Dublörün Dilemması, Ruhi Mücerret, Korkma Ben Varım gibi dikkat çeken eserlerin yazarı Murat Menteş, geçen hafta Kanal D’de başlayan ve başrollerini Demet Özdemir ile Çağatay Ulusoy’un paylaştığı Eşref Rüya dizisinin, senaryosunu kendisi ile çizer M. Kutlukhan Perker’in geliştirdiği Dehşet Bey projesinden izinsiz alıntılar içerdiğini ileri sürdü.
Menteş dava dilekçesinde bu durumun “telif hakkı ihlali ve intihal” olduğunu vurguladı
Dehşet Bey, Barış Arduç’un rol aldığı, çekimleri mart ayında başlamış bir sinema projesi.
Menteş’in avukatları, 2017’deki bir toplantıda paylaşılan proje fikirlerinin daha sonra Maraşlı dizisinde benzer biçimde kullanıldığını, bugün ise Eşref Rüya dizisinde aynı anlatı iskeletinin neredeyse birebir uygulandığını iddia ediyor.
Birsen Altuntaş’ın ulaştığı bilgilere göre, Menteş projenin tanıtım sürecinde çekim başlamadan önce, Ocak 2024’te yapımcılar ile görüşüp dizinin hikâyesini paylaştığını, ancak senaryonun değiştirilmediğini belirtiyor: “Ana hikâye, karakter tasarımları, temel çatışma aynı, değişmedi” sözleriyle durumu özetliyor.
Davada talepler arasında dizinin ve ilgili projelerin tüm platformlardan kaldırılması, 2 milyon TL manevi tazminat ile Eşref Rüya’dan sağlanmış olası maddi kazancın geri ödenmesi yer alıyor. Avukatlar, bu mücadelenin yalnızca bireysel değil, “sanatçı onurunun korunması” açısından da sembolik olduğunu ekliyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Kamuoyunun tepkisi ise şimdilik ikiye bölünmüş görünüyor. Sosyal medyada pek çok izleyici, Eşref Rüya dizisinin sahneleriyle Murat Menteş’in daha önce tanıttığı Dehşet Bey projesi arasında belirgin benzerlikler olduğunu savunuyor. Hatta bazı kullanıcılar, karakter yapılarının ve anlatı tonunun da neredeyse birebir olduğunu öne sürüyor. Buna karşılık, dizinin yapımcısı TİMS&B ile senaristi Ethem Özışık cephesinden henüz resmî bir açıklama gelmiş değil. Ancak Ethem Özışık’ın daha önce sosyal medyada yaptığı ve dolaylı biçimde Menteş’e göndermede bulunduğu düşünülen bir paylaşımı dikkat çekiyor: Özışık bu paylaşımda, karşı karşıya kaldığı bu davanın “beşinci intihal davası” olduğunu ifade ederek, sürece dair yorgunluğunu ya da sitemini ima ediyor. Bu açıklama, yazarlar ve senaristler arasındaki özgünlük tartışmalarını yeniden gündeme taşımış durumda.