Ergenekon Davası hükümlüsü Emekli Astsubay Oktay Yıldırım’ın Balıkesir’in Burhaniye ilçesine bağlı Dutluca köyünde saldırıya uğradığı öne sürüldü. Köyde gidiş yolunun kapatılmasıyla ilgili olarak Yıldırım’ın, “İnsanlar buradan geçecek böyle yolu kapatamazsınız” diyerek köy muhtarına tepki gösterdiği; çıkan tartışma üzerine muhtar ve çevresindekilerin Yıldırım’ı darp ettiği, aracına zarar verdiği iddia edildi.
Başından yaralanan Yıldırım’ın köylülerce silahının alındığı, evine sığınan ve konutunun çevresi sarıldığı öne sürülen Oktay Yıldırım’ın hastaneye gidebilmek için jandarmayı beklediği de iddialar arasında yer aldı.
Yıldırım, evinin önündeki aracın da kullanılamaz hale getirildiğini, camlarının kırıldığını, lastiklerinin patlatıldığını ve tekmelendiğini söylerken köy muhtarı Hüseyin Yılmaz, anlatılanların doğru olmadığını anlattı.
Haberin duyulması üzerine Oktay Yıldırım’ın arkadaşları köylüleri ve köy muhtarı Hüseyin Yılmaz’ı tehdit etti.
Gazeteci F. Sibel Gürcihan, Dutluca Köyü muhtarı Hüseyin Yılmaz’ın telefon numarasını Burhaniye Kaymakamlığı’ndan alıp kendisini aradığını kaydetti. Gürcihan, “Bana kızacaklar olacaktır ama gazetecilik kuralı gereği iki tarafı da dinlememiz gerekiyor. Ben muhtara sorumu direkt ve yorumsuz olarak sordum, verdiği cevabı da yorumsuz olarak aktarıyorum. Hüseyin Yılmaz şunları söyledi” diyerek muhtarla arasındaki konuşmayı şu ifadelerle nakletti:
“Biz jandarmaya ifademizi verdik, konuyu sosyal medyada tartışarak gazimizi de daha fazla yıpratmak istemeyiz. Olay şöyle oldu: Bizim köyün yıllardır devam eden köy meydanı hayrı diye bir adeti vardır. İkindi vakti köy halkına yemek dağıtılır, yemek dağıtılırken de köy meydanına çıkan yol kapatılır. Oktay Bey arabasıyla geldi, geçmek istedi. Hayır sahipleri de yolun kapalı olduğunu söyleyip aşağıdaki yolu gösterdiler. Oktay Bey sinirli bir şekilde gitti ama hemen geri dönüp ‘Buradan geçeceğim, yolu kapatamazsınız’ dedi. Yemek alanlarla arasında bir tartışma başladı. Oktay Bey, ‘Başlarım sizin hayrınıza’ deyip küfürlü sözler etti ve kendisi ile tartışan birisine yumruk attı, o kişinin burnu kırıldı. İlk saldıran kendisidir yani. Olay büyüdü, kalabalık galeyana geldi. Oktay Bey’in küfür etmeye devam etmesi üzerine kavga kontrolden çıktı. Olayın hiç bir siyasi tarafı yoktur. Köyümüzde her partiden insan var. Açılım, maçılım, komisyon gibi şeylerden köylümüzün haberi bile yok. Kendisi bir kaç yıldır köyümüzde yaşamaktadır. Asabi bir kişi olduğu için daha önce de köylüyle çeşitli sorunlar yaşadı ama büyümeden hallettik.”
Ergenekon davasının ilk tutuklanan sanığı olarak yaklaşık 7 yıl cezaevinde kalan Astsubay Oktay Yıldırım’ın adı kamuoyu tarafından 12 Temmuz 2007’de Ümraniye’de bir gecekonduda bulunduğu söylenen 27 el bombasıyla duyulmaya başladı. Emekli Astsubay Oktay Yıldırım’ın bu bombaların sahibi olduğu iddia edildi.
Astsubay Oktay Yıldırım, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) Özel Harpçi olarak görev yaparken 2005 yılında malulen emekli oldu. Emekli olduktan sonra Kuvvai Milliye Derneği‘nde Kurucular Kurulu Üyeliği ve İstanbul İl başkanlığı ile kuvvaimilliye adlı internet sitesinde yazarlık yapmaya başladı. Bu dönem içerisinde pek çok “ulusalcı” eylemler düzenledi.
6 Haziran 2006’da İstanbul Taksim’deki AB Bilgi Merkezi önünde düzenlenen “AB‘ye HAYIR” mitinginde avukat Kemal Kerinçsiz ve adı Danıştay Saldırısı nedeniyle gözaltına alınıp serbest bırakılan emekli Binbaşı Zekeriya Öztürk ile beraber yer aldı. 21 Eylül 2006’da yazar Elif Şafak‘ın 301. maddeden yargılandığı davada Kemal Kerinçsiz‘le beraber Şafak’a yönelik protesto gösterisi düzenledi. 12 Haziran 2007’de Mehmet Demirtaş isimli tanıdığının Ümraniye‘deki gecekondusunda 27 adet el bombası bulundu. Demirtaş ve yeğeni Ali Yiğit‘in ifadeleri üzerine bombaların Yıldırım‘a ait olduğu iddia edildi. Bunun üzerine Yıldırım tutuklandı ve yapılan incelemede el bombalarının bazılarının seri numarasının Mayıs 2006’da Cumhuriyetgazetesine atılanlarla örtüştüğü belirlendi. Yıldırım‘a ait olduğu söylenen bombalar üzerine başlayan soruşturma genişleyerek Ergenekon Terör Örgütü soruşturmasına dönüştü ve kamuoyunun yakından tanıdığı pek çok isim hakkında “Silahlı terör örgütü kurmak ve üye olmak” gibi suçlardan dava açıldı. 5 Ağustos 2013’te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında 33 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. 7 yıl yattıktan sonra, kumpasların ortaya çıkmasıyla tahliye edildi.
Hapisteyken OdaTv, Aydınlık ve Teori Dergilerinde yazmaya devam etti ve İşçi Partisi’ne (Şimdiki Doğu Perinçek’in Vatan Partisi) katıldı. Tahliye olduktan sonra partinin MKK ve MYK gibi en üst karar organlarında danışman olarak bulundu. 15 Şubat Olağanüstü kurultayında 16. Sıradan Vatan Partisi MKK üyeliğine seçildi. Aynı zamanda Merkez Denetleme Kurulu ve Kayseri İl Yönetim Kurulu Üyesidir. Halen bu görevleri sürdürmekte ve Aydınlık Gazetesinde her Pazar Satır Arasında Kalanlar sayfasını yapmaktadır.