BURAİHA – Serseri Yazarlar

Yenilgiyi kucaklayanlar, düzeni reddedenler, toplum dışı olmayı bir yaşam biçimi olarak benimseyenler: Japon edebiyatının yeraltı çocukları Buraiha.


Buraiha Nedir?

Buraiha (無頼派), II. Dünya Savaşı sonrası Japon edebiyatında ortaya çıkan, “serseri akım” ya da “serseriler okulu” olarak adlandırılan bir yazın hareketidir. Burai kelimesi Japoncada “serseri”, “serserilik yapan”, “ahlaka aykırı davranan” anlamına gelir; -ha ise “ekol”, “akım” demektir. Bu adlandırma başlangıçta alaycı bir dış gözlemle yapılsa da zamanla bir tür kimliğe dönüşmüştür. Yazarlar, savaş sonrası Japon toplumunun yıkımına, değer kaybına ve ahlaki çöküşüne bireysel yıkım, alkolizm, yalnızlık ve toplum dışılık üzerinden yanıt verir.


Dünden Bugüne Buraiha

Buraiha akımı, 1940’ların sonlarında Japonya’nın savaş sonrası yeniden yapılanma sürecinde, toplumun militarist geçmişle hesaplaştığı ve Batı değerleriyle yüzleştiği bir dönemde ortaya çıktı. Bu yazarlara göre savaşın ardından gelen barış, bir tür boşluktu. “Kurtuluş” kelimesi, onlar için anlamsızdı. Onlar, savaş suçlusu değil ama savaşın mağdurlarıydı. Topluma değil, bireye yöneldiler. Ahlakçı değil, içedönüktüler. Kollektif umuda değil, kişisel karanlığa yazdılar. Bu akımın üyeleri arasında en tanınmışları Osamu Dazai, Sakaguchi Ango ve Oda Sakunosuke’dir. Eserlerinde toplumsal çürüme, bireysel sefalet ve intihar temaları öne çıkar.


Gülünç Olanın Ciddiyeti – “Yeni Gizasakuha”dan “Buraiha”ya Doğru

Giriş

Savaş sonrası Japon edebiyatında ortaya çıkan Buraiha (無頼派) yalnızca bir yaşam tarzı veya yıkım estetiği değil, aynı zamanda edebiyatın iç yapısına, değer sistemine ve türsel sınıflamalarına yöneltilmiş bir itirazdı. Bu itiraz, yalnızca toplum düzenine değil, edebiyatın bizzat kendi kutsallığına karşı da yöneltilmişti. Buraiha yazarları, “ciddi edebiyat”ın hüküm sürdüğü alanlarda alaycılığı, mizahı, hatta “gülünç olan”ı yücelterek hem metinlerin hem de yazar imgesinin merkezini yerinden oynattılar. Bu düşünsel ve estetik dönüşümün kökeni, “Yeni Gizasakuha” (新戯作派 – Yeni Eğlence Ekolü) olarak adlandırılan bir yönelişe kadar uzanır.

Yeni Gizasakuha: “Eğlence Ekolü”nün Dönüşü

“Yeni Gizasakuha” (新戯作派) terimi ilk kez edebiyat eleştirmeni Hayashi Fusao tarafından, Sakaguchi Ango’nun yazılarındaki gizasakuha ruhunu tanımlamak amacıyla kullanıldı. Gizasakuha, Edo dönemi Japon edebiyatında halkı eğlendirmeye yönelik, mizah, hiciv ve halk zevkine hitap eden türlere verilen isimdi. Bu türler, geleneksel Çin edebiyatından ilham alan ciddi ve yüce edebiyat türlerinin karşısında konumlanıyordu. Sakaguchi Ango, 1947 tarihli “Gizasakuha Bungakuron” (戯作者文学論 – Eğlence Yazarı Edebiyatı Üzerine) adlı denemesinde edebiyatın bir “ürün” olduğunu vurguluyor, edebî ciddiyetin ayakta kalamayacağını savunuyordu. Bu çıkış, yalnızca edebiyatın içeriğine değil, aynı zamanda üretim ve alımlanma biçimlerine de yöneltilmişti.

Dazai, Ango ve Oda: Parodinin Ciddiyeti

Dazai Osamu’nun Otogizōshi (お伽草紙 – Masallar Kitabı) adlı eseri, geleneksel Japon halk masallarının parodisini yaparak eğlencenin ardına karanlık bir etik sorgulama yerleştirir. Aynı şekilde, Nyoze gamon (如是我聞) adlı uzun hikâyesinde Shiga Naoya gibi yüce sayılan yazarları sert biçimde eleştirir. Bu tavır, yalnızca estetik bir karşı çıkış değil, aynı zamanda ahlakçı ve realist edebiyat anlayışına karşı bir “maskeli devrim”dir.

Oda Sakunosuke de bu eğilimde yer alır. Onun Kanoosei no Bungaku (可能性の文学 – Olasılıkların Edebiyatı) başlıklı yazısı, edebiyatın sınırsız biçimlenme ihtimalini savunur ve klasik biçimlere sadık kalan yazarlara yöneltilmiş bir reddiye niteliğindedir.

“Buraiha”nın Kavramsal Doğumu

Buraiha’nın “serseri” yaftası, başlangıçta hem yaşam tarzlarına hem de yazım biçimlerine yönelik küçümseyici bir sıfat olarak ortaya çıktı. Ancak zamanla bu yafta, özellikle Sakaguchi Ango’nun 1946’da yayımladığı Darakuron (堕落論 – Yozlaşma Üzerine) ve Dekadan Bungakuron (デカダン文学論 – Dekadan Edebiyat Üzerine) yazılarıyla kavramsal bir gövdeye kavuştu. Bu yazılar, yalnızca savaş sonrası yozlaşmayı değil, onun kaçınılmazlığını da savunuyordu. “İnsan yozlaşmadan edebiyat yaratamaz” fikri, yalnızca bir estetik manifesto değil, bir tür varoluş felsefesi hâline geldi.

Buraiha, yalnızca toplum dışı figürlerin edebiyatıdır demek eksik olur. O aynı zamanda edebiyatın kendini nasıl gördüğüne, neye değer verdiğine ve neyi dışladığına yöneltilmiş bir eleştiridir. “Yeni Gizasakuha” düşüncesi, Buraiha’nın parodiyi bir araç değil, doğrudan bir düşünme biçimi olarak benimsediğini gösterir. Dazai’nin intiharını ya da Ango’nun yozlaşma manifestosunu bir tür “maskeli hakikat” olarak okumak gerekir: Buraiha, ciddiyetin içine düşürdüğü kahkaha ile konuşur. Ve bazen en ciddi eleştiriler, en komik maskelerin ardına gizlenir.


Kayıp Ruhların Edebiyatı – Buraiha’nın Çekirdek Kadrosu ve Yankıları

Buraiha deyince akla gelen ilk isimler, hem edebî üretkenlikleriyle hem de trajik yaşam öyküleriyle öne çıkan bir çekirdek grubu oluşturur. Bu grubun başını Sakaguchi Ango, Dazai Osamu ve Oda Sakunosuke çeker. Sakaguchi, 24 yıllık yazarlık hayatında büyük hacimli bir külliyat bırakmış, hayatının son döneminde uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele etmiş ve 48 yaşında hayatını kaybetmiştir. Dazai, yalnızca 13 yıl süren kısa ama yoğun yazarlık kariyerinde 12 ciltlik bir toplu eser ortaya koymuş, sonunda ise kendi yaşamına son vermiştir. Oda Sakunosuke de yaklaşık altı buçuk yıl gibi kısa bir sürede 8 ciltlik bir külliyat üretmiş, hayatının son yıllarında o da madde bağımlılığıyla boğuşmuştur.

Bu üç ismin etrafında şekillenen Buraiha’nın geniş halkasında Ishikawa Jun, Itō Sei, Takami Jun, Tanaka Hidemitsu (yaklaşık 10 yıllık yazı hayatında 11 ciltlik eser bırakmış, ardından intihar etmiştir) ve Dan Kazuo gibi yazarlar da anılır. Eleştirmen Okuno Takeo’ya göre, bu halka kimi zaman Miyoshi Jūrō ve Hirabayashi Taiko gibi yazarları da kapsayacak biçimde genişletilebilir.

Öte yandan, Buraiha ile ilişkilendirilen ama bu kimliği kendisine yakıştırmayan bazı yazarlar da vardır. Örneğin, Dazai ve Oda ile yakın ilişkiler kurmuş ve zaman zaman Buraiha kapsamında anılmış olan Aoyama Kōji, ilerleyen yaşlarında verdiği bir röportajda bu konuda dikkat çekici bir ayrım yapar: Dazai ve Oda’yı “saf ve katışıksız Buraiha” olarak nitelendirirken, kendisini ve uzun ömürlü olan Dan Kazuo’yu bu tanımın dışında bırakır.

Buraiha terimi, Japon modern edebiyatı içinde dar bir akıma işaret etmekten ziyade zamanla geniş anlamlar kazanmıştır. Bu geniş anlamda, Buraiha ruhunu taşıdığı düşünülen çok sayıda yazar sayılabilir. Yoshiyuki Junnosuke, Irokawa Takehiro, Nakagami Kenji ve Ijūin Shizuka gibi isimler, bu edebî tavrın sonraki kuşaklardaki yankılarını oluşturur. Böylece Buraiha, yalnızca bir dönem değil, bir tür “edebî yaşama biçimi” olarak Japon edebiyatında iz bırakmaya devam eder.


Buraiha neden ortaya çıktı?
Japonya, savaşın ardından yalnızca fiziksel olarak değil, ruhsal ve ideolojik olarak da harabeye dönmüştü. Eski değerler yıkılmış, yeni değerler henüz yerleşmemişti. Bu boşlukta, bireysel çaresizlik ve ahlaki çöküş bir tür edebî ifadeye dönüştü. Buraiha, bu dönemin içinden çıkan çığlıktı.


Buraiha yazarlarını ne birleştiriyordu?
Ortak noktaları, toplumla olan gönülsüz bağlarıydı. Hepsi de anti-kahramanlar, alkolikler, intihara meyilli ya da yasadışı işlere bulaşmış figürler çizdi. Bu yazarlar için önemli olan “doğru”yu öğretmek değil, “açık yara”yı göstermektir.


Buraiha ile Beat Kuşağı arasında benzerlik var mı?
Evet. Tıpkı Jack Kerouac, Allen Ginsberg ve William Burroughs gibi, Buraiha yazarları da toplumun dışında yaşamayı seçtiler. Hem içerik hem de yaşam tarzı açısından birebir olmasa da benzer bir “bohemlik” ve başkaldırı ruhu taşırlar.


Buraiha neden edebiyat kurumları tarafından dışlandı?
Çünkü ahlaka, toplumsal düzene ve Japon kültürünün geleneksel erdemlerine karşı mesafeliydiler. Edebiyatı bir “ahlak öğretisi” olarak gören yapılar, bu tarzı yoz ve anarşik buldu. Ancak zamanla bu dışlama yerini saygıya bıraktı.


Bugün Buraiha hâlâ etkili mi?
Osamu Dazai’nin hâlâ Japonya’da en çok okunan yazarlardan biri olması, bu soruya güçlü bir “evet” yanıtı verir. Japonya’da hâlâ “kaybedenler edebiyatı” olarak anılan bir damar varsa, onun başlangıç noktası Buraiha’dır. Murakami Haruki gibi yazarların karakterlerinde de bu ruhun izleri sezilir.


Popüler Kültürde Buraiha

No Longer Human (Osamu Dazai) günümüzde manga ve anime dünyasında da yeniden canlandırılan bir eserdir.
Yukio Mishima, ideolojik olarak karşı tarafta olsa da, bazı eserlerinde Buraiha estetiğini paylaşır.
Manga sanatçısı Junji Ito, Buraiha’nın varoluşsal karanlığını korku estetiğiyle harmanlar.
“Aoi Bungaku Series” adlı anime, Buraiha yazarlarının önemli eserlerini yeniden canlandırmıştır.


Genel Değerlendirme

Buraiha, savaş sonrası Japonya’nın ahlaki ve psikolojik enkazına yazılmış bir dipnot değil; o enkazın ta kendisidir. Yıkıntıların içinden konuşan bu yazarlar, edebiyatın temizlenmiş yüzüne değil, lekeli vicdanına ses verdiler. Toplumun yeniden inşa sürecine değil, bireyin yıkım sürecine ışık tuttular.


Velev’den İlgili Maddeler

YERALTI EDEBİYATI
BEAT KUŞAĞI
VAROLUŞÇULUK
MARJİNAL
AVANGART