TEVHİD – Birleyen ve Bir Olanın Bilgisi

Evrenin sırlarını çözmekten önce, varlığın birliğini kavramak gerekir. Tevhid, sadece ilahi bir inanç değil, aynı zamanda düşünsel bir bütünlük arayışıdır.


Tevhid Nedir?

“Tevhid” kelimesi Arapça “v-h-d” kökünden gelir; “birlemek, bir saymak” anlamındadır. İslam düşüncesinde tevhid, Allah’ın zatında, sıfatlarında ve fiillerinde bir ve tek olduğuna inanmak demektir. Yani Tanrı’nın eşi, benzeri, ortağı yoktur. Tevhid, İslam’ın en temel inanç ilkesi olup “Lâ ilâhe illâllah” (Allah’tan başka ilah yoktur) ifadesinde özetlenir.

Fakat tevhid yalnızca bir inanç bildirimi değildir. Varlığı, insanı, doğayı, toplumu ve kozmik düzeni anlamlandırma biçimidir. Ontolojik olarak her şeyin kaynağının bir olduğunu ileri sürerken, epistemolojik düzlemde bilginin de hakikatin de tek kaynağa, yani Hakk’a dayandığını söyler. Bu yönüyle tevhid, sadece dini bir kavram değil; metafizik, ahlaki ve siyasi açılımları da olan bütüncül bir görüştür.


Dünden Bugüne Tevhid

Tevhid inancı, yalnızca İslam’a özgü değildir. Yahudilik ve Hristiyanlık gibi semavi dinlerde de Tanrı’nın birliği esastır. Ancak İslam, bu inancı kelime-i tevhid ile sistematize etmiş ve tüm inanç sistemini bu ilke etrafında kurmuştur. İslam tarihindeki mezheplerin, tasavvufi yorumların ve kelamî tartışmaların merkezinde de hep tevhid yer alır.

Mutezile, Allah’ın sıfatlarını zatından ayrı düşünmenin tevhid inancını zedeleyeceğini savunurken, Eş’arîyye sıfatları kabul ederek ama onları mahluk gibi düşünmeyerek orta bir yol izlemiştir. Tasavvuf ise tevhidi yalnızca akılla kavranacak bir inanç değil, kalple idrak edilecek bir hal olarak görür. Hallâc-ı Mansûr’un “Enelhak” sözü, işte bu halin dile gelişidir.


Tevhid yalnızca “Allah birdir” demek midir?
Hayır. Tevhid, Allah’ın zatında, sıfatlarında ve fiillerinde birliğini kabul etmeyi içerir. Yani Tanrı’nın ortağı yoktur (zatında birlik), sıfatlarında bir başkasına benzemez (sıfatlarında birlik), ve tüm fiilleri yalnızca O’na aittir (fiillerde birlik). Bu nedenle tevhid, hem düşünsel hem pratik düzlemde bir bütünlük içerir.


Tevhid ile şirk arasındaki fark nedir?
Tevhid, Tanrı’yı birlemek; şirk ise O’na ortak koşmaktır. Şirk, Tanrı’nın fiil ve sıfatlarını başka varlıklara atfetmektir. Kur’an’a göre şirk en büyük günahlardan biridir ve bağışlanmayabilir. Tevhid ise inancın özüdür; onsuz İslamî anlamda iman mümkün değildir.


Tasavvufun tevhid anlayışı nasıldır?
Tasavvuf, tevhidi “vahdet-i vücut” (varlığın birliği) anlayışıyla derinleştirir. Bu görüşe göre görünen her şey Allah’ın bir tecellisidir. Gerçekte var olan yalnızca Allah’tır; diğer varlıklar O’nun zuhurlarından ibarettir. Bu anlayış, mistik tecrübe ve içsel arınmayla Allah’a yaklaşmayı esas alır.


Tevhid düşüncesi siyasetle nasıl ilişkilidir?
İslam siyaset düşüncesinde tevhid, egemenliğin yalnızca Allah’a ait olduğunu ifade eder. Bu, “ulûhiyet” (ilah olma) yetkisinin kula atfedilmesine karşı çıkmaktır. Bu bakımdan tevhid, tarihsel süreçte hem saltanata hem de modern otoriteryanizmlere karşı bir eleştiri zemini sunmuştur.


Tevhid modern çağda ne anlama gelir?
Bugün tevhid, sadece Tanrı’nın birliği değil, insanın parçalanmış kimliğine, doğayla olan kopukluğuna ve toplumsal bölünmelere karşı bir bütünlük çağrısıdır. Modern insan, bilgi, ahlak ve yaşam biçiminde parçalanırken; tevhid, anlamı birleştirme, iç uyumu ve kozmik ahengi yeniden kurma çağrısıdır.


Popüler Kültürde Tevhid

Popüler kültür, genellikle tevhid gibi metafizik ve soyut kavramlara doğrudan yer vermez. Ancak tevhid fikri, özellikle doğu mistisizmi ve tasavvufun popülerleştiği sinema, edebiyat ve dijital platformlarda dolaylı biçimde karşımıza çıkar. Örneğin Bab’Aziz, Baraka veya The Fall gibi filmler, varlığın birliğini imgeler üzerinden işler. İbn Arabî ve Mevlânâ gibi sufilerin eserlerine olan modern ilgi, bu yönelimin bir yansımasıdır.


Genel Değerlendirme

Tevhid, yalnızca bir inanç sistemi değil, aynı zamanda varlığı kavrama, anlamlandırma ve yaşama biçimidir. Allah’ı bir bilmek, varlığı da anlamı da birleştirici bir çerçevede değerlendirmeyi gerektirir. Tevhid, bölünmüş zihinlere, çok başlılıklara, parçalanmış hakikat anlayışlarına karşı kadim bir çağrıdır. Bu nedenle yalnızca dini değil, felsefi ve varoluşsal bir boyutu da vardır.


Velev’den İlgili Maddeler

BEDEN POLİTİKALARI
MİSTİK GEOMETRİ
TASAVVUF MÜZİĞİ
VAROLUŞÇULUK
GÖRÜNMEZ EL TEORİSİ