Hz. Muhammed’in soyunu, ailesini ve yakınlarını ifade eden kutsal bir kavram.
Ehl-i Beyt (Arapça: أهل البيت, İngilizce: People of the House, Almanca: Leute des Hauses, Fransızca: Gens de la Maison), İslam geleneğinde Hz. Muhammed’in ev halkı ve ailesi için kullanılan bir terimdir. “Beyt” kelimesi ev, hane anlamına gelirken, “ehl” sözcüğü de o eve mensup olanları ifade eder. Kur’an’da Ahzâb Suresi’nin 33. ayetinde geçen “Ehl-i Beyt” ifadesi, İslam düşüncesinde hem manevi bir değer hem de siyasi-dini tartışmaların odağı olmuştur.
Ehl-i Beyt kavramının kapsamı mezhepler arasında farklılık gösterir.
Sünni yoruma göre: Hz. Muhammed’in eşleri, çocukları, damatları ve torunları Ehl-i Beyt kabul edilir.
Şii yoruma göre: Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ile onların soyundan gelen on iki imam Ehl-i Beyt’in merkezinde yer alır. Bu anlayış, Şiiliğin imamet doktrininde belirleyici olmuştur.
Tarih boyunca Ehl-i Beyt’e gösterilen sevgi ve bağlılık, İslam dünyasında farklı mezheplerin ortak değerlerinden biri olmuştur. Bununla birlikte, özellikle Kerbela Olayı sonrası Ehl-i Beyt sevgisi derin bir matem ve direniş sembolüne dönüşmüştür.
Evet. Hz. Muhammed’in “Size iki emanet bırakıyorum: Biri Allah’ın kitabı, diğeri Ehl-i Beyt’imdir” dediği rivayet edilir. Bu hadis, özellikle Şii geleneğinde Ehl-i Beyt’in dini otoritesini temellendiren en önemli kaynaklardan biridir.
Kerbela, Ehl-i Beyt’in en trajik dönüm noktalarından biridir. 680 yılında Hz. Hüseyin ve yarenlerinin Yezid’in ordusu tarafından katledilmesi, Ehl-i Beyt’in İslam tarihinde zulme uğramışlığının simgesi hâline gelmiştir.
Osmanlı edebiyatında kasidelerden mevlitlere kadar Ehl-i Beyt övgüleri sıkça yer alır. Ayrıca Bektaşi, Alevi ve Mevlevi geleneklerinde Ehl-i Beyt sevgisi ibadet ve nefeslerde önemli bir yer tutmuştur.
Alevilikte Ehl-i Beyt sevgisi merkezî bir konumdadır. Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in maneviyatı, Alevi inanç ve ritüellerinde yol gösterici kabul edilir. Cem törenlerinde Ehl-i Beyt’e salavat getirilir.
Mevlitler, mersiyeler, Muharrem matemleri ve Kerbela anma törenleri, Ehl-i Beyt sevgisini canlı tutar. Ayrıca camilerde ve cem evlerinde Ehl-i Beyt’in isimleri zikredilerek birlik ve beraberlik vurgusu yapılır.
Edebiyat: Fuzuli’nin Hadikatü’s-Süeda adlı eseri, Kerbela hadisesini Ehl-i Beyt merkezinde işler.
Müzik: Alevi-Bektaşi nefeslerinde Ehl-i Beyt’e duyulan bağlılık sıkça dile getirilir.
Sanat: Hat sanatı ve cami süslemelerinde Ehl-i Beyt isimleri asırlardır yaşatılır.
Ehl-i Beyt, yalnızca tarihsel bir kavram değil; İslam medeniyetinde ahlaki ve manevi bir idealin de adıdır. Onlara duyulan sevgi, asırlardır farklı mezhepler arasında ortak bir payda olmuş; kimi zaman da siyasi tartışmaların merkezinde yer almıştır. Günümüzde ise Ehl-i Beyt, bir yandan dini bir bağlılık sembolü, diğer yandan adalet ve hakikat arayışının metaforu olarak yaşamaya devam etmektedir.