Almanya Başbakanı Merz, Netanyahu hükümetinin Gazze'de yaptıkları ve yapmak istediklerine "kabul edilemez" sözleriyle tepki gösterdi. Emekli Avrupalı diplomatlar ise İsrail'e yaptırım uygulanması için AB'ye çağrı yaptı.
Friedrich Merz (Fotoğraf: Tobias SCHWARZ / AFP)
Almanya Başbakanı Friedrich Merz, İsrail’in Gazze Şeridi’ni kontrolü altına almak için başlattığı kapsamlı askeri harekâta ve İsrail ordusunun bu kapsamda bir hastaneyi hedef alarak 5’i gazeteci 20 kişiyi öldürdüğü saldırıya tepki gösterdi.
Berlin’de Belçika Başbakanı Bart De Wever’i ağırlayan Merz, konuğu ile düzenlediği ortak basın toplantısında Gazze’de yaşanan son gelişmelerin İsrail’e Gazze’de kullanabileceği silahları tedarik etmeme kararının doğru bir karar olduğunu gösterdiğini dile getirdi.
Merz, İsrail’in dün Gazze’de Nasır Hastanesi’ni hedef aldığı saldırısı hakkında, “Şu anda bunun gazetecilere yönelik hedefli bir saldırı olduğuna inanmıyorum. Ancak hem İsrail ordusu hem de İsrail hükümeti bu olayla ilgili kapsamlı bir soruşturma başlatma sözü verdi ve nihai bir karar vermeden önce sonucu beklemek istiyorum” ifadelerini kullandı.
Merz konuşmasının devamında yaşananların İsrail hükümetinin Gazze’nin kontrolünü ele geçirme planının bir sonucu olduğunu belirterek eleştirilerinin dozunu artırdı.
İsrail hükümeti ve ordusu tarafından uygulanması kararlaştırılan ve uluslararası kamuoyunda “işgal planı” olarak adlandırılan Gazze planının dünkü olayların kaçınılmaz olarak yaşanmasına yol açtığına işaret eden Merz, önümüzdeki günlerde ve haftalarda buna benzer hadiselerin daha sık yaşanacağı konusunda da uyarıda bulundu.
“Bu nedenle, İsrail’in Almanya’dan Gazze’de kullanabileceği silahlar almasını engelleyerek ne denli doğru bir karar almış olduğumu görüyor, kararımın doğruluğunun teyit edilmiş olunduğunu hissediyorum” diyen Merz, şunları dile getirdi:
“İsrail hükümetinin Gazze’de yaptıkları ve İsrail ordusunun İsrail hükümetinin istediklerini yerine getirmek için orada yaptıkları kabul edilemez. Dün yaşananlar, Hamas’a karşı yürütülen özünde haklı mücadelenin üzerine ağır bir gölge düşürüyor. Sivil halka, ilgisiz üçüncü taraflara, bu durumda hastane personeline, hastalara ve gazetecilere verilen bu zarar işte bu kitlesel askeri harekâtın sonucudur.”
Bu arada Avrupa Birliği’nde (AB) bağımsız Filistin devletinin tanınması konusunda hararetli tartışmalar sürüyor.
Almanya’nın çok yakın partner ülkeleri arasında yer alan Fransa, İngiltere, Avustralya ve Kanada, geçtiğimiz haftalarda Filistin devletini tanımaya hazır olduklarını duyurmuştu. Ancak Almanya, son günlerde İsrail’e yönelik eleştiri dozunu artırmakla birlikte bu konuda pozisyonunu henüz değiştirmedi.
Merz, bugün yaptığı açıklamada bu aşamada bağımsız bir Filistin devleti için gerekli ve olması gereken koşulların mevcut olmadığını, meşru bir hükümete sahip bir toprak parçası ve devlet otoritesi bulunmadığını kaydetti.
Bununla birlikte Friedrich Merz, İsrail’in iki devletli çözümü ve bağımsız Filistin devletinin tanınmasını önlemek için Batı Şeria’da yeni yerleşim birimleri inşa etmeye girişmesini sert ifadelerle eleştirdi. İsrail’in bu projesinin uluslararası hukuku ihlal ettiğini vurgulayan Merz, Netanyahu hükümetinin yerleşim inşa etme planı için “Bunlar açıkça gelecekte devlet kurulmasını imkansız kılmak için tasarlanmış” diye konuştu.
Bu arada yaklaşık 200 emekli Avrupalı diplomat ve AB ile üye ülkelerin üst düzey yetkilileri imzaladıkları ortak bir metinle AB’ye İsrail’e yaptırım uygulama çağrısı yaptı.
Bugün yayımlanan ortak çağrıda, “Gazze’deki durumun kötüleşmesine rağmen AB’nin İsrail’i acımasız savaşa son vermesi için hiçbir somut adım atmamış olmasından dolayı derin hayal kırıklığımızı dile getiriyoruz” ifadeleri yer aldı.
Metinde, AB devlet başkanlarının İsrail’e silah sevkiyatını durdurması gerektiği vurgulanıyor, İsrail’in yer aldığı projelere sağlanan fonların da askıya alınması talep ediliyor. Ayrıca, yasa dışı İsrail yerleşimlerinden gelen mal ve hizmetlere ekonomik yaptırım uygulanması zamanının da geldiği belirtiliyor.
Aralarında çok sayıda emekli Alman diplomatının da yer aldığı imzacılar, AB’nin İsrail’e karşı izlenecek politikalarda ortak bir tutum belirlemesi gerektiğine işaret ederek bunun sağlanamaması halinde üye ülkelerin artık tek başlarına harekete geçip daha aktif politikaları hayata geçirmesi gerektiğini vurguluyor.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
