Eski TBMM Başkanvekili Bülent Arınç, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın geçtiğimiz Cuma günü hutbede İslam’daki miras hukuku konusunu ele almasına yönelik eleştirileri değerlendirdi. Bazı vatandaşların, “Kadınlar yarım pay mı alacak?” gibi sorular ve tepkilerle konuyu tartışmaya açtığını belirten Arınç, bu tür eleştirilerin yersiz olduğunu iddia etti.
Arınç, açıklamasında örnekler üzerinden konuyu detaylandırdı. Meslek hayatı boyunca Türk Ceza Kanunu’nun 163. maddesinden açılan davaları takip ettiğini ve söz konusu maddenin laikliğe aykırı eylemleri cezalandırdığını hatırlatan Arınç, geçmişte Kayseri’de bir vaizin hutbede İslam’daki miras hukukunu anlatması nedeniyle açılan davayı örnek gösterdi. Arınç, Yargıtay’ın vaizin görevini yerine getirdiğini belirterek cezayı bozduğunu ve hutbede miras hukukunun anlatılmasının laikliğe aykırı bir faaliyet olmadığını net bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.
“Laikliğe aykırı olan, hutbenin sonunda bu sistemin zorunlu olarak uygulanması gerektiğini söylemek olurdu” diyen Arınç, Diyanet’in günümüzde hutbelerde toplumu bilgilendirme görevini yerine getirdiğini vurguladı. Arınç, ayrıca eski Medenî Kanun öncesi dönemde vefat eden kişilerin miraslarının hâlâ İslam’daki miras hukukuna göre dağıtılabildiğini belirterek, mahkemelerin bu konuda hassas davrandığını ve gerektiğinde bilirkişi desteği aldığını aktardı.
Arınç, bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hedef alınmasının yanlış olduğunu vurgulayarak, kurumun toplumu aydınlatma görevini başarıyla sürdürdüğünü ifade etti. Açıklamasını 17 Ağustos 1999’daki depremde hayatını kaybeden vatandaşları rahmetle anarak sonlandıran Arınç, “Rabbim ülkemizi ve milletimizi tüm afetlerden korusun” dedi.