2025 yılı başından bu yana ABD doları, hem dolar endeksi (DXY) hem de Euro karşısında dikkat çekici bir şekilde değer kaybı yaşadı. Ancak bu küresel eğilim, Türkiye’de Türk lirası lehine bir tablo yaratmadı.
Ekonomist Mahfi Eğilmez, kaleme aldığı yazısında bu çelişkiye dikkat çekti: “Tablo, yılbaşında bu paralar karşısında aşırı değerli olan doların yılbaşından bu yana bu paralardan oluşan sepete karşı yüzde 11’e yakın değer kaybettiğini ortaya koyuyor.”
Eğilmez, dolar Endeksi’ni ve Euro/Dolar paritesini temel alarak yaptığı değerlendirmede, doların yılbaşından bu yana Euro karşısında yaklaşık %15 değer kaybettiğini belirtti. Bu gelişmenin ABD açısından olumlu sonuçlar doğurabileceğini de vurguladı: “Dolarda ortaya çıkan bu değer kaybı ABD’nin işine gelen bir kayıp olarak yorumlanabilir. Ticaret ortaklarına karşı genellikle dış ticaret açığı veren ABD’nin bu değer kaybıyla birlikte ihracatını artırması ve ithalatını düşürmesi, dolayısıyla dış ticaret açığını (ve cari açığını) düşürmesi mümkün oluyor.”
Ancak Türkiye açısından tablo çok farklı. Eğilmez, “Yılbaşında USD/TL kuru 35,3 idi, bugün 41,5” diyerek, Türk Lirası’nın Dolar karşısında yaklaşık %18 değer kaybettiğini hatırlattı. Aynı dönemde Euro/TL kuru 36,3’ten 48,8’e yükseldi; bu da %34’ün üzerinde bir kayba işaret ediyor. Eğilmez, bu durumu şöyle yorumladı:
“Dolar, bütün paralara karşı değer kaybı yaşarken Türk lirasına karşı değer kazanmış (ya da Türk lirası Dolara karşı değer kaybetmiş). Euro, dolara karşı değer kazandığı için Türk lirasının Euroya karşı değer kaybı çok daha yüksek olmuş.”
Türkiye’nin döviz gelirlerinin büyük oranda Euro cinsinden, döviz borçlarının ise ağırlıklı olarak dolar cinsinden olduğunu hatırlatan Eğilmez, bu ikili yapının Türkiye’nin lehine bir durum ortaya çıkardığını belirtti. “Euronun dolara karşı değer kazanması, bir başka deyişle Türk lirasının Euroya karşı değer kaybının dolara karşı değer kaybından yüksek olması Türkiye’nin lehine olmuştur” değerlendirmesinde bulundu.