Şeytani boynuzları kırık bir kahraman… Hellboy, doğaüstünün, kaderin ve insanlığın kesiştiği çizgide yürür.
Hellboy, Amerikalı çizgi roman sanatçısı Mike Mignola tarafından yaratılmış ve ilk kez 1993 yılında Dark Horse Comics’in San Diego Comic-Con Comics adlı dergisinde okurla buluşmuş bir çizgi roman karakteridir. Doğum adı “Anung Un Rama” olan Hellboy, bir demon yani iblis olarak dünyaya gelmiş ama insan eliyle büyütülmüş, doğaüstü tehditlerle savaşan yarı-insan yarı-demon bir karakterdir. Kendine özgü mizahı, boynuzlarının kesilmiş oluşu ve “Sağ El” (Right Hand of Doom) adı verilen taş gibi dev yumruğu ile tanınır.
Hellboy’un çizgi romanlardaki serüveni, H. P. Lovecraft’ın kozmik korkusundan, Nazi okültizminden ve Kelt mitolojisinden izler taşır. Köklerini Gotik ve karanlık masallardan alan bu karakter, klasik süper kahramanlardan farklı olarak daha içe dönük, kadere karşı direnen bir anti-kahraman profili çizer.
2004 yılında Guillermo del Toro’nun yönetmenliğini üstlendiği Hellboy filmiyle sinemaya da uyarlanan karakter, Ron Perlman’ın etkileyici performansıyla kültleşmiştir. 2008’de gelen Hellboy II: The Golden Army, görsel dünyası ve mitolojik alt yapısıyla beğeni kazanmıştır. 2019’da Neil Marshall’ın yönettiği yeniden çevrim film, daha karanlık ve sadık bir çizgi roman uyarlaması sunmayı hedeflese de eleştirmenlerden karışık tepkiler almıştır.
Hellboy neden boynuzlarını kesiyor?
Hellboy’un boynuzlarını kesmesi, şeytani kaderine karşı çıkışını simgeler. O, cehennem güçlerinin değil, insanlığın safında yer almayı seçmiştir.
Hellboy bir süper kahraman mı yoksa anti-kahraman mı?
İkisi arasında bir yerde durur. Tipik kahraman kodlarına uymaz; öfkeli, asi, küfürbaz ama içten içe iyiliği seçen biridir.
Hellboy’un taşıdığı ‘Right Hand of Doom’ ne anlama geliyor?
Bu dev yumruk, apokalipsi başlatma gücüne sahip eski bir varlığın kalıntısıdır. Hellboy’un taşıdığı bu el, onun kaderiyle olan çatışmasının merkezindedir.
Çizgi romanlarda hangi mitolojiler işlenir?
Norse (İskandinav), Kelt, Slav, Japon ve hatta Türk mitolojilerine göndermeler vardır. Mignola’nın anlatısı evrensel mitlerle bezenmiştir.
Hellboy neden bu kadar seviliyor?
Çünkü insani kusurlarıyla derinleşen, karanlığa rağmen ışığı arayan, mitolojik referanslarla örülü zengin bir karakter sunar. Gotik ve modernin eşsiz bir bileşimidir.
Hellboy (2004) ve Hellboy II: The Golden Army (2008), Guillermo del Toro’nun görsel imzasını taşıyan güçlü yapımlar.
Hellboy (2019), David Harbour ile farklı bir enerji sunsa da karışık yorumlar aldı.
Çizgi roman serileri: Seed of Destruction, Wake the Devil, The Wild Hunt, The Storm and The Fury gibi seriler, karakterin mitolojik ve felsefi boyutlarını derinleştirir.
Hellboy, B.P.R.D. evreninin de merkezindedir; bu yan seri de geniş bir doğaüstü evren sunar.
Hellboy, yalnızca şeytani kökenli bir kahraman değil, aynı zamanda varoluşsal bir semboldür. Doğayla, kaderle, geçmişle ve içsel canavarla mücadele eden bir figürdür. Mignola’nın karanlık çizgileriyle, del Toro’nun sinemasal dokunuşuyla ve hayranların yorumlarıyla yaşayan bir mit haline gelmiştir.