eleştirdi. Böylece Lanthimos, yalnızca sinemada değil, politik ve etik duruşunda da kendini ifade eden bir figür olduğunu ortaya koydu.
► “Greek Weird Wave” nedir?
2000’lerden itibaren Yunanistan’da ortaya çıkan, absürd, deneysel ve normları sorgulayan sinema hareketidir. Lanthimos bu akımın en önemli ismidir.
► Lanthimos’un filmlerinde en çok hangi temalar işlenir?
Aile bağları, iktidar ilişkileri, toplumsal normların yapaylığı, şiddet ve yabancılaşma.
► Onu farklı kılan üslup nedir?
Soğuk mizah, rahatsız edici sessizlikler, yapay diyaloglar ve estetik açıdan teatral kadrajlar.
► Hangi filmleriyle ödül kazandı?
Köpek Dişi (Cannes, 2009), The Lobster (Venedik, 2015), The Favourite (Oscar, 2019), Poor Things (Venedik Altın Aslan, 2023).
► Tiyatro geçmişi sinemasını nasıl etkiledi?
Karakterlerin sahneye konuluşu, diyalogların yapaylığı ve hareketlerin stilize edilmesi tiyatro estetiğini çağrıştırır.
Sinemada: Dogtooth ve The Lobster kült filmler arasına girmiştir.
Ödüllerde: The Favourite ile Hollywood’un prestijli ödül törenlerinde öne çıkmıştır.
Kültürde: Lanthimos’un filmleri, çağdaş toplumun normlarına absürd bir ayna tutar.
Yorgos Lanthimos, günümüz sinemasının en özgün auteur’lerinden biridir. Absürtlükle, rahatsız edici gerçeklik arasında kurduğu ince çizgi, onun filmlerini hem zorlayıcı hem de unutulmaz kılar. Geleneksel anlatıyı bozan ve seyirciyi konfor alanından çıkaran sinema dili, modern sinema tarihinde kalıcı bir yer edinmiştir.
► ABSÜRDİSTAN
► FRANSIZ YENİ DALGASI
► İTALYAN YENİ DALGASI
► BAĞIMSIZ SİNEMA
► YERALTI EDEBİYATI