Kenyalı yazar Ngũgĩ wa Thiong’o (Fotoğraf: TONY KARUMBA / AFP)
Edebiyat yalnızca estetik bir uğraş değil, aynı zamanda güç ve hafıza mücadelesidir. Kenyalı yazar Ngũgĩ wa Thiong’o, geçtiğimiz günlerde yayımlanan son kitabı Decolonizing Language (Dili Sömürgeden Kurtarmak) ile bu gerçeği bir kez daha hatırlatıyor. Kitap, sömürgecilik sonrası toplumlarda dilin nasıl bir direniş alanı hâline geldiğini ve anadilin özgürleşmedeki rolünü inceliyor.
The Guardian’ın aktardığına göre, Ngũgĩ’nin yeni çalışması yalnızca akademik bir analiz değil; aynı zamanda bir edebi vasiyet niteliği taşıyor. Eleştirmenler, bu metnin yazarın “son büyük sözü” olabileceğini ve hayatı boyunca savunduğu fikirlerin damıtılmış hâlini sunduğunu belirtiyor.
Ngũgĩ, 1970’lerden itibaren İngilizce yerine anadili Gikuyu’da yazmaya başlamış; bu tercih edebiyat çevrelerinde cesur ama tartışmalı bir karar olarak değerlendirilmişti. Bugün hâlâ “anadilinde yazma” çağrısı, sömürgecilik sonrası kültürlerin en temel özgürlük arayışlarından biri olarak görülüyor. Yazar, bu kitapta yalnızca Afrika’ya değil, tüm dünyada sömürgecilik deneyimi yaşamış dillere sesleniyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Kitap, dilin hem kimlik hem de hafıza için nasıl kurucu bir unsur olduğunu hatırlatıyor. Ngũgĩ’nin entelektüel mirası, dilin yalnızca iletişim değil, aynı zamanda bir özgürleşme silahı olduğunu vurgulayan bu eserle pekişiyor.