Hayrettin Karaman’dan AKP’ye İsrail fetvası: “Peygamberimiz de tavizler vermiştir”

Yeni Şafak yazarı Prof. Dr. Hayrettin Karaman, bazı şahısların Türkiye’ye “Ne duruyorsun, İsrail’i vur bu iş bitsin” dediklerini belirterek, AKP'ye yeni bir "fetva" verdi. Karaman, "Peygamberimiz de savunmada kalmayı tercih etmiş, gerektiğinde -sonucu rahmet ve kazanç olan- tavizler de vermiştir." dedi.

  • ü
  • 03 Ağustos 2025
  • ü
  • Gündem

Görüşleri Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ile çevresi tarafından dikkatle takip edilen Yeni Şafak yazarı Prof. Dr. Hayrettin Karaman, yeni bir “fetva” ile gündeme geldi. 21 Aralık 2014’te Yeni Şafak’ta yayımlanan yazısında, “Yolsuzluk başka hırsızlık başkadır” ifadesini kullanarak, “Yolsuzluk da ayıp, günah ve suç olduğu halde tarifi ve hükmü bakımından hırsızlık değildir, hukuki sonuçları ve cezası farklıdır” diyen; “İktidara zarar verecekse doğruları söylemek caiz değildir” ifadesini kullanan Karaman’nın yeni fetva konusu İsrail oldu.

‘PEYGAMBERİMİZ DE TAVİZLER VERDİ’

Yeni Şafak’ta bugün (3 Ağustos 2025) yayımlanan “Diplomasi mi savaş mı?” başlıklı yazıda Prof. Dr. Hayrettin Karaman, bazı şahısların Türkiye’ye “Ne duruyorsun, İsrail’i vur bu iş bitsin” dediklerini, hükümetin ise işi savaşsız, diplomasi ile ve uluslararası toplumu yanına alarak çözmeyi tercih ettiğini öne sürdü. Karaman, “Peygamberimiz (s.a.) Bedir, Uhud, Hendek savaşlarında, Hudeybiye krizinde barışta ve savunmada kalmayı tercih etmiş, gerektiğinde -sonucu rahmet ve kazanç olan- tavizler de vermiştir.” dedi.

‘İSRAİL TEK BAŞINA OLSA YENERİZ AMA…’

Karaman’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:

Peygamberimiz (s.a.) Bedir, Uhud, Hendek savaşlarında, Hudeybiye krizinde barışta ve savunmada kalmayı tercih etmiş, gerektiğinde -sonucu rahmet ve kazanç olan- tavizler de vermiştir.

Makalelerde, sosyal medyada ve bazı konuşmalarda heyecana gelen (bunda da haklıdırlar bu başka) şahıslar Türkiye’ye “Ne duruyorsun, İsrail’i vur bu iş bitsin” diyorlar. Hükümet ise işi savaşsız, diplomasi ile ve uluslararası toplumu yanına alarak çözmeyi tercih ediyor.

Niçin?

Çünkü Belkıs’ın dediği dün de bugün de bir gerçektir; savaşır yenilirseniz bin bela, yenerseniz yine bir belâ: en azından can ve mal kaybı yaşanır.

Ğazze’de bıçak kemiğe dayandığı için, İsrail planını adım adım uygulamakta olduğu için, masum Filistin halkının canına, malına ve mukaddesatına durmadan saldırdığı için Hamas’ın başka çaresi kalmamıştı. Bunlara diyeceğimiz söz, “Allah yardımcınız olsun”dur.

Bize gelince halk olarak bütün yol ve imkanları kullanarak insani yardımda bulunmalı, eksiksiz boykot ile düşmanı sıkıştırmalıyız; silahlı çatışmayı ise sorumlu olan devletten beklemeli, yönetimin, bıçak kemiğe dayanıncaya kadar diplomasi tercihine saygı göstermeliyiz.

İsrail tek başına olsa onu elbette yeneriz, ama ABD, birçok Avrupa, hatta bazı sözde İslam ülkeleri onu desteklediği zaman güç dengesi aleyhimize döner.

Hamaset hayırlı iş görmez, hikmet, feraset, basiret rehberimiz olmalıdır.

Suriye meselesinde de düşman aynıdır: Başta ABD ve İsrail’dir, dahası da vardır.

İşte bu yüzden bu meselenin de çözümünde hükümetimiz hikmet, basiret ve ferasetin rehberliğinde yol alıyor, diplomasiyi sonuna kadar kullanıyor, gücü zaruret halinde kullanıyor; böyle de olmalıdır.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER