Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs ziyareti dönüşü gazetecilere yaptığı açıklamada , “Terörsüz Türkiye” sürecinde PYD’nin duruşunun sorulması üzerine, ” Şu anda İmralı bu konuyla ilgili her türlü desteği verdi, veriyor” yanıtını verdi.
Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ziyareti sonrası, yanında götürdüğü “gazetecilerin” sorularını yanıtladı.
Erdoğan, “Terörsüz Türkiye” hedefine ulaşmak için adımlar atmayı sürdürdüklerini belirterek, “Biliyorsunuz silah bırakma başladı. İlgili arkadaşlarımız gerekli takibi yapıyor ve temasları sağlıyor. Komisyon konusunda da görüşmeler, bildiğim kadarıyla, nihai aşamaya geldi. Yakında Meclis zemininde ilerlemenin yaşandığına şahitlik edeceksiniz.” diyerek şu ifadeleri kullandı:
Biz terörsüz bir geleceği inşa etmekte kararlıyız. Hedefimize ulaşmak için ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı ve sonuçta nereye varacağımızı çok net bir biçimde biliyoruz. Bölgemizde yaşanan hadiseler, bir kez daha attığımız bu adımın doğruluğunu ortaya koyuyor. Şu anda İmralı bu konuyla ilgili her türlü desteği verdi, veriyor. İşin bu boyutu çok çok önemli. YPG’nin duruşu her an her türlü değişkenliğe uğrayabilir. Bu yaklaşımın bunların uzantısı olan SDG bakımından nasıl yansıyacağı da önemli. Son gelişmelerde Suriye Cumhurbaşkanı Şara’nın duruşu, bunların olumsuz anlamda bir araya gelişini de bana göre ortadan kaldırmış vaziyette. Biz kararlıyız, Ahmed Şara’yı Suriye’de yalnız bırakmayacağız. Suriye’nin parçalanmasını istemiyoruz, Suriye’nin yeniden toparlanmasını biz ülkemiz için de olumlu görüyoruz. Çünkü Suriye’nin yeniden toparlanması bizimle olan münasebetlerini de olumlu istikamette etkileyecektir. Ülkemizdeki Suriyelilerin ülkelerine gönüllü geri dönüşlerinin başladığını görüyoruz. Halbuki “dönmeyecekler” diye bir ümitsizlik vardı. Şimdi gönüllü geri dönüşlere başladılar. Biz de gönüllü geri dönüşlerin hızlanması için her türlü desteği vereceğiz. Bu dönüşlerin hızlanmasıyla birlikte Suriye hızla normalleşsin, biz de Güneyimizi sağlama alalım istiyoruz.
Suriye’deki gelişmelere ilişkin değerlendirmeler yapan Erdoğan, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara orada dik bir duruş sergilemiştir. Şu ana kadar herhangi bir tavizi de söz konusu değil. İsrail sürekli tüm bölgeyi ateşe atma gibi bir gayret içinde. Bu gayret karşısında ise Suriye’nin bu duruşuyla süreç, ihtiyatlı bir şekilde devam ettirildi. Suriye’nin bölgeyi 2 bin 500 kadar askeriyle kontrol altına alması söz konusu. Son atılan adımlarla da kontrolü sağlamış vaziyetteler. Böylece Güney’de bir hakimiyet tesis edilmiş durumda. Suriye halkı tüm kesimleriyle, geçmişte yaşadıkları acılardan ders çıkartıp, bu oyunlara gelmeyi kesinlikle düşünmüyor. Burada Dürzilerle diğer kesim arasındaki uzlaşıyı sağlamış vaziyetteler.” şeklide konuştu.
Erdoğan, Süveyda’nın etrafı çevrilmiş durumda. Birliklerin içeriye girip girmemesine izin vermeyle ilgili bir problem var. Şu anda Dürzilerin malumunuz üç kolundan ikisi son derece uyumlu olduğu halde kollardan biri İsrail ile hareket ediyor. Bunlar bozgunculuktan vazgeçmiyor. Bu nedenle içeride zaman zaman çatışmalar devam edebiliyor. İçeriye polis giremiyor, asker giremiyor, şehrin etrafındalar. En azından dışarından unsurların gelmesini engellediler. Amman’daki devam eden müzakerelerde sözünü ettiğimiz o bir Dürzi fraksiyon hariç taraflar, gönüllü olarak ateşkese uymaya “evet” dediler.” dedi.
Erdoğan, “LGS birincileri tartışması sürecine tanık olduk ve bu durum imam hatip liselerine yönelik kasıtlı bir saldırı olarak algılandı. Muhalefetin özellikle imam hatip liselerini sıkça hedef almasının arkasında size göre ne yatıyor?” şeklindeki bir “soruyu” ise şöyle yanıtladı:
İmam hatip okullarının akademik başarıları, özellikle fen ve sosyal bilimler alanında giderek artıyor. Bu durum da bazı kesimleri rahatsız etmiş görünüyor. Günlerdir yürütülen ahlaksız iftira kampanyasının tek bir açıklaması vardır; o da imam hatip düşmanlığıdır. Hakikaten yenilir yutulur bir şey değil. Bir insan bu kadar pişkince yalan söyleyemez. LGS’de bu kadar başarı sağlamış olan bu yavrulara niye hakaret ediyorsun? Şu anda Kartal Anadolu İmam Hatip’te, diğer imam hatiplerde bu kadar başarı grafiği yüksek olan bu yavruları, sen nasıl olur da böyle fotoğraf kareleriyle kalkıp hedef gösterirsin? Çok büyük bir terbiyesizlik. LGS’deki başarı grafiğinin herhangi bir yolsuzlukla izah edilmesi mümkün değil. “Sağdan soldan destek verilmiş, şu olmuş, bu olmuş” hepsi yalan, hepsi bühtan. Yavrular, bileklerinin hakkıyla, zihinlerinin hakkıyla neticeyi elde etmiş olan çocuklarımız… Ama bakıyorsunuz, daha 12-13 yaşındaki masum yavruların emeklerine kara çalınıyor. Bakın bizim, “toksik siyaset” derken kastımız tam olarak buydu. Çamur at izi kalsın anlayışı ile siyaset yapılmaz; yapılsa da buna siyaset denmez. Rabbim annelerine, babalarına ve milletimize bağışlasın. Şunu da söylemek isterim: Biz sınav güvenliği konusunu son derece hassas bir şekilde ele alıyoruz. Türkiye’nin sınav güvenliği konusunda ne kadar başarılı olduğunu cümle alem bilir. Eğer bunların zerre kadar haysiyetleri varsa, tek yapmaları gereken çıkıp sosyal medyadan linç ettirdikleri o masum çocuklardan ve ailelerinden açıkça özür dilemeleridir. Yoksa bunlar müfteri olarak anılmaya devam edecektir.”