Sanatın diliyle yoksulluğu, insan ruhunu ve kültürel çelişkileri perdeye taşıyan usta yönetmen.
Satyajit Ray, 1921’de Kalküta’da doğmuş, 1992’de yaşamını yitirmiş Hindistanlı film yönetmeni, yazar ve bestecidir. Dünya sinemasının en saygın figürlerinden biri kabul edilir. Uluslararası alanda Hindistan sinemasının Batı’ya açılan en güçlü kapısı olmuş; özellikle “Pather Panchali” (Yol Türküsü) ile başlattığı Apu Üçlemesi ile tüm dünyada tanınmıştır.
Ray, Tagore’un kurduğu Santiniketan Üniversitesi’nde sanat eğitimi aldı. Reklamcılıkla başlayan kariyerinde sinema tutkusunu, Jean Renoir’in Hindistan’da çektiği “The River” filminde asistanlık yaparak derinleştirdi. 1955’te çektiği Pather Panchali, yoksul bir Bengal ailesinin yaşamını lirik bir gerçekçilikle anlatırken, hem Hindistan’da hem dünyada büyük yankı uyandırdı. Film, Cannes Film Festivali’nde ödül kazandı.
Ardından gelen Aparajito (1956) ve Apur Sansar (1959), sinema tarihine “Apu Trilogy” olarak geçti. Bu filmler yalnızca bireysel büyüme hikâyeleri değil, aynı zamanda sömürge sonrası Hindistan’ın toplumsal dönüşümlerinin görsel belgeleridir. Ray, sonraki yıllarda Charulata (1964), Devi (1960), The Music Room (Jalsaghar, 1958) gibi filmleriyle toplumsal sınıfları, kadınların konumunu ve gelenek–modernlik çatışmasını işledi.
Ray yalnızca yönetmen değil, aynı zamanda yazar, çizer ve besteciydi. Çocuk kitapları, dedektif hikâyeleri (özellikle Feluda serisi) ve bilimkurgu öyküleriyle de Hindistan edebiyatına katkı sundu.
1992’de, ölmeden kısa süre önce, sinemaya katkılarından ötürü Oscar Onur Ödülü’ne layık görüldü.
Çünkü sinemayı salt eğlence değil, insan ruhunu ve toplumsal yapıyı anlama aracı olarak kullandı. Filmleri, yalınlığı, şiirselliği ve insana duyduğu derin empatiyle sinema tarihinin mihenk taşları arasında yer alır.
Bireyin çocukluktan yetişkinliğe geçişini anlatırken Hindistan’ın kültürel değişimlerini de yansıtır. Bu üçleme, dünya çapında “yeni gerçekçilik” hareketleriyle kıyaslanır ve sinemada şiirsel gerçekçiliğin doruklarından biri kabul edilir.
Yoksulluk, aile bağları, kadınların toplumdaki yeri, gelenek-modernlik çatışması, sınıfsal gerilimler ve insanın içsel yalnızlığı.
Hayır. Feluda dedektif romanları, Shonku bilimkurgu öyküleri ve çocuk edebiyatına katkılarıyla aynı zamanda edebiyatçıydı. Ayrıca kendi filmlerinin müziklerini de besteledi.
Dünya sinemasının auteur yönetmenlerinden biri olarak. Cannes, Venedik, Berlin gibi festivallerde aldığı ödüller ve Oscar Onur Ödülü, onun mirasını kalıcı kıldı. Hindistan’da Ray, bir sinemacıdan çok daha fazlası; bir kültür ikonu olarak anılıyor.
Sinemada: Martin Scorsese, Akira Kurosawa ve François Truffaut gibi yönetmenler Ray’i ilham kaynağı olarak göstermiştir.
Edebiyat: Ray’in Feluda ve Shonku serileri, hâlâ Hindistan’da en çok okunan eserler arasındadır.
Müzik: Filmlerinin büyük kısmında kendi bestelerini kullanarak görselle işitseli kaynaştırmıştır.
Satyajit Ray, Hindistan’ın kültürel belleğini beyazperdeye aktarmış; sinemayı hem şiirsel hem gerçekçi bir dille toplumsal bir aynaya dönüştürmüştür. O, yalnızca Hindistan’ın değil, dünya sinemasının evrensel dilinde derin izler bırakmış bir sanatçıdır.
► PARALLEL CINEMA
► BOLLYWOOD
► MOLLYWOOD
► BAĞIMSIZ SİNEMA
► KOLLYWOOD