Endüstri çağının kapitalistleri sahneden çekilirken, ağları kontrol eden yeni bir elit sınıf sahneye çıkıyor: Netokratlar.
Netokratiya ya da Türkçeye uyarlanmış hâliyle Netokrasi, bilgi çağında üretim araçlarının yerini “bilgi” ve “ağ” (network) kavramlarının aldığı bir düzende, bu yeni gücü elinde tutan sınıfı tanımlamak için kullanılır. Kavram, Alexander Bard ve Jan Söderqvist’in 2000 tarihli kitabı Netocracy – The New Power Elite and Life After Capitalism ile akademik ve kültürel tartışmalara dâhil olur. Sözcük, Latince network (ağ) ve kratos (iktidar) köklerinin birleşiminden doğar. Kapitalizmin şekillendirdiği sınıflar yerine, artık dijital ağlara erişimi olan, bilgi akışını kontrol eden, dijital itibar ve görünürlük üzerinden konumlanan yeni bir elit sınıf söz konusudur: Netokratlar.
Netokratiya kavramı, sanayi devriminin ardından gelen dijital devrimin sınıf yapısını nasıl dönüştürdüğünü anlamak için ortaya atılmıştır. Bard ve Söderqvist’e göre kapitalizmin klasik burjuvazisi, üretim araçlarını elinde tutarak gücü yönetirken; bilgi toplumunda bu araçlar yerini “dijital ağlara” bırakmıştır. Artık zenginlik değil, erişim; sermaye değil, görünürlük ve etki alanı belirleyicidir.
Bu yeni dünyada iki ana sınıf belirir: Netokratlar (ağı yönetenler) ve Konsumtariat (tüketimle avunan geniş kitle). Netokratlar, sosyal medyada takipçilerini ve etki alanlarını ustalıkla yöneten influencer’lardan, algoritmalarla veri yöneten teknoloji devlerine kadar geniş bir aralıktaki aktörleri kapsar. Konsumtariat ise görünüşte dijitalleşmiş olsa da karar alma süreçlerinden dışlanmış, zamanını ekran tüketimiyle geçiren kitlelerden oluşur.
► Netokrasi kapitalizmin sonu mudur?
Hayır ama onun bir dönüşümüdür. Sermayenin artık fiziksel değil dijital olarak biriktiği; işçiliğin değil, etki yaratmanın ön planda olduğu bir dönemin ifadesidir. Güç merkezleri değişmiştir ama eşitsizlik farklı biçimlerde devam eder.
► Netokratlar kimlerdir?
Kendini içerik üzerinden var eden yaratıcılar, dijital üreticiler, büyük veri yöneticileri, algoritmaları geliştirenler, ağ trafiğini yönlendiren platform sahipleri ve bilgiye erişimi filtreleyen dijital elitler bu sınıfa girer.
► Netokrasi neden “ağ” üzerinden işler?
Çünkü ağlar, bilgi çağının yeni üretim ve dolaşım sistemidir. Paranın değil, bilginin ve dikkat çekmenin egemen olduğu bir dünyada, ağı yöneten kişi hem bilgiye hem güce hükmeder.
► Konsumtariat kimdir ve nasıl yönetilir?
Tüketici sınıftır. Sosyal medya algoritmaları, mikro hedeflemeler, kişiselleştirilmiş içerikler yoluyla yönlendirilir. Eğlenir, yorum yapar, beğenir ama karar almaz.
► Netokrasiye karşı bir direniş mümkün mü?
Mümkün ancak zordur. Direnişin yolu ağın dışına çıkmak değil, ağı çözümlemekten ve alternatif ağlar kurmaktan geçer. Kolektif bilinç, dijital okuryazarlık ve etik teknolojiler bu direnişin temel taşları olabilir.
Netokrasi kavramı doğrudan sinema ya da romanlarda sık geçmese de, kült diziler ve yapımlar bu yapıyı işler: Black Mirror, The Social Dilemma, Mr. Robot gibi yapımlar; ağ sahipliğinin gücünü, görünürlük ekonomisini ve algoritmalarla yönetilen toplumları hicveder. Jean Baudrillard’ın “simülakrlar” evreniyle netokrasi arasında sıkı bağlar kurmak mümkündür. Ayrıca Slavoj Žižek gibi çağdaş düşünürler, bu düzenin görünmez ve gönüllü kölelik biçimlerini eleştirmektedir.
Netokratiya, dijital çağın en çarpıcı kavramlarından biridir. Sınıf yapısını yalnızca üretim üzerinden değil, görünürlük ve ağ kontrolü üzerinden düşünmeye zorlar. Yeni elitler artık holding CEO’larından çok veri madencileri, sosyal medya platformları ve dijital zanaatkârlardır. Ve yeni işçi sınıfı, “bilgi üretmiyor ama paylaşım yapıyor” olan, sonsuz içerik akışının içinde yönünü kaybeden kitlelerdir.
► LİBERALİZM VE TARİHSEL GELİŞİMİ
► ALGORİTMA
► MİKRO ÖDEMELER
► DİJİTAL MAHREMİYET
► DİJİTAL TAPINAKLAR