Eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar, Avukat Rezan Epözdemir’in sorgusunun ciddi bir krize dönüşmek üzere olduğunu öne sürdü. “Mehmet Uçum başta olmak üzere ‘hatırlı’ çok sayıda isim devrede, Başsavcı Akın Gürlek’i kuşatma altına aldılar” ifadelerini kullanan Tayyar, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Başsavcı Akın Gürlek’i yalnız bırakmaması” çağrısında bulundu. Topa Mücahit Birinci de girdi.
Eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar, gözaltına alınan avukat Rezan Epözdemir’in sorgu süreciyle ilgili çok konuşulacak iddialarda bulundu.
Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Rezan Epözdemir sorgusu ciddi bir krize dönüşmek üzere. Şüpheli, ısrarla cep telefonunun şifresini vermek istemiyor. Şifre krizi aşılamadığı için sorgu süresi uzatıldı” ifadelerini kullanan Tayyar, süreçte Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum başta olmak üzere bir dizi ismin Başsavcı Akın Gürlek’e yoğun baskı yaptığını öne sürdü.
Uçum ile ilgili de iddiada bulunan Tayyar, “Mehmet Uçum başta olmak üzere ‘hatırlı’ çok sayıda isim devrede, Başsavcı Akın Gürlek’i kuşatma altına aldılar. Gürlek, İmamoğlu dosyasında bile görmediği yoğun baskı karşısında bunalmış vaziyette, şahsına yönelik iftira kampanyası başlatılmasından endişe duyuyor” dedi.
“Devrede olanlar cep telefonu şifresinin verilmesine karşı çıkarak soruşturmanın mevcut delillerle tamamlanmasını, serbest bırakılmasını istiyorlar” diyen Tayyar, “Peki neden? Şüphelinin cep telefonunun açılma ihtimali, Uçum başta olmak üzere kimleri neden rahatsız etti?” ifadelerini kullandı.
Tayyar, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenip “Başsavcıyı yalnız bırakmayın” dedi.
Epözdemir’le ilgili “kriz” iddiası üzerine eski AKP MKYK Üyesi Avukat Mücahit Birinci de tepki gösterdi. Birinci “Hiçkimse İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığını baskı altına alamaz. Tüm olan biten gözümüzün önünde oluyor. Bu pervasızlığa müsaade etmek mümkün değil” dedi.
Birinci şöyle devam etti:
“İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımız, büyük bir cesaret ve özenle, hukuken kangren haline gelmiş meselelerin üzerine gidiyor ve “bunlara asla dokunulamaz” denen şahıslara bal gibi dokunuyor. Azınlık elitlerine arka çıkanlarla kavgayı aleni yapmaktan da çekinmeyeceğimizi açık bir şekilde ifade ediyorum. 1994 yılından beri merhum babamızla, ailemizle hareketin içerisinde olan bizler, toplumda “elit bir dokunulmaz azınlık” yaratmak için yola çıkmadık. Tam tersine bu “azınlık elitizmini” berhava etme hayali ile say ettik. Bu tiplere arka da çıkmadık. Bir kere daha meselelerin üzerine istikrar ve cesaretle giden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımız başta olmak üzere, tüm savcılarımızı, başsavcılarımızı tebrik ediyorum. Milletimizin duası onlara yeter.”
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gençlik yıllarından beri “yol arkadaşı” olan eski AKP’li milletvekili Metin Külünk de krize ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Bu şahsın avukatlık kimliği ve Ankara ile İstanbul’da kurduğu iletişim ağı, yargının bu soruları sorma hakkını ortadan mı kaldıracak? Telefon şifresini vermiyor… Neden korkuyor? Telefon şifresini vermeyerek kimleri saklıyor? Bu saklananlar, Çağlayan Adliyesi Başsavcısı Sayın Akın Gürlek’e yönelik baskı ve baskı ötesi tutum ve davranışların içine girme hakkını nereden buluyor? Elinizi Akın Gürlek Bey’in üzerinden çekin! Cesaretiniz varsa, soruşturmanın adil yargı sistemi içerisinde sürmesini engelleyecek hiçbir adım atmayın.
Korkaksınız! Çünkü telefonun şifresinin yargıya teslim edilmesinden korkan sizsiniz. Yoksaaaaaa telefonun içindekiler şantaj unsuru olarak mı size karşı kullanılıyor? Serbest bırakılması için bu baskınız niye? Ve dönüp, başsavcıya baskı yapmaya kalkıyorsunuz; oturduğunuz koltuklarda, tartışmalı gücünüz üzerinden…
Açıkça söylüyoruz: Sayın Erdoğan’a a en büyük zararı verenler sizlersiniz. AK Parti hareketini sokaktan koparan ve ele geçirdiğiniz koltuklar üzerinden derebeyliğinizi ilan ederek kurduğunuz düzeneklerin bozulma tehlikesinden korktuğunuz için soruşturmayı engellemeye kalkıyorsunuz. Oturun oturduğunuz yerde! Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan‘a açık çağrımızdır:
Sayın Akın Gürlek’i, yürütülen soruşturma üzerinden baskılamaya çalışanlar, sizi yalnızlaştırmaya çalışanların ta kendileridir.”
Avukat Rezan Epözdemir, “rüşvet”, “Gülen cemaatine yardım” ile “siyasal ve askeri casusluk” suçlarından yürütülen iki ayrı soruşturma kapsamında dün gözaltına alınmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Epözdemir’in gözaltına alınması hakkında şu açıklamayı yapmıştı:
“Bazı sosyal medya platformları ve haber sitelerinde ‘avukat Rezan Epözdemir’ başlıklı haber içerikleri ilgili bir basın açıklaması yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Cumhuriyet başsavcılığımızca iki ayrı soruşturma dosyası kapsamında ‘rüşvet’, ‘FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yardım’ ile ‘siyasal ve askeri casusluk’ suçlamaları ile bir süredir hakkında soruşturma yürütülen Rezan Epözdemir, iş yerinde ve ikametinde yapılan eş zamanlı arama işlemleri akabinde saat 05.45 itibarıyla gözaltına alınmış olup, söz konusu soruşturmalar devam etmektedir.”