Özel, TBMM’de protesto ettiği Erdoğan’a seslendi: Trump seni kurtaramaz

Özel "Erdoğan’a soruyorum. Trump ne istediyse verdin, Amerika’dan bu vatandaşın işine gelecek ne aldın? Hiçbir şey. Ne almış? Hesapta meşruiyet almış. Trump seni Küçükçekmece’nin elinden kurtaramaz, İstanbul’un elinden kurtaramaz, seçmenin elinden kurtaramaz." dedi.

  • ü
  • 02 Ekim 2025
  • ü
  • Politika

CHP Genel Başkanı Özgür Özel

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin 58’incisi Küçükçekmece’de on binlerce İstanbullunun katılımıyla gerçekleştirildi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Tükiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) protesto ettiği Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a meydandan yüklendi. Özel “Erdoğan’a soruyorum. Trump ne istediyse verdin, Amerika’dan bu vatandaşın işine gelecek ne aldın? Hiçbir şey. Ne almış? Hesapta meşruiyet almış. Trump seni Küçükçekmece’nin elinden kurtaramaz, İstanbul’un elinden kurtaramaz, seçmenin elinden kurtaramaz.” dedi.

KÜÇÜKÇEKMECE’DEN SESLENDİ

CHP’nin, İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na yönelik operasyonlar sonrası başlattığı “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin 58’incisi Küçükçekmece’de on binlerce İstanbullunun katılımıyla gerçekleştirildi.

Fevzi Çakmak Meydanı’nda düzenlenen mitinge erken saatlerden itibaren vatandaşlar pankart ve dövizlerle akın etti.

MECLİS’TE PROTESTO

TBMM’deki Yeni Yasama Yılı açılış toplantısını protesto eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel “Bize millet yeter! Bizim güvencemiz ne savcıdır ne hakim; bizim güvencemiz millettir, meydanlardır!” ifadeleriyle vatandaşları alana çağırdı.

İMAMOĞLU’NUN MESAJI OKUNDU

CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu Silivri’deki Marmara Cezaevi’nden yazdığı mektubu İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik meydanı dolduran kalabalığa okudu.

İmamoğlu’nun mektubunda şu ifadeler yer aldı:

“Tam 194 gündür sizlerden uzaktayım. Ama yüreğim, aklım hep sizinle. Görüyorum ki sizler de beni ve arkadaşlarımı ilk günkü gibi seviyor ve destekliyorsunuz. Allah bizi sizlere utandırmasın. Sağ olun, var olun. 2019 yılından bu yana hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde hem de Küçükçekmece belediyemizde, halkçı ve icraatçı bir yönetim sergiliyoruz.

Bir yandan sosyal adaleti sağlamak için görülmemiş ölçüde bütçe ayırıyoruz, bir yandan da rekor düzeyde metro, altyapı ve çevre yatırımları yapıyoruz. Küçükçekmece için de çok şey yaptık. Açtığımız metro hatlarıyla, kreşlerle, yaşam vadileriyle, adil ve hızlı kentsel dönüşüm projelerimizle Küçükçekmece’yi hak ettiği değere kavuşturduk. Sizlerin iradesine layık olabilmek, sizlere hızlı ve kaliteli hizmet ulaştırabilmek için canla başla çalıştık.

”BİR AVUÇ İNSAN, ÜLKEMİZE BÜYÜK KRİZLER YAŞATIYOR”

Bizler, özgürlüklerimizden mahrum edilmiş olsak da dışarıdaki arkadaşlarımız aynı anlayışla çalışmaya devam ediyor. Hizmetlerini büyüterek sürdüren Küçükçekmece Belediye Başkanımız Kemal Çebi ve tüm çalışma arkadaşlarını tebrik ediyorum.

Bizim için siyaset her şeyden önce bu aziz millete layık olabilme çabasıdır. Bu iktidar ise milletin iradesini yok sayarak, millete sırtını dönerek siyaset yapıyor. Burası Türkiye Cumhuriyeti’dir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetidir. Burada millete rağmen siyaset, millete rağmen yöneticilik yapılamaz. Burada egemenlik sadece ve sadece millete aittir.

Bu gerçeği unutan bir avuç insan, ülkemize büyük krizler yaşatıyor, milletimize ağır bedeller ödetiyor. Yargı eliyle uygulamaya koydukları karanlık siyasi projenin nihai amacı, bütün yetkilerin sadece tek bir kişinin, tek bir partinin elinde olduğu rejimi kalıcı hale getirmektir.

‘VATANDAŞLA YÜZ YÜZE GELMEKTEN KORKUP KAÇANLAR VAR”

Söyleyeceğimiz her sözün, atacağımız her adımın geleceğimizi belirleyeceği, tarihimizin çok kritik bir dönemecindeyiz. Ya el ele vereceğiz; cumhuriyete, demokrasiye, hak ve hürriyetlerimize sahip çıkacağız ya da nice kuşakları bir koyu karanlığın içinde kaybedeceğiz.

Ya milletçe demokratik hakkımızı kullanarak ‘meşruiyetin kaynağı biziz’ diyeceğiz ya da bu aziz vatanı, okyanus ötesinden meşruiyet arayanların karanlık pazarlıklarına kurban edeceğiz.

Bir yanda siyasi operasyonlarla, milletin karar alma hakkını ve yetkisini yok sayan bir iktidar, diğer yanda ise her şart altında gücünü ve meşruiyetini milli iradeden alanlar var. Bir yanda ekmeğine, hak ve hürriyetlerine, geleceğine, ülkesine sahip çıkmak için meydanları dolduran, gün geçtikçe dalga dalga büyüyen on milyonların sesi, iradesi var, diğer yanda ise vatandaşla yüz yüze gelmekten korkup kaçanlar, sokağa, pazara çıkamayanlar var.

‘ADALET OLMADAN HİÇBİRİMİZE HUZUR YOKTUR”

Bizim yerimiz, safımız bellidir. Biz, ilk günden bu yana ne dediysek, yine aynısını söylüyoruz: Türkiye bir hukuk devleti olmadığı, hayatın her alanında adalet hakim olmadığı müddetçe hiçbirimize huzur yoktur. Çünkü hukukun üstünlüğü yoksa, adil siyaset, adil rekabet, adil paylaşım yoksa, ortak geleceğimiz yoktur. Adalet yoksa, mutluluk yoktur, refah yoktur, bereket yoktur.

O nedenle, ‘meşruiyet milletten alınır’ diyenlerin toplandığı bu meydanlarda, biz her zaman aynı parolayı söyleyeceğiz: Herkes için, her yerde; önce adalet, önce hürriyet. Türkiye’yi bolluğun, bereketin ve mutlu insanların ülkesi yapmak için bir adım geri atmayacağız. Ne bedel gerekiyorsa ödeyeceğiz ama bu aziz millet mutlaka adalete, mutlaka hürriyete kavuşacak. Her şey çok güzel olacak.”

ÖZGÜR ÖZEL: KENDİNE, YANDAŞA ÇALIŞTI, ŞİMDİ TRUMP’A ÇALIŞIYOR

İmamoğlu’nun mesajının okunmasının ardından kürsüye CHP Genel Başkanı Özgür Özel çıktı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) yeni yasama yılı, özel oturumda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılış konuşmasını Genel Kurul’a gelmeyerek partisiyle birlikte protesto eden CHP lideri Özel, Erdoğan’a meydandan sert sözlerle yüklendi.

Erdoğan’ı ABD ziyareti ve ziyaret öncesinde alınan kararlar üzerin eleştiren Özel konuşmasında şunları kaydetti:

“Değerli Küçükçekmeceliler Erdoğan kendine çalıştı, yetmedi. Zenginlere çalıştı, yetmedi. Yandaşlara çalıştı, yetmedi. Şimdi kime çalışıyor? Trump’a çalışıyor, Trump’a. Milletin ihtiyaçlarını görmeyen, sahip çıkmayan… Ya Tayyip Bey bak işte. Eğer sen meşruiyeti okyanus ötesinde, Amerika’da Trump’ta ararsan Küçükçekmece’de böyle perişan olursun.

Bir tane patron var. Patron ne Amerika, ne Trump, ne başkası. Bu ülkede bir patron var, o da milletin, halkın kendisi. Trump’a giderken hediye paketi yaptırmış. Senin, benim paramla 225 tane Boeing alıyor. Fahiş fiyata Amerika’dan sıvılaştırılmış gaz alıyor. Trump istiyor diye Çin mallarına vergi artırıyor, Amerikan mallarında vergiyi sıfırlıyor.

Erdoğan’a buradan, Küçükçekmece’den soruyorum: Gittin, geldin. Trump ne istediyse verdin. Peki Amerika’dan bu vatandaşın işine gelecek neyi aldın? Hiçbir şey almadın. Ne olmuş? Hesapta meşruiyet almış. Güya Amerika’nın Türkiye’deki elçisi olacak adam diyor ki ‘Hiç aklımıza gelmedi. Trump bir dahi. Bu Erdoğan’ın meşruiyeti yok, Trump ona meşruiyet verecek. Karşılığında ne istiyorsa alacak.’ Vallahi tam da dedikleri gibi oldu.

‘TRUMP SENİ SEÇMENİN ELİNDEN KURTARAMAZ’

Ayrıca Amerika’nın Dışişleri Bakanı, Erdoğan bir televizyonda ‘Gazze Savaşı’nı bitiremedi Trump’ demiş, Amerika’nın Dışişleri Bakanı diyor ki ‘Bunlar kapımızda bekler, beş dakika görüşmek için yalvarırlar. İşte bu hafta Erdogan görüşmeye geliyor’ diyerek Erdoğan’ı aşağılıyor.

Maalesef bu ülkede bu ülkenin Cumhurbaşkanına bu laflar söylenince bizim ağrımıza gidiyor da bu adamların şu kadarcık umurlarında olmuyor. Çünkü varsa yoksa iktidara tutunmak, Trump‘a yaranmak. Buradan Erdoğan’a sesleniyorum. Trump seni Küçükçekmece’nin elinden kurtaramaz, İstanbul’un elinden kurtaramaz, seçmenin elinden kurtaramaz.”

‘GÖZÜMÜZÜ DÖRT AÇIP PLANDA BURALARA BAKIYORUZ’

“Amerika, Gazze planını açıkladı. Biz Filistin’de zulmün, soykırımın bitmesini isteriz. İnsani yardımların gitmesini isteriz. Gazzelilerin Gazze’de kalmasını isteriz. Ancak Amerikalıların yine 100 yıl öncesinde olduğu gibi İngiltere ile oturup Filistinlilere sormadan yaptığı bu planın sonunda, kanın durmasına evet. Ancak rahmetli İzzetbegovic’in dediği gibi, ‘Bu adil bir barış değil.

Ama en kötü bir barış da olsa, savaştan iyidir’ diyerek bütün dikkatimizle oraya bakıyoruz. Ancak orada ABD İngiltere’nin, Filistinlilere sormadan yaptıkları planla Irak’ın işgaline onay veren Tony Blair’ı oranın başına oturtmakla, Birleşmiş Milletler’e sadece insani yardım dağıtımı görevi vermekle, oranın başına Barış Kurulu kurup Trump’ı oturtmakla Gazze’de sorunlar çözülmez.

Biz dört gözümüzle, gözümüzü dört açarak dönüp buralara bakıyoruz. Ve hükümeti uyarıyoruz. Biz Filistin meselesinde Trump’ın çizdiği sınırların içinde değil; Bülent Ecevit’in Yaser Arafat‘la çizdiği dostluğun peşindeyiz. Biz Filistin’de işine gelince mücahit pozları kesip, Trump’ı görünce susup pısanlardan değiliz. Biz Filistin davasında Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının kararlılığındayız. Şimdi İsrail askerleri Sumud filosunun etrafını kuşatmış.

Güya barış olacak, ama barışa giden filoyu kuşatıyorlar. Buradan Filistinli kardeşlerimize ve Sumud filosundaki tüm barış aktivistlerine Küçükçekmece’den en kuvvetli selamlarımızı yolluyoruz. Erdoğan kabullense de biz Filistin’in teslim alınacağı, iki devletli bir çözümün unutulacağı, Filistin’deki güya İsrail işgalini bitirip Trump’ın ilhakının meşrulaşacağı bir oldu bittiye karşı Filistin halkının yanındayız, sonuna kadar onlara sahip çıkmaya devam edeceğiz.”

‘AKP İÇİNDEKİ GRUPLAR BİRBİRİNE OPERASYON ÇEKİYOR’

“Bir yandan dünyada bunlar olurken, Hakan Fidan damada, damat Hakan Fidan’a, AKP içindeki tüm gruplar birbirine operasyon çekmeye, Tom Barrack satır arasında ‘Erdoğan artık 71 yaşında’ diyerek Erdoğan sonrasını işaret etmeye, Erdoğan’dan sonrası için TikTok’çu Hakan mı gelecek, yoksa Bilal oğlan mı gelecek hesapları AKP’nin içini karıştırmaya devam ediyor.

Ben Türkiye’de iktidar partisinin bir karışıklık, bir kafa karışıklığı yaşamasını, birbirine düşmesini istemem. Bu sorunu çözmelerini isterim. Ne TikTok’çu Hakan ne Bilal Erdoğan. Geliyor Ekrem Başkan, geliyor Ekrem Başkan. Bu arada Küçükçekmece’den Türkiye’nin bütün insanlarına, seçmenlerine bir şey hatırlatayım. Biz kimsenin yaşını konu edip de bunun üzerinden siyaset yapmıyoruz. Amerikan elçisi hatırlatıyor.

Parti içinde konuşuluyor. Ancak biz bu işlere bakmıyoruz. Ayıplı bir şey olur değil mi? Bakın Erdoğan, bugün 71 yaşı kendisini hatırlatılan Erdoğan, kendi hocası Erbakan‘a ne demiş? ‘Yaş 70, iş bitmiş’ demiş. Bakın AK Gençler, AK Parti’nin gençlik kolları. Erdoğan’ın yaşına laf edene ‘Ayıp ediyor’ diyorsunuz ya. Erdoğan kendi hocasına ‘Yaş 70, iş bitmiş’ diyordu.

Ya da kendinden önceki Başbakana, rahmetli Ecevit‘e ‘Ölünce mi bırakacaksın be adam. Sandalye ile geziyorsun, hastane raporları ile geziyorsun. Bırak artık, düş bu milletin yakasından’ diyordu. AK Partililere, MHP’lilere, bilhassa gençlerine hatırlatıyorum. Bu Erdoğan 70 yaşını geçenlere, ‘Sende iş bitmiş, ölünce mi bırakacaksın?’ diyen bir adamdır. Kimin peşinden gittiğinizi görün artık. Nasıl bir kötülüğün peşinden gittiğinizi.”

‘BİZİ YENEMEDİKLERİ İÇİN YENİ BİR KOL KURDULAR: YARGI KOLLARI’

Özel, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bizi yenemediği için yani kadın kollarına güvenemediği için, gençlik kollarına güvenemediği için yeni bir kol kurdu. Şimdi yargı kolları var. Yargı kollarının başkanlığına Akın Gürlek‘i getirdi. Yargı eliyle seçim kazanmaya çalışıyorlar. Ama bu millet biliyor ki bunların bugüne kadar attıkları iftiralar milletin göğsünden ters tepmiş, gönlüne girmemiştir.

Gönüllerde olan İstanbul’un seçilmiş başkanlarıdır. Tayyip Bey her dört kişiden bir kişiyi ikna edebilmişken, üç kişi arkadaşlarımızın masumiyetine yürekten inanmaktadır. Buradan, Küçükçekmece’den bir kez daha açıkça Erdoğan’a sesleniyoruz: ‘Ey Erdoğan, ben milletim, milli iradeyim. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Adayımı bırak, sandığı getir. Cesaretin varsa hodri meydan.’”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER