Beyaz Toros. Bir otomobilden fazlası. Zorla kaybetmelerin, faili meçhullerin ve cezasızlığın sembolü. Kürtlerin, solcuların, muhaliflerin zihinlerinde hiç de olumlu olmayacak şekilde hafızalarda yer edinen Beyaz Toroslar, yeniden Türkiye gündeminde. En son kudretli bir savcının odasından küçücük bir model araç olarak topluma gözdağı verirken bile görüldü. Ne zaman nerede hangi kılıkla sindirme görevi için ortaya çıkacağı belli olmuyor.
Sabah sabah haberlere göz gezdirirken TBMM’de çözüm süreciyle ilgili yapılacak komisyon toplantısından önce bir kişinin Meclis önüne kadar getirdiği Beyaz Toros aracını ateşe verdiğine dair haberleri gördüm. Alevleri epeyce yükseğe çıkan aracın yanışı -tam da 40 yıllık bir sorun için TBMM’de toplantı yapılacakken- çok sembolik geldi bana. O 40 yıllık sorunla özdeşleşmiş bir aracın yanışı, bir devrin kapanışı mıdır bilemiyorum ama Türkiye gibi ülkelerde “Beyaz Toros”lar öyle kolay kolay bitmez. Şekil değiştirir, başka versiyonlarıyla yine gündemde olmaya devam eder. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bugünlerde sık sık vurguladığı gibi “ak Toros” olur adı, “yargı Toros” olur, “mafya Toros” olur, ama varlığını sürdürür…
Renault marka bu araç, faili meçhullerle dolu karanlık bir dönemin adı. Toplumsal hafızada vahşi ölümlerle ve cezasızlıkla anılan Beyaz Torosların “hayaleti”, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 12 Temmuz’daki, “Devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardı. Beyaz Toroslar bunlardan biriydi” sözleriyle yeniden aramıza geldi. Ondan önce de İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in masasındaki küçük bir model araç olarak karşımıza çıktı.
Peki ama Beyaz Toros’lar gerçekten tarihe karışmış mıydı yoksa zaten hiç gitmemiş miydi?
2023’te Bursaspor tribünlerinde “Yeşil” lakaplı JİTEM tetikçisi Mahmut Yıldırım’a atıfta bulunan pankartlar, 2015’te dönemin Başbakanı Davutoğlu’nun, “AK Parti iktidardan indirilirse buralarda Beyaz Toroslar dolaşacak” sözleri, sosyal medyada Kürtlere yönelik tehditlerde bu sembolün kullanılması ve son olarak bir savcının masasındaki Beyaz Toros maketi bu soruyu canlı tutuyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB’ye yönelik soruşturmalara baktığını öne sürdüğü bir savcının masasında “Beyaz Toros” maketi bulunduğunu açıkladı. Bu açıklaması üzerine Özel hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” ve “tehdit” suçlarından re’sen soruşturma başlatıldı. Özel’in açıklamaları sonrasında masasında maket bulunduran savcı hakkında paylaşım yapan gazeteci Oğuz Bakır’a ev hapsi verildi.
CHP milletvekili Zeynel Emre, bu iddiayla ilgili Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a soru önergesi verdi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise Toros maketine tepki göstererek, “Bir savcı, Erdoğan’ın Beyaz Torosları eleştirdiği gün masasına Beyaz Toros koyuyorsa, buna eyvallah etmeyiz. Yargı, Beyaz Toroslardan inmelidir” dedi.
Ve son olarak bu sabah Meclis’in tam önünde, hem de 40 yıllık silahlı ve kanlı bir savaşın sona ermesi için yürüyen süreci takip etmek amacıyla oluşturulan komisyon toplantısından hemen önce bir Beyaz Toros ateşe verildi. Beyaz Toros’tan çok çeken bir halkın tepkisi de olabilir, Beyaz Toros’un ölmediğini, tersine gerekirse “kendini feda etmeye bile hazır olduğu” mesajı vermek isteyen çevrelerin işi de olabilir.
Emniyet’ten sıcağı sıcağın yapılan ilk açıklamada, Beyaz Toros’u getiren sürücünün Mersin’den geldiği; “psikolojik sorunları” olduğu, birçok suç kaydı bulunduğu gibi hiç de “şaşırtıcı olmayan” bilgiler paylaşıldı. Bu arada görgü tanıkları da Beyaz Toros’un sahibi kişinin, aracı ataşe verirken defalarca “Allah’ın adaletini istiyorum” diye bağırdığını bildirdiler.
Türkiye, Beyaz Toros zihniyetini ne kadar unutmaya çalışsa da o bir şekilde bir yolunu bulup hafızalarımızın boşluklarından sızmaya devam ediyor. Kendini asla unutturmuyor. PKK’nin dağdan inip silahlarını ateşe verip 40 yıllık silahlı mücadeleyi sonlandırma kararı aldırdığı bir iklimde, Meclis bahçesinde yanan Beyaz Toros, sadece geçmişin karanlık bir simgesi olmadığını, günümüzde de siyasal ve toplumsal alanlarda etkisini sürdürdüğünü net biçimde gösterdi.
Beyaz Toros’lar, uzun yıllar Emniyet ve Polis Teşkilatında, askeriyede ve devletin çeşitli kollarında resmi araç olarak kullanıldı. Bu bakımdan zırhlı modelleri de mevcuttu. Zırhlı modellerde, camların standart kalınlığın çok üzerinde olmasından dolayı açılmadığı ve bu bakımdan bu modellere sunroof extrasının dahil edildiği görülmüştür. Özellikle JİTEM tarafından 1991 – 1996 arasında sıklıkla kullanılmış olduğu için halk arasında “Beyaz Toros” kavramının oluşmasına neden oldu. Başta Kürt siyasi hareketine yakın isimler olmak üzere, iş insanları, bürokratlar, öğrenciler, çiftçiler, köylüler, kadınlar, yaşlılar, çocuklar… Kısaca ülkedeki anti-demokratik tüm uygulamaların göbeğinde varlığıyla Beyaz Toros devletin hukuk dışına çıkışının sembolü…
Peki Beyaz Toros simgesi neden ve nasıl bir anda gündemimize bu kadar hızlı girdi ve bunca çok yer işgal ediyor. Paramilitarizm ve özel askeri şirketler üzerine çalışan Dr. Özlem Has, Agos gazetesine verdiği röportajda bu sembolün toplumsal ve siyasal hayatımıza yeniden ortaya çıkması hakkında, “Bu araçlar, zorla kaybetmelerin ve faili meçhul cinayetlerin ötesinde cezasızlığın da sembolü oldu. 90’larda o araçları kullananlar hâlâ yargı önünde hesap vermiş değil. Adalet kavramının tartışıldığı ve adalet sistemine güvensizliğin arttığı Türkiye’de bir savcının masasında Beyaz Toros maketinin bulunmasının tesadüf olmadığını düşünüyorum. Böyle bir simgenin, yargı gibi tarafsız ve bağımsız olması beklenen bir kurumun mensubu tarafından sahiplenilmesi, yalnızca geçmişle yüzleşemediğimizin değil, aynı zamanda bu zihniyetin yaşadığı ve kurumsallaşmaya devam ettiğinin de göstergesi” değerlendirmesinde bulunuyor.
Özlem Has, “Bugün Beyaz Toroslar sokaklarda olmasa da cezasızlık ve toplumsal hafızadaki kapanmamış yaralar ve bu sembollerin siyasal alanda dolaşımda olması, zihniyetin yok olmadığını yalnızca biçim değiştirdiğini gösteriyor” diye de ekliyor. Biçim değiştirmiş “Beyaz Toros” zihniyeti şekil değiştirerek aramızda dolaşmaya devam ediyor.