Hem oyunculuğu sırasında hem de teknik direktör olarak görev yaptığı dönemde "kavgalarıyla" meşhur olan Ardan Turan, "Türkiye'de spor kültürünü değiştirmek istiyorum" dedi.
Arda Turan, UEFA Avrupa Ligi Basın Toplantısı Shakhtar Donetsk. (Fotoğraf: Natasa Kupljenik/Sport Press Photo via ZUMA Press)
Shakhtar Donetsk teknik direktörü Arda Turan, “Türkiye’de spor kültürünü değiştirmek istiyorum. Benim çok büyük hayallerim var. Ben buna inanıyorum. Kimse kusura bakmasın. Benim söylediğim her şeyin arkasında bir neden var” ifadelerini kullandı.
Shakhtar Donetsk’i çalıştıran Arda Turan, teknik direktörlük kariyeri ve saha içine dair açıklamalar yaptı. Genç teknik adam, Diego Simeone ve Fatih Terim ile olan ilişkisinden Shakthar Donetsk macerasına, teknik direktörlük anlayışından gelecek planlarına kadar birçok konu hakkında açıklamalarda bulundu.
Engin Kehale ile Arda Turan’ın Mackolik YouTube’da yayınlanan ‘Yüz Yüze’ programında gerçekleştirdiği sohbetteki satır başları şöyle:
‘Arda Turan, futbolu sadece skorlarla değil, kültürel ve zihinsel bir dönüşümle de yorumluyor. Türkiye’de spora, futbola dair çok daha büyük hayalleri olduğunu vurguluyor ve Türkiye’deki spor kültürünü değiştirmek istediğini tekrar ediyor:
“Benim çok büyük hayallerim var. Ben buna inanıyorum. Kimse kusura bakmasın. Benim söylediğim her şeyin arkasında bir neden var. Futbolla ilgili konuşmak lazım: neden yapılıyor, nasıl yapılıyor, kim nasıl yapıyor? Benim yeteneğim var, geçtim, vurdum, gol yaptım. Ama bir sürü detay ve plan da var. Duran top, geçiş oyunu, birebir”
Arda Turan, Shakhtar’daki hedeflerinin büyük olduğunu da gizlemiyor. Avrupa sahnesinde başarıya ulaşmayı bir kariyer basamağı olarak değil, gerçek bir hayal olarak görüyor:
“Ben Shakhtar’la Avrupa Kupası kazanmayı çok hayal ediyorum. UEFA Avrupa Ligi’ni. Şampiyonlar Ligi yarı finali… 3-4 sene sürebilir ama inanıyorum. Fonseca’sı, Castro’su, De Zerbi’si, Lucescu’su… hepsi Shakhtar’dan geçti. Bu bana başka bir şey hayal ettiriyor: İleride Şampiyonlar Ligi kazanmak. Ben buna inanıyorum.”
Teknik direktörlükte oyuncu iletişimini merkeze koyan Turan, kararlarının arkasındaki düşünceyi ve adalet anlayışını şöyle anlatıyor:
“Oyuncularımla hiç tartışmadım. Oyuncular benimle tartışmak istemez, ben de istemem. Onlar bilir ki bir hocanın adaleti sadece performansla belli olmaz. Bazen rakibin analizi, bazen hocanın hissiyatı… Oyuncu her veriye bakamaz. O yüzden hocasına güvenmeli. Hocanın adaletinde başka gerçekler vardır. Oyuncular çok zekiler. Sosyal medya çağında yalan söyleyemezsin. Her şeyi yüz yüze söylemek lazım. Söyleme şeklin çok önemli. Oyuncunun insan olduğunu hatırlamalısın. Benim için önce insan. Çünkü bana hayatımda hep öyle davranılmadı. Oyuncular hata yapabilir, bazen özür bile dilemesine gerek yok. Ama takımın ritmini bozarsa, bireysel düşünmeye başlarsa işte o zaman problem başlar. Çünkü eğer takım hedefine ulaşırsa bireysel hedef yanında gelir.”
‘Bazen 2-0 öndeyken bile tahtaları kırabiliyorum’
Tecrübeli teknik adamlardan öğrendiklerini aktaran Arda Turan, duygularını sahaya nasıl yansıttığını ve bu dengenin önemini paylaşıyor:
“Fatih Hoca bu işte çok iyiydi. Hiddink de çok özeldi. Mesela Belçika maçında devreye girdik, mağlup durumdaydık. Hiddink sakinlikle “Aynı oynayın, çok iyisiniz” dedi. O sakinlik çok önemli. Ben bazen 2-0 öndeyken bile tahtaları kırabiliyorum. Tecrübe işte. Daha öğreneceğim çok şey var.”
Arda Turan, teknik direktörlük kariyerinin ilk adımı olan Eyüpspor deneyimini yalnızca bir başlangıç değil; bir öğrenme ve cesaret kazanma süreci olarak yorumluyor:
“İlk sezonum Eyüpspor benim için çok değerliydi. O dönem bana verilen fırsat çok kıymetliydi. Orada gösterdiğimiz oyun beni cesaretlendirdi. Dünyanın en büyükleri için cesaret verdi. Sonra tabii Süper Lig’de şartlar zordu. Oyuncu bulmakta bile zorlandık. Ama %70 topa sahip olduğumuz maçlar oynadık.”
Futbolun hem taktik hem de zihinsel yönünü kavrama çabasında olan genç teknik adam, hala öğrenme yolunda olduğunun altını çiziyor:
“Benim hayalim tek plan üzerinden değil. Her zaman alternatifler olmalı. Futbol fikir işi ama sahaya uygulamak zor. Luis Enrique’nin hücumu, Simeone’nin savunması… Dünyanın en zor sporu. Ama çalışıyorum. Öğrenmeye devam ediyorum.”
Taktiksel tercihler konusuna açık ve net yaklaşan Arda Turan, alan savunması taraftarı olduğunu söylerken, farklı fikirlerin tartışılabilir olması gerektiğini savunuyor:
“Bizim işimizde fesatlık olmamalı. Ben tartışmaya açığım. Fikre açığım. Beni rahatsız eden tek şey, taktik analiz sunumu olmadan hoca olmak isteyenler. Sunum yok, fikir yok… Ama yanına gelmek istiyor. Bu iş böyle olmaz. Konuşalım, tartışalım. Alan savunması mı, adam adama mı? Ben alan savunmacısıyım. Ama adam adama yapanlara da saygım var. Futbolun %100 doğrusu yok. Eğitimci gelir, Hollanda futbolu anlatır. Hücumda çok iyiler ama savunmada sorunları var bence. Her fikir tartışılabilir.”
Son olarak genç teknik adam, yolun başında olduğunu ancak inancını hiç kaybetmediğini dile getiriyor:
“Benim hayalim, fikirlerim çok. Ama şimdilik yolun başındayım. Futbol çok zor bir spor. Ama ben inanıyorum. Doğru oyunla, doğru mücadeleyle her şey mümkün.”
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
