Son olarak görevden almalar ve atamalarla gündeme gelen Emniyet Genel Müdürlüğü'nde skandalların ardı arkası kesilmiyor. Teşkilatta Süleyman Soylu döneminden kalma isimlerin aktif olduğu belirtilirken; tarikat ve cemaatlerin de etkinliğini sürdürdüğü kaydediliyor. MHP'li görünmeye çalışan müdürler de MHP Genel Merkezi'nden çıkmıyor. Son kararnamede dikkat çeken bir 'bel altı ilişki' iddiası da var. Uyuşturucu ile yakalanan polis de cabası. İşte 'teşkilat'ın son hali...
Emniyet Genel Müdürlüğü logosu bulunan bir polis noktası tabelası. (Abdurrahman Antakyalı - Depo Photos)
Kamu güvenliğini sağlamaktan sorumlu emniyet teşkilatında “vukuatsız” gün geçmiyor. Son emniyet kararnamesi merkezinde başlayan siyasi tartışma, Cumhur İttifakı’nın lideri AKP ile küçük ortak MHP arasında da “bilek güreşi” ortamını yarattı kaçınılmaz olarak. MHP cephesinden gelen rahatsızlık belirten açıklamalar sonrası gözler Ali Yerlikaya’ya çevrilirken birçok skandal da gün yüzüne çıkıyor.
T24’ün emniyet ve içişleri kaynaklarına yakın yazarı Tolga Şardan, Emniyet Teşkilatı’nda yaşanan son gelişmeleri aktardığı köşe yazısında birbirinden ilginç gelişmeleri yazdı. Şardan yazısında son kararname sonrası MHP’den gelen açıklamaları değerlendirdiği bölümde şunları kaydetti:
“Kararnamenin yayınlanmasının hemen ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den “emniyette paralel yapı” açıklaması geldi. Bahçeli, iddiasında “teşkilattaki MHP’nin dünya görüşüne yakın polis müdürlerinin görevden alındığı” ve bu kadroların yerine isim vermemekle birlikte farklı dini cemaat ve tarikatların güçlerine göre söz konusu yapılarla bağlantılı olan isimlerin göreve getirildiği değerlendirmesini gündeme getirdi.
Doğrusunu isterseniz, Bahçeli’nin tespiti yanlış değil. Nurcu ve Nakşi cemaat/tarikatların yanı sıra Milli Görüş çizgisindeki isimler halen aktif konumda. Ayrıca bu isimlerin bazıları, içinde yer aldıkları cemaat ve tarikatlardan daha çok MHP’ye yakın konumlarıyla tanınıyor. MHP’li siyasilerle “siyasetçi-bürokrat” çizgisini aşan ve yoğun kulis faaliyetleri içindeler.
Kimileri de MHP’li olmakla tanınmalarına rağmen söz konusu dini yapılarla temas halindeler. Böyle bir çelişki var.
Dediğim gibi, her ne kadar Bahçeli isim vermeksizin, dini grup ve yapılardan bahsetmeksizin paralel yapı konusunu gündeme getirse de bir başka paralel yapı da emniyette halen hız kesmeden yoğun kulis faaliyetlerine devam ediyor.
Emniyet’te olanı biteni MHP Genel Merkezi’ne yansıtıp güç devşirme peşinde olan bu yapı, önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun tasfiye edilen ekibi ve halen arta kalanları.
Yerlikaya’nın İçişleri bakanı olduktan sonraki ilk kararnamede görevden aldığı Soylu ekibinden bazı isimler, mevcut emniyete görevde katkı sağlamak yerine iş başında olan meslektaşlarına yönelik MHP merkezinde yoğun kulis yapmakla meşguller.”
Tolga Şardan, halihazırda görevde olan Soylu’ya yakın isimlerin de MHP’de yoğun kulis faaliyetti yürüttüğünü belirterek, örnekler de verdi:
“Tabii sadece görevden alınan değil, halen görevde olan Soylu ekibine yakın kimi üst düzey isimler de bu kulislerin içindeler.
Örneğin, Emniyet genel müdür yardımcılarından birisi, son günlerde MHP Genel Merkezi’nden çıkmıyor. Soylu’nun ekibinden olan isimlerle aynı dönemde görev yapan bu isim, MHP’li Eyüp Yıldız üzerinden destek sağlamaya çalışıyor. Bu arada kendisini ‘Ülkücü’ olarak tanıtan bu üst düzey yöneticinin, MHP içinde siyaset yapan ve Menzilci olarak bilinen Yıldız’la sık sık görüşmesi sürecinde yakın çevresine görüşememesine rağmen “Devlet Bey’le görüşüyorum” havasını yaratması dikkat çekici.
Bir başka örnek, Soylu’nun sağ kolu olarak bilinen ve halen Azerbaycan’da İçişleri Bakanlığı Müşaviri kadrosunda görev yapan eski Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz. Yılmaz, hakkındaki ağır iddialara karşın yurt dışı görevle ödüllendirildi!
Emniyet kulislerine yansıyan bilgilere göre; “düğün”, “cenaze”, “yıllık izin” gibi gerekçelerle Yılmaz sık sık Türkiye’ye geliyor. Geçmişteki MHP’li isimlerle temasına devam ediyor.
Bu aşamada İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya, “Yılmaz’ın Türkiye-Azerbaycan polis teşkilatları ya da suçla mücadele konusunda ne kadar katkı sağladığının” sorulması gerekiyor. Mesela, hemen her hafta suçlu teslimatı gerçekleştirilen Gürcistan’dan gelen katkı, Azerbaycan’dan geliyor mu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın çevresinden sağladığı ifade edilen destekle Azerbaycan’a üç yıllık görevle gitmeyi başaran Yılmaz, alkışlanmayı hak ediyor.
Sonuç olarak, emniyeti zor günler bekliyor. Ankara’daki merkez yönetiminin ve aynı zamanda İçişleri Bakanlığı’nın acil önlemler alması gerekiyor. İşin vahimi alınacak önlemlerle, geceden sabaha kadar geçen sürede bir şeyler yapılması mümkün değil. Fakat “yanlışın neresinden dönülse kârdır” misali bir yerden başlanması elzem.”
Şardan yazısının bir diğer bölümünde ise görevden alınan bazı emniyet müdürleriyle ilgili dikkat çekici bir “bel altı ilişki” iddiasını gündeme getirdi:
“İddiaya göre, merkeze alınan bazı emniyet müdürlerinin hakkında maalesef şık olmayan “bel altı ilişkilerde bulundukları” yönünde değerlendirmeler var.
Bu kapsamda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın göreve başlayacak yeni polis müdürlerine yönelik toplantıda yaptığı konuşmada, “kendi namusunu korumayan, görev yaptığı ilin namusunu koruyamaz” cümlesinin altını çizilmeli.”
Tolga Şardan’ın yazısındaki diğer kısımlar şöyle:
“Ankara’da geçtiğimiz günlerde ilginç bir operasyon yapıldı.
Narkotik operasyonun konusu İstanbul merkezli Captagon kaçakçılığı idi. Ankara Emniyeti’ne bağlı narkotik polisi, İstanbul’dan Ankara’ya Captagon getirildiği bilgisi üzerine, Kahramankazan bölgesinde özel aracı durdurdu.
Araçta yapılan arama 100 bin adet Captagon bulundu.
Aracı kullanan kişinin kimliğinde yapılan araştırmada, İstanbul’dan aldığı Captagon’u Ankara’ya getiren şüphelinin polis olduğu ortaya çıktı.
Buraya kadar şaşırtıcı bir durum yok!
Asıl şaşırtıcı süreç, şubeye götürülen şüpheli polis memuru N.T.’nin özlük dosyasında yapılan incelemeyle başladı. Şüpheli polisin, “henüz meslekteki asalet alma süresini tamamlamadığı” yani daha bir yılını doldurmayan aday polis olduğu anlaşıldı. Polis memuru N.T. tutuklandı.
Ancak burada dikkat çekici olan, henüz bir yılı dolmamış bir aday polisin suç çetelerinin içinde yer alması. Şüpheli polisin, soy ağacının ne kadar incelendiği, referansının kim olduğu, suç örgütleriyle nasıl bağlantı kurduğunun tespiti önemli.
* * *
MHP’li Eyüp Yıldız’ın oğlu, bir önceki hafta sonu Ankara’da saldırıya uğradı. Trafik meselesinden olduğu iddia edilen saldırıyla ilgili MHP içindeki var olduğu ifade edilen kaynamanın sonucu olduğu yorumları yapıldı.
Bu yorumlar madalyonun bir yüzü. Diğer yüzünde ise, olaya polisin müdahale etmesine rağmen işlem yapılmadığı iddiası var.
Olay yerine çok sayıda polisin gittiği biliniyor. Bilinmeyen ise, Yıldız’ın korumasının olaya müdahale etmesi.
Edindiğim bilgiye göre, olayın genel merkezde bulunan Yıldız’a ulaşmasının ardından MHP’li ismin yakın koruması, genel merkezden olay yerine gitti.
Yıldız’ın oğluna saldıran grubun kalabalık olması sebebiyle koruma polisi, havaya ateş ederek kavgaya müdahale etti. İki grubu bu yöntemle ancak ayırabildi. Bu arada Yıldız, olay yerine geldi. Karşı tarafın adını kullandığı MHP Ankara İl Başkanı Alpaslan Doğan, olay yerine geldi. Yıldız’ın oğlunu feci şekilde döverek yaralayan grubun Doğan’la ilgisi olmadığı anlaşıldı.
Ve kamuoyuna yansıdığı üzere Yıldız ve karşı grup, anlaşarak ayrıldılar!
Yaşananlarla ilgili yerel polisin olayla ilgili tutanak tutmadığı iddiası gündeme geldi.
Bu aşamada, Yıldız’ın oğlu ile halen tutuklu organize suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan’ın memleketi Erzurum Karayazılı oldukları anlaşılan karşı grubun nasıl olup da karşılaştıkları henüz soru işareti.
Ayrıca, mevcut Devlet Büyüklerini Koruma Yönetmeliği çerçevesinde sadece Yıldız’ın güvenliğinden sorumlu olan koruma polisinin, olay yerine giderek kavgaya müdahale etme ve halka açık alanda havaya ateş etmesi sürecini raporlaştırıp raporlaştırmadığının yanıtı önemli.
Olay yaşanıp, olaya karışanlar “bizim çocuklar” ise, işlerin çözümü de o kadar kolay oluyor doğal olarak!
* * *
Bu arada, yapılan atamayla dikkatli üzerine çeken Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekât Başkanlığı’nda henüz sular durulmadı. Eski Başkan Karadeniz’in yerine neredeyse tüm mesleki kariyerini aynı birimde yani Özel Harekât’ta geçiren Ünsal Hayal getirildi.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Hayal’in işi zor. Kaynayan kazan halindeki birimde kuracağı otoritenin sonucunun ne olacağı yakında belli olur.
Özel Harekât’tan söz açılmışken, CHP’li Murat Bakan’ın hakkında iddialar gündeme getirdiği Özel Harekât Başkan Yardımcısı Veysel Murat Tuğrul, görevinden alındı. Tuğrul’un tayini hafta sonunda başka birime çıkarıldı.
Hayal’in göreve gelmesiyle yeni tayinler olacağı kulislerde ifade ediliyor.”
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
