Las Vegas’taki Sphere sahnesi, 1939 klasiği ‘The Wizard of Oz’u yapay zekâ desteğiyle yeniden sahneye taşıdı. Deneyim, teknolojinin yaratıcılıkla ilişkisine dair tartışmaları alevlendirdi.
Sinema tarihinin en ikonik yolculuklarından biri, bu kez yapay zekâ ve sahne teknolojilerinin gücüyle karşımıza çıkıyor. Las Vegas’taki Sphere’de prömiyeri yapılan yeni Wizard of Oz (Oz Büyücüsü) deneyimi, klasik filmi seyirciye etkileşimli bir gösteri olarak sundu.
Reuters’ın aktardığına göre; gösteri sırasında drone’larla uçan maymunlar havada süzüldü, salonu saran rüzgâr efektleriyle Dorothy’nin kasırgaya kapılışı izleyiciye yaşatıldı. Konfeti yağmuru, sahnenin gerçek ile hayal arasındaki sınırlarını tamamen eritti. Projeye iki yıl boyunca 2 bin kişilik bir ekip çalıştı; Google DeepMind araştırmacılarının katkılarıyla yapay zekâ, görüntü restorasyonu ve yüz detaylandırmada kritik bir rol üstlendi.
Sphere Entertainment’ın CEO’su James Dolan, bu yapımı “deneyimsel hikâye anlatımında büyük bir adım” olarak nitelendirdi. Ancak yaratıcı süreçte yapay zekânın bu denli yoğun kullanımı, Hollywood’da “yaratıcılığın yerini mi alıyor?” sorusunu yeniden gündeme taşıdı.
Prömiyere, orijinal filmin başrol oyuncusu Judy Garland’ın kızı Lorna Luft da katıldı. Luft, “annemin mirasının böyle yenilikçi bir şekilde yaşatıldığını görmek büyük mutluluk” sözleriyle projeye destek verdi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Las Vegas’ın kalbinde yer alan Sphere, 2023’te açıldığında dünyanın en büyük küresel yapısı olarak tanıtıldı. 112 metre yüksekliğinde ve 157 metre genişliğinde olan bu dev mekan, 360 derece LED ekranıyla tam anlamıyla “içine girilebilir bir ekran” deneyimi sunuyor. Ses teknolojisi, koltuk titreşimleri ve çevresel efektlerle izleyiciye sadece görsel değil, fiziksel bir his de yaşatıyor. U2 konserinden film prömiyerlerine kadar farklı etkinliklere ev sahipliği yapan Sphere, eğlence endüstrisinin teknolojiyle birleştiği en iddialı mekânlardan biri olarak kabul ediliyor.
1939 yapımı The Wizard of Oz, Victor Fleming yönetiminde çekildi ve Hollywood’un altın çağının simge eserlerinden biri oldu. MGM stüdyoları için büyük bir risk taşıyan film, zamanla müzikal türünün doruk noktalarından biri sayıldı. Judy Garland’ın “Somewhere Over the Rainbow” yorumu sinema tarihinin en unutulmaz sahneleri arasına girdi. Renkli film teknolojisinin yeniliğini kitlelere tanıtan yapım, fantastik sinemanın temellerini atarken, arkadaşlık, cesaret ve eve dönüş arzusunu evrensel bir masalın içine yerleştirdi. Günümüzde hâlâ “Amerikan sinemasının kolektif hafızası”nın en parlak örneklerinden biri olarak anılıyor.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
