İskoç yazar ve aktivist Darren McGarvey, son kitabı Trauma Industrial Complex (Travma Endüstrisi Kompleksi) ile toplumsal ve bireysel travmaların nasıl bir “duygu pazarı”na dönüştüğünü tartışmaya açıyor. 2025’in en çok konuşulan kurgu dışı eserlerinden biri olacağı şimdiden öngörülen kitap, hem akademik çevrelerde hem de dijital kültür yorumcuları arasında yankı buldu.
The Times’ın aktardığına göre, McGarvey kitabında özellikle sosyal medyada kişisel acıların nasıl teşhir edildiğine, bu teşhirin bireysel kazanç ya da görünürlük için nasıl stratejik kullanıldığına ve medya endüstrisinin bu duygu anlatılarını nasıl bir “ürün”e çevirdiğine odaklanıyor. Yazar, “şeffaflık” adı altında yapılan bu paylaşım biçimlerinin aslında yeni bir duygusal sömürü sistemi doğurduğunu savunuyor.
Kitapta, yardım kampanyalarından reality şovlara, Instagram hikâyelerinden travma temelli podcast yayınlarına dek geniş bir mecra yelpazesi ele alınıyor. McGarvey, bu yapıların bir kısmının gerçekten iyileştirici olabileceğini teslim etmekle birlikte, çoğunlukla sistemin çarklarını besleyen, yeniden üretime dayalı bir kısır döngü yarattığını öne sürüyor.
Trauma Industrial Complex, özellikle genç kuşaklar arasında artan “kendini açma” baskısı, kişisel acıların sosyal onayla ödüllendirilmesi ve duygusal deneyimlerin içeriğe dönüştürülmesi tartışmalarına güçlü bir teorik ve etik zemin sunuyor.
İskoç yazar, rap sanatçısı ve sosyal eleştirmen Darren McGarvey, Poverty Safari adlı kitabıyla 2018 Orwell Ödülü kazanmıştı. Toplumsal eşitsizlik, medya kültürü ve sınıf meseleleri üzerine çalışmalarıyla tanınıyor. McGarvey, özellikle İngiltere’nin işçi sınıfı mahallerinden gelen bireylerin sesini duyurmasıyla dikkat çekiyor.