BUTOH – Bedenin Direnişi, Ruhun Dansı

Atom bombası sonrası Japonya’da doğan radikal bir dans: Butoh, yalnızca bedensel değil, kültürel bir başkaldırıdır.


Butoh Nedir?

Butoh, 1950’lerin sonunda Japonya’da doğan deneysel ve avangard bir dans biçimidir. Özünde geleneksel dans kalıplarına karşı bir isyan barındırır. Kurucuları Tatsumi Hijikata ve Kazuo Ohno tarafından, İkinci Dünya Savaşı sonrası Japon toplumunun yaşadığı travmalara, bireysel acıya ve kimlik kaybına karşı bir ifade aracı olarak ortaya çıkmıştır. Butoh, sabit bir koreografi veya teknikten ziyade, “bedenin hafızası”, “varoluşsal sancı” ve “metamorfoz” gibi temalara odaklanır.

Dansçılar, genellikle beyaz pudrayla kaplanmış bedenleri, çıplaklık, grotesk yüz ifadeleri, çarpık pozisyonlar ve yavaş, kontrolsüz hareketlerle sahnede yer alır. Butoh, yalnızca estetik değil, derin bir felsefi ve duygusal araştırmadır: Bedenin bastırılmış, unutulmuş, travmatize edilmiş alanlarını görünür kılar.


Dünden Bugüne Butoh

Butoh, ilk kez 1959’da Hijikata’nın “Kinjiki” (Yasak Renkler) adlı performansıyla sahneye çıktı. Erkekler arası cinselliği ima eden bu eser büyük tartışmalara yol açtı ve Butoh’un doğuşunu simgeledi. 1960’lar boyunca Japonya’da marjinal bir performans sanatı olarak gelişti.

Kazuo Ohno’nun daha duygusal, içsel ve şiirsel yorumu Butoh’a yeni bir boyut kattı. 1980’lerde Butoh Batı dünyasında da ilgi görmeye başladı. Avrupa ve Amerika’da pek çok dansçı, tiyatrocu ve performans sanatçısı bu gelenekten esinlendi. Günümüzde Japonya dışındaki en önemli Butoh merkezlerinden bazıları Almanya, Fransa ve Arjantin’de yer alıyor.


Butoh dansında müzik neden genellikle arka plandadır veya hiç yoktur?
Çünkü Butoh, bedenin iç sesiyle hareket etmesini savunur. Dışsal bir ritim yerine, içsel duygulanım ve fiziksel hafızaya kulak verilir. Bu da izleyicide zamanın yavaşladığına, hatta askıya alındığına dair bir his yaratır.


Butoh neden bu kadar “karanlık” ve “rahatsız edici” görünür?
Çünkü bastırılmış olanı, toplumsal maskelerin ardındaki çıplak ruhu temsil eder. Savaş sonrası Japonya’nın yaşadığı suçluluk, yıkım ve utanç duygularını bedenle sahneye taşır. Butoh, estetik olanı değil, gerçek olanı arar.


Dansçılar neden beyaz boya ile kaplanır?
Bu uygulama, bedenin kimliksizleşmesini, bireysel değil evrensel bir varlık hâline gelmesini simgeler. Aynı zamanda ölüm, hayaletlik ve zamansızlık gibi kavramlara da göndermede bulunur.


Butoh’un diğer dans türlerinden farkı nedir?
Klasik danslar genellikle disiplinli, formel ve dışavurumcu bir yapıdadır. Butoh ise içe dönüktür, spontanedir ve bedeni bir ifade aracı değil, düşüncenin kendisi olarak kullanır.


Butoh yalnızca Japonya’ya mı özgüdür?
Hayır. Butoh’un felsefesi evrensel olduğu için pek çok farklı kültürde uygulanabilir. Türkiye’de de çeşitli bağımsız topluluklar ve sanatçılar Butoh atölyeleri ve performansları düzenlemektedir.


Popüler Kültürde Butoh

Sinemada: Alejandro Jodorowsky’nin bazı filmlerindeki performatif sahnelerde Butoh etkisi görülür.

Tiyatroda: Eugenio Barba’nın Odin Tiyatrosu gibi gruplar, fiziksel tiyatro ile Butoh’un sınırlarını birleştirir.

Performans Sanatında: Marina Abramović, bazı eserlerinde Butoh’a yakın beden kullanımı ve ritüelistik yaklaşımlar sergilemiştir.

Müzik Videolarında: Björk’ün videolarında zaman zaman Butoh estetiğini çağrıştıran figüratif danslara yer verilmiştir.


Genel Değerlendirme

Butoh, yalnızca bir dans türü değil; bir arayıştır. Zamanla, mekânla ve kendilikle kurulan derin bir ilişki biçimidir. İnsanın karanlıkla, travmayla ve sonsuzlukla yüzleştiği sahneler üretir. Batı estetiğinin “güzel” anlayışına meydan okur; çirkin olanı, bozulmuş olanı, ölüme yakın olanı sahneye taşır. Her dansçının bedeni, kendi tarihini ve kültürünü taşıdığı için her Butoh performansı benzersizdir.


Velev’den İlgili Maddeler

SOMATİK TERAPİ
TRAVMA
DOĞAÇLAMA
RİTÜEL
PSİKOTERAPİ