Türkiye’de uygulanan sıkı para politikası ve yükselen TL faizleri, şirketleri yabancı para cinsinden borçlanmaya yöneltti. Merkez Bankası verilerine göre, reel sektörün net döviz pozisyon açığı bu yılın Haziran ayı sonu itibarıyla 185,8 milyar dolara ulaşarak Eylül 2018’den bu yana en yüksek seviyesine çıktı. Aynı dönemde kısa vadeli döviz pozisyon fazlası da 4,5 milyar dolara gerileyerek Nisan 2015’ten bu yana en düşük seviyeyi gördü.
Ekonomim’in haberine göre, pandemi ve yüksek enflasyon döneminde uygulanan düşük faiz politikası, reel sektörü Türk Lirası (TL) cinsinden borçlanmaya teşvik etmiş ve döviz borçluluğunu azaltmıştı. Ancak Haziran 2023’te başlayan yeni ekonomi yönetimiyle birlikte sıkı para politikasına geçilmesi, TL kredi faizlerini yükseltti ve TL’ye erişimi zorlaştırdı. Bu durum, şirketlerin daha düşük maliyetli olduğu için yabancı para kredilere ve yurt dışı tahvil ihraçlarına yönelmesine neden oldu.
Verilere göre, Haziran 2023’te 73,5 milyar dolar olan net döviz pozisyon açığı, son iki yılda 112,3 milyar dolar artarak rekor kırdı. Yalnızca 2024 yılının ilk yarısında bu açık 38 milyar dolar daha büyüdü.
Reel sektörün net döviz pozisyon açığı artarken, kısa vadeli döviz pozisyonu fazlası da ciddi bir gerileme gösterdi. Geçen yıl sonunda 13,6 milyar dolar olan bu fazlalık, yılın ilk yarısında 9 milyar doların üzerinde bir düşüşle 4,5 milyar dolara indi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Besfin Finansal Danışmanlık CEO’su Ferda Besli, bu düşüşün en önemli nedeninin tüzel kişilerin döviz mevduatlarında yaşanan azalma olduğunu belirtiyor. Besli, değer kazanan TL ve yüksek kredi faizlerinin şirketleri döviz mevduatlarından uzaklaştırdığını vurguluyor.
Ferda Besli, mevcut durumun rasyonel bir finansman tercihi olsa da riskleri artırdığı konusunda uyarıyor. Reel sektörün 2018-2023 yılları arasında TL’nin değer kaybı nedeniyle yaşadığı kur farkı zararlarını hatırlatan Besli, şirketlere doğal korunma (hedge) sağlamak için ihracat ve döviz kazandırıcı faaliyetleri artırmalarını, TL reeskont kredilerini maksimum seviyede kullanmalarını ve ileri vadeli döviz alım anlaşmaları yapmalarını öneriyor.