Doğu ile batı arasında kalmak ya da bunların ortak noktasında kesişerek ortaya yeni bir kimlik çıkarabilmek her daim sanatın uğraş alanı içerisinde yer aldı. Bunun bir nedeni, batının ve doğrunun birbirine olan kültürel uzaklıkları ve birbirlerine karşı besledikleri meraktı. Batı ile ilgili yeterince bilgimiz var. Ne de olsa popüler kültürün öncü biçimlendiricilerinden. Ayrıca medya da genellikle batıya yönelik. Peki ya doğu? Onunla ilgili bilgimiz ve deneyimimiz nedir? Ne kadarını gerçekten yaşıyoruz? Bu sorular, güncelliğini her zaman koruyor.
Tam da bu noktada genç fotoğrafçı Olgaç Bozalp’ın fotoğrafları dikkatleri üzerine çekiyor. Bugün Londra ile Berlin arasında yaşamını sürdüren Bozalp, 1987 yılında Konya’da doğdu. İç Anadolu coğrafyasının kültürü içerisinde büyüdü ve şekillendi. Yetişkin zamanında İngiltere’te taşındığında fotoğrafa yöneldi. Yaşadığı batı kültürü içerisinden geldiği topraklara baktı ve kimliksel arayışını göç olgusu üzerinden yeniden şekillendirdi. Doğu ve batı kültürlerinin kesişim noktasında şekillendirdiği görüntülerle toplumsal cinsiyet ve güzellik gibi evrensel temaları işledi.
Bozalp’in sanatsal yolculuğu, Konya’da başlayan bir merakla şekillendi. Çocukluk yıllarında yazdığı şiirler ve senaryolarla edebiyatla tanıştı. Bir akrabasının oyuncu olması sayesinde tiyatro dünyasına girdi ve bu, onun hayatında önemli dönüm noktalarından biri oldu. Kıbrıs’ta oyunculuk eğitimi aldı. Bu dönemde farklı karakterlere bürünerek makyaj yapıp kendisini fotoğrafladı; bu süreç, fotoğrafçılığa olan ilgisinin ilk adımlarını oluşturdu. İngiltere’ye taşındıktan sonra fotoğrafçılığa yöneldi ve zamanla kendine özgü bir görsel dil geliştirdi.
Fotoğrafç: Olgaç Bozalp
Bozalp, eserlerinde, görsel estetiği ve anlatıyı birleştiriyor. Bu anlamda bir çeşit teatral alt yapıya sahip oldukları da söylenebilir. Fotoğraf serilerinde her zaman belirli bir temaya sadık kalarak bu temayı bir yazar gibi işlemektedir.
Home: Leaving One For Another (Ev: Biri İçin Diğerini Bırakmak) adlı serisinde, göç temasını ele alırken, göçmenlerin yüzlerini bilinçli olarak göstermemeyi tercih etti. Bu yaklaşım, medyada sıkça karşılaşılan anonimleştirilmiş göçmen imajlarına bir eleştiri niteliği taşıyordu. Aynı zamanda, izleyiciyi göçmenlerin bireysel kimliklerini sorgulamaya davet ediyordu.
Sanatçı Dad on His Search for Hüseyin (Hüseyin’in Arayışından Babam) adlı projesini, babasıyla birlikte farklı ülkeleri ziyaret ederken şekillendirdi. Babasının kimlik arayışını ve kültürel bağlarını inceledi.
Bozalp ortaya çıkardığı çarpıcı karelerle kısa zamanda uluslararası alanda da sesini duyurmayı başardı. 2019 yılında British Journal of Photography tarafından “Ones to Watch” listesine dahil edildi. Ayrıca, Aperture dergisinin “Element of Style” sayısında yer aldı ve M Le Monde, Dazed, Dust gibi prestijli yayınlarda eserleri yayımlandı. Foam Müzesi’nin “Foam Talent” seçkisinde de eserleri sergilendi.
Fotoğrafç: Olgaç Bozalp
Sanatçının en son projelerinden biri olan “Karnıbahar”, 2025 yılında İstanbul’daki performans ve gösteri alanı Bilsart’ta sergilendi. Bu projede, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen bireylerin portreleri ve yaşam kesitleri yer aldı.
Bozalp, gelecekteki projeleriyle, farklı kültürleri ve kimlikleri keşfetmeye devam etmeyi hedefliyor. Görsel anlatımını, toplumsal meseleleri sorgulayan ve izleyiciyi düşünmeye sevk eden bir araç olarak kullanmaya devam etmek istiyor.
Fotoğrafç: Olgaç Bozalp
Olgaç için fotoğrafçılık sadece bir görsel sanat değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir anlatı aracı. Eserleri, izleyiciyi kendi kimliklerini, kültürel bağlarını ve toplumsal rollerini sorgulamaya davet eder. Sanatçının çalışmaları, çağdaş fotoğrafçılığın sınırlarını zorlayan, izleyiciyi derinlemesine düşünmeyi teşvik eden ve evrensel temaları işleyen önemli örnekler arasındadır.