KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, Medya Haber TV’ye süreci değerlendirdi ve iktidarı ‘sürecin gerekliliklerini yerine getirmemekle’ eleştirdi.
Son günlerde hakkında çıkan manipülatif haberlere de yanıt veren Karasu, PKK’nin 12’nci Kongresi’ne, Kongre Divanı’na bağlı çalışmalar nedeniyle katılamadığını belirterek, “Kongrenin verdiği bir görev vardı. Bu bakımdan kongreye katılamadık” dedi.
Karasu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
“Bazı arkadaşlar İmralı’ya gittiler. Ama bunlar yetersizdir. Tecrit 26 yıldır devam ediyor. Son 10 yılda çok katı bir tecrit uygulandığı için şimdi biraz görüşme olunca tecrit kalkmış gibi algı yapılıyor.
Önder Apo 1 Ekim’de Devlet Bahçeli’nin çağrısına cevap vererek bir inisiyatif aldı. Kürt sorunu Türkiye’nin en temel sorunudur. Böyle çok temel bir sorun var. Sorunun muhatabını devlet de kabul etmiş durumda. Ama hala tecrit sürüyor. Eğer bir çözüm olacaksa, Türkiye Türk-Kürt kardeşliğine ulaşacaksa o zaman Önder Apo’nun önünün açılması, rolünün oynamasını sağlanması gerekir.
Bu sorun çözülmediği müddetçe, sol ve demokratlar üzerinde baskı devam eder. Şu anda Türkiye’de şikayet edilen baskı ortamı var. Bu ortamı yaratan nedir? Bunun cevabı Kürt sorununun çözümsüzlüğüdür. Herkesin böyle görmesi lazımdır. Bunun dışında özgürlük, demokrasi ve sosyalizm söylemleri kendini kandırmaktır.
Bu sürecin başlangıcı Devlet Bahçeli’nin çağrısıydı. ‘Gelsin DEM Parti grubunda konuşsun, örgütünü fesih etsin, silahlı mücadeleyi sonlandırsın’ dedi. Sonra da; ‘Umut hakkından yararlansın’ dedi. Bu Devlet Bahçeli’nin sözleridir. Devlet Bahçeli’nin çağrısı Önderlik tarafından yerine getirilmiştir. Ama Devlet Bahçeli’nin verdiği taahhüt, umut hakkı, tecridin ortadan kaldırılması ve Önderliğin bu sürece aktif katılması hâlâ gerçekleşmemiştir.
Böyle olunca da bu süreç fazla ilerlemiyor. Eğer Kürt sorunu ciddi bir sorunsa, eğer Devlet Bahçeli bu sorunu çok ciddi görüp öyle bir çağrı yaptıysa bu kadar ciddi bir konuysa o zaman da ciddiyetle yaklaşıp, gerekli adımların atılması gerekiyor. Önder Apo’nun bu durumu sürecin ilerlenmesini etkiliyor, yavaşlatıyor.
Sürecin geldiği aşama tıkandı mı, tıkanmadı mı? Biz tıkandı demeyiz. Biz istiyoruz ki önü açılsın, gelişsin. Ama tıkandığı değerlendirmelerine yol açan bir durum var. Bunu yaratan da iktidarın yaklaşımıdır. Kesinlikle bizim yaklaşımımızda bu süreci geriye çeken bir şey yoktur.
Eğer böyle büyük bir sorunun çözümü isteniyorsa, kafalarının, politikalarının ve yaklaşımlarının değişmesi lazım. İktidarda bunu göremiyoruz. DEM Parti ‘hala süreç tıkanmadı’ açıklamaları yapıyorsa, nedeni Önderliğin yaklaşımlarıdır. Ama Önderliğin de çabası, emeği, niyeti bir yere kadardır.
Silah bırakıldı mı, bırakılmadı mı? Dünyada böyle bir şey var mı? Sen hangi güvenceyi vermişsin? Böyle bir yaklaşım dünyada yok. Kaldı ki Önder Apo sürecin önünü açmak için dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir yaklaşımı baştan ortaya koydu. ‘Silahlı mücadeleyi sonlandırıyoruz’ dedi.
Dünyadaki çatışma-çözüm pratikleri içinde böyle bir şey yok. Bu Önder Apo’nun sürecin önünü açmak, sonuca götürmek için gösterdiği bir tutum, inisiyatiftir. Türk devleti gereklerini yapması gerekiyor. İlk günlerde kendileri televizyonlarda ‘Silahlı mücadele bitince yasalar çıkması lazım. Devlet bu konuda adım atmalı’ diyorlardı. Silahları bırak ne olacak? ‘Kurda kuşa yem olun demek’ istiyorlar. Öyle bir şey yok. O tür tartışmalarla süreci muğlaklaştırmak, zehirlemek süreç karşıtlığıdır. Yapılan bir şey yok, olmadığı gibi hala bizden bekleniyor.
Adalet Bakanı’yla DEM Parti’nin bir görüşmesi oldu. Büyük bir ihtimalle hasta tutsakların durumu konuşulmuştur. Acil bir durumdur bu. İnfazı durduranlar var. Mahkemeler zaten olmuş, bu ikinci mahkeme nedir? Şimdi Erdoğan’la da görüşme olacağı söyleniyor. Biz hep iyimser yaklaşmak istiyoruz. Bizim yaklaşımımız teşvik edici. İsteriz ki olumlu gerçekleşsin. Yakında Öndelikle görüşme olacağı da söyleniyor. Şu anda iyimserlik yaratacak adımlar yok. Süreci sonuna kadar götürmek istiyoruz.
Kim bunu kabul ediyor. (Devam eden askeri operasyonlar) Oradaki insanlar kendini savunacaktır. Sen öldürmeye gidiyorsun. Kimyasal gaz atıyorsun, yasaklı silah kullanıyorsun. Bu çok ciddi bir durumdur. Biz bunu değerlendiririz; ‘Devlet içinde bir kesim bu süreci bozmak istiyor.’ Bunun anlamı budur.
Sen niye saldırıyorsun o insanlara? Herhangi bir eylem, eylem girişimi, çabası, planlaması yok. Bu tür şeyler toplumda kaygı yaratıyor. Devletin içinde bir kesim süreci sabote etmek istiyor. Ama o zaman devlet de bu süreci götüren hükümet de buna müdahale etmesi gerekiyor. Bunu seyretmemesi gerekiyor.
Dünyanın her yerinde çatışma, çözüm süreçlerinde iktidarlar, hükümetler, muhatap olanlar toplumsal desteği artırmaya çalışırlar. Böyle yaparak sorunu çözmek isterler. Bu genel bir kural. Herkes bunu ister. AKP’nin de MHP’nin de istemesi gereken CHP dahil tüm bu muhalif kesimlerin bu sürece destek olmasını sağlamaktır.
Tutuklamalarla o desteği sabote ediyorlar. Bu desteğin verilmesini engelleyen bir durum ortaya çıkarıyorlar. Tersi bir durum oluyor. Muhaliflerde, ‘Demokrasiye bu kadar saldırı varken sorunların nasıl çözeceksiniz?’ diye soruyorlar. Haksızlar diyebilir misiniz? Bu doğru bir tutum, yaklaşım değil.
Türkiye’de faşizm olacak, baskı olurken Kürdistan’a demokrasi olmaz. Bu öyledir yani. Demokrasi olacaksa hem Kürdistan’a hem de Türkiye’ye olacak. Bir yerde faşizm varsa her yerde vardır. Şunu bilmeleri gerekir; Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’ye demokrasi ve özgürlük gelmez. Türkiye’de şikayet ettiğiniz bir şey varsa nedeni, Kürt ve Alevi sonunun varlığıdır.”
Ali Kemal Özcan’ın bir YouTube kanalında kendisi için sarf ettiği sözlere de yanıt veren Karasu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben toplumda yanlış anlamalar olmaması için ‘Herkes bilmeli ki Önder Apo ne aldatır ne aldanır. Herkes bu gerçeği bilecek’ dedim. Yani aldanan, aldatan bir Önderlik değildir. Bunu açık programda söyledim.
Ali Kemal Özcan kalkmış demiş ‘ben Karasu’yu dinledim, mealen diyor ki; Önderliğimizi kandırıyorlar.’ Ya bu kadar ters yorum mu olur? Bu kadar ters değerlendirme mi olur? Sen hani akademisyendin, profesördün. Araştırma inceleme yapıyordun. Sen okuduğunu böyle mi anlıyorsun? Dinlediğini böyle mi anlıyorsun? Ben diyorum bu Önderlik aldatılamaz.
Sen kalkmış diyorsun Karasu ‘Önderliğimizi aldatıyorlar’ diyor diye yorum yapıyorsun. Bu senin düzeyini gösteriyor. Onun üslubuna da girmek istemiyorum. Zaten ona göre ‘bu örgüt Apo’ya karşı. Böyle bir ön yargı oluşturduğu için bizi dinleyince tersinden anlıyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Bunu o da (Ali Kemal Özcan) söylemiş. Bazı çürük kafalarının söylediği gibi, ‘ben kongreye katılmamışım, bilmem ne olmuş.’ Bu da kalkmış diyor ‘Karasu kongreye katılmamış. Umarım sağlıklıdır.’ Senin kafanın ne olduğu belli. Senin kafan da o çürük kafalar gibi çalışıyor. Bilmem ben kongreye katılmamışım şimdi de acaba sağlığım yerinde midir? ‘Umarım yerindedir’ diyor Ali Kemal Özcan. İlginç bir adam.”