12 Eylül’ün yıldönümünde darbeci ruh ve Ekrem İmamoğlu

Ülkenin üzerinden bir silindir gibi geçen 12 Eylül askeri darbesinin 45. yılındayız. Darbenin yıldönümünde tesadüfe bakın ki Ekrem İmamoğlu'nun 30 yıllık diplomasının iptali için açılan davada İmamoğlu hakim karşısına çıktı. Hapisteki İmamoğlu'nu, kendisi de tutuklu olan avukatı SEGBİS aracılığıyla savundu. Kenan Evren ölmüş olsa da mirası yaşıyor, iktidarını sürdürüyor...

En az üç nesli doğrudan etkileyen, etkileri bugün de süren, “anayasa” başta olmak üzere pek çok ürünü hâlâ yürürlükte olan 12 Eylül askeri darbesinin üzerinden tam 45 yıl geçti. Demokratik hayatın askıya alındığı, işkencelerin aleni yapıldığı, gencecik insanların idam edildiği 12 Eylül’den bugüne 45 yıl gibi oldukça uzun bir süre geçmiş olsa da “12 Eylül’ler” devam ediyor. Darbecilik hâlâ etkili bir yönetme biçimi, insanlar hâlâ zindanlarda çürüyor, cezaevleri ağzına kadar dolu, hukuk askıya alınmış durumda.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 12 Eylül 1980 faşist darbesinden 11 ay sonra cuntacı Kenan Evren ve MGK üyelerinin aldığı bir kararla 16 Ekim 1981 yılında kapatıldı. Evet evet resmen kapatıldı. Bugünlerde türlü belalarla kapatılmak istenen, tepesinde “kayyım” kılıcı dolaştırılan, sıfırlanmak istenen CHP, 12 Eylül darbecileri tarafından kapatılmıştı. Bugünün 12 Eylül’cüleri de o mirası aynen sürdürüyor, CHP’yi kapatmanın, değilse de işlevsiz bir iktidar aparatına dönüştürmenin yollarını arıyor. Bu amaçla da “aparat” satın almaktan başkan transferine, hapisten türlü türlü ezaya kadar geniş seçenekte bir “ceza ölçeği” ile durmadan CHP’nin üzerine gidiyor.

Tesadüfe bakın ki İstanbulluların milyonlarca oyuyla seçilen belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, 12 Eylül’ün yıldönümünde, hukuksuz bir şekilde iptal edilen diplomasıyla ilgili davada hakim karşısına çıktı. 30 yıllık diploması bir gecede iptal edilen İmamoğlu’nun duruşmasını ise üniversiteden sınıf arkadaşları izlemeye gelmişti! İdari ve yargısal darbelerin en beterleriyle muhatap olan Ekrem İmamoğlu, faşist darbenin yıldönümünde çıktığı sanık kürsüsünde hem kendisini oraya gönderen gücü yargıladı hem de demokrasi ve ifade özgürlüğü dersi verdi.

12 EYLÜL’Ü BİLE ARATAN HUKUKSUZLUK…

Ekrem İmamoğlu’nun kazanılmış hakkı olan 30 yıllık diplomasını iptal eden rejim, silah hariç bir darbenin tüm gereklerini eksiksiz yerine getirerek 12 Eylül’cülerin ruhlarına adeta fatiha okuttu. Bu yılki 12 Eylül mesajlarının neredeyse tümünün ana temasını “12 Eylül’ü yaşadık ama hiç olmazsa böyle kanunsuz değildi” oluşturdu. Diyarbakır zindanında kalan şair Yılmaz Odabaşı da o isimlerden biri olarak “Eylül askeri darbesinde bile kanun vardı, yasalar işliyordu. Örneğin, tutukluğumun yedinci ayında iddianamemiz hazırlanmış ve duruşmalar başlamıştı. Şimdiyse bir insanı ona bilahare suç uydurmak üzere alıp, kimilerinin mal varlığına bile çöküp, bir iddianame bile hazırlamaktan imtina ederek onu beş altı yıl keyfi içeride tutabiliyorlar. Evet, o büyük baskı, kuşatma ve işkence ortamında bile kanunlar vardı ve işliyordu…” demek zorunda kalıyordu. 12 Eylül darbecilerini dahi aratan bir “darbeci ruh” bugün hüküm sürüyor.

İMAMOĞLU NEDEN HAPİSTE?

Ekrem İmamoğlu, kendisini oraya gönderen ve iddianameyi yazan kişinin “kim olduğunu” bildiğini anlattı. Hiç kuşku yok ki Ekrem İmamoğlu İstanbul’da Erdoğan’ı defalarca yenmiş olmanın ve gözünü Ankara’ya dikerek Cumhurbaşkanlığı için en güçlü aday olmanın bedelini ödüyor. Diplomasının hukuksuz bir biçimde iptal edilmesi de hakkındaki diğer tüm iddia ve ithamlar da önünü kesmek, onu halkın gözünde küçültmek için düzenlenen tezgahın birer parçası sadece. Darbeciler böyle yapar zaten, hukuku kendine göre “ayarlar”, canı nasıl isterse öyle yargılar, döner yine yargılar, ta ki sonuç alıncaya kadar. Neyse ki günümüz darbecilerinin “idam” gibi bir kozları yok da şimdilik postu müebbetle kurtarıyor ülkenin muhalifleri!

12 Eylül darbecileri hak ettikleri şekilde yargılanmadan, hesap vermeden ölüp gittiler. Ancak onların bıraktığı miras tüm haşmetiyle ülkeye hükmetmeye devam ediyor. Hukuk ve demokrasi yine askıda, ifade özgürlüğü yine kısıtlı, insanlar gruplar halinde hapishanelere dolduruluyor, cezaevleri inim inim inleyen insanlarla dolu.

Kenan Evren ölmüş olsa da darbeci ruh hâlâ capcanlı…

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER