DÖRDÜNCÜ YOL – Gurdjieff’in Bilinçli Ruhsal Gelişim Öğretileri

Meditasyon yapmadan, manastıra çekilmeden, münzevî olmadan da “uyanabilir” miyiz? Gurdjieff’e göre evet. Ama önce bir şey yapmalıyız: Kendimizi hatırlamalıyız.


Dördüncü Yol Nedir?

Dördüncü Yol (İng., The Fourth Way; Fra. La Quatrième Voie;  Rusça Четвёртый путь), 20. yüzyılın başında Yunan-Ermeni asıllı mistik ve düşünür G. I. Gurdjieff tarafından sistematize edilen bir ruhsal gelişim öğretisidir. Bu öğretinin özünde, insanın otomatik yaşamına karşı bilinçli bir “uyanış” pratiği yer alır. Gurdjieff, geleneksel üç yolu (fakir yolu – beden, keşiş yolu – duygular, ve yogi yolu – zihin) eksik bulur ve bunların yalnızca tek bir merkez üzerinden işlediğini söyler. Dördüncü Yol ise bu üç merkezin (beden, duygu ve akıl) birlikte ve dengeli olarak çalıştırılmasını amaçlar. Bu öğreti, günlük yaşamın içinde sürdürülür: Ne inzivaya çekilme şartı vardır, ne de ritüellerle dolu bir manastır hayatı.


Gurdjieff Kimdir?

George Ivanovich Gurdjieff, 1866 ile 1877 yılları arasında, günümüz Ermenistan’ının bir parçası olan Kars bölgesinde dünyaya geldi. Babası Yunan, annesi Ermeni kökenliydi. Genç yaşta farklı dinî ve ezoterik geleneklere ilgi duyan Gurdjieff, uzun yıllar boyunca Orta Doğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’da çeşitli tarikatlar, mistik topluluklar ve kadim öğretilerle temas kurduğu iddia edilen bir gezgin olarak yaşadı.

Bu seyahatlerin ardından 1912’de Moskova’da görünmeye başladı ve kısa sürede çevresinde entelektüellerden oluşan bir grup topladı. Öğretilerini ilk kez burada sistematik biçimde sunmaya başladı. Ardından St. Petersburg’a, sonra İstanbul’a (1917–1920) geldi. Bu dönemde İnanç Okulu adını verdiği bir grup kurdu. Daha sonra Fransa’ya geçti ve Fontainebleau yakınlarındaki Prieuré adlı malikanesinde İnsanların Uyumlu Gelişimi Enstitüsünü kurdu.

Gurdjieff, öğretisini “bilinçli iş” ve “iç gözlem” üzerine inşa etti. Danslar, müzik, fiziksel çalışmalar ve yaşamın her anındaki farkındalık onun pratiğinin temel unsurlarıydı. Onun “hareketler” dediği özel koreografiler, bedeni, zihni ve duyguları uyum içinde çalıştırmaya yönelikti. Aynı zamanda yetenekli bir besteciydi; Thomas de Hartmann ile birlikte ruhani ezgiler ve piyano parçaları besteledi.

1949’da Paris’te hayatını kaybetti. Yazılı eserleri arasında Tüm İnsanların Yaşamında Olağanüstü Olaylar, Yaşam Gerçeğine Uyanış, Gözlerimi Açmak İçin Yaptıklarım ve Beelzebub’un Torununa Mektuplar gibi hem alegorik hem de didaktik metinler yer alır. Onun en sadık takipçilerinden biri olan Jeanne de Salzmann, ölümünden sonra öğretisini Batı’da sürdürmeye devam etti.


Dünden Bugüne Dördüncü Yol

Gurdjieff, öğretilerini özellikle Rusya, Türkiye (İstanbul ve Trabzon), Fransa ve daha sonra Amerika’da yaygınlaştırmıştır. En yakın öğrencilerinden biri olan P.D. Ouspensky, bu öğretiyi Batı dünyasına daha anlaşılır bir biçimde sunmuştur. Ouspensky’nin Dördüncü Yol ve Yeni Bir Dünya Arayışı adlı kitapları, bu düşünsel geleneğin temel metinleri olarak kabul edilir. Gurdjieff’in “iş” dediği içsel çalışmaya dayalı bu yol, bireyin mekanik ve otomatik davranışlarını gözlemlemesini, sonra da bunların ötesine geçmesini hedefler. 1949’da Gurdjieff’in ölümünden sonra öğretisi, aralarında Jeanne de Salzmann’ın da olduğu takipçileri tarafından sürdürülmüş, hatta 1970’lerden sonra Amerika ve Avrupa’da “kendini gözlemleme” temelli psikospiritüel topluluklar içinde yayılmıştır.


Dördüncü Yol neden “dördüncü” olarak adlandırılır?
Çünkü Gurdjieff’e göre insanın uyanışa ulaşması için üç klasik yol (bedensel çilecilik, duygusal ibadet, zihinsel meditasyon) yetersizdir. Dördüncü Yol, bu üçünün sentezini yaparak tüm yönleri eş zamanlı geliştirir.


Bu yolda yürümek için bir tarikata mı katılmak gerekir?
Hayır. Dördüncü Yol’un özgün tarafı da budur: Günlük hayatın ortasında, çalışırken, yemek yaparken ya da sokakta yürürken de ruhsal gelişim mümkün kılınabilir.


Gurdjieff’in “kendini hatırlama” dediği şey nedir?
Kendini hatırlama, otomatik tepkilerle yaşayan insanın, o anda “kendisinin farkında olması” hâlidir. İç gözlem yoluyla yapılan bu pratik, kişinin kim olduğunu ve ne yaptığını bilinçli biçimde izlemesini sağlar.


Bu öğretiyle psikanaliz ya da psikoloji arasında bir bağ var mı?
Evet, özellikle Jung sonrası bazı analitik psikologlar Gurdjieff’in fikirlerinden etkilenmiştir. Carl Jung’un bireyselleşme kavramı ile Gurdjieff’in uyanış öğretisi arasında örtüşen noktalar vardır. Ayrıca Gurdjieff’in “benlik çokluğu” görüşü, modern psikolojideki “alt benlikler” anlayışıyla örtüşür.


Dördüncü Yol’un günümüzdeki karşılığı nedir?
Bugün Mindfulness, Gestalt terapisi ve çeşitli “bütünsel” yaklaşımlar Dördüncü Yol’un bazı prensiplerini taşır. Ayrıca bazı modern Gurdjieff grupları hâlâ bu çalışmaları sürdürmektedir.


Popüler Kültürde Dördüncü Yol

Kitap Dünyasında: P.D. Ouspensky’nin Dördüncü Yol ve Yeni Bir Dünya Arayışı, Gurdjieff’in düşünsel mirasını Batı’ya taşımıştır. Jeanne de Salzmann’ın Gerçekliğin Varlığı, 21. yüzyılda bu öğretiye yeni bir soluk getirmiştir.

Sinemada: Peter Brook’un 1979 yapımı Meetings with Remarkable Men (Olağanüstü İnsanlarla Karşılaşmalar) adlı filmi, Gurdjieff’in hayatını ve öğretisini sinematik bir dille anlatır.

Müziğin Ruhunda: Gurdjieff’in Ermeni halk ezgileri ve Ortodoks ilahilerinden esinle bestelediği piyano eserleri, Thomas de Hartmann tarafından nota hâline getirilmiş ve meditatif müzik olarak hâlen dinlenmektedir.


Genel Değerlendirme

Dördüncü Yol, mistik geleneğin modern bir yorumu olarak değerlendirilebilir. Gurdjieff’in iddiası, insanın “uyanmadığı” sürece otomatik ve mekanik bir varlık olarak yaşadığıdır. Bu öğreti, ne bir din ne de katı bir felsefedir. Belki de tam da bu yüzden, çağdaş ruhsal arayışlarda, hem psikolojiye hem spiritüalizme köprü kuran nadir akımlardan biri hâline gelmiştir. “Kendini hatırla” çağrısı, sadece Doğu’nun meditasyonundan değil, Batı’nın bilinç araştırmalarından da beslenir.


Velev’den İlgili Maddeler

İÇSEL YOLCULUK
SPİRİTÜALİZM
PARAPSİKOLOJİ
POPÜLER KÜLTÜR
TEOZOFİ