JAMAIS VU – Tanıdık Olanın Birdenbire Yabancılaşması

Bir kelimeyi defalarca tekrarladıktan sonra anlamını yitirmesi… Bildiğin bir yolu sanki ilk kez yürüyormuş gibi hissetmen… İşte o tuhaf, gerçekdışı ve ürpertici an: Jamais Vu.


Jamais Vu Nedir?

Fransızca kökenli bir terim olan Jamais Vu, “hiç görülmemiş” anlamına gelir. Psikoloji literatüründe, kişinin aşina olduğu bir şeyi, yeri ya da kişiyi sanki ilk defa karşılaşıyormuş gibi algılaması durumunu tanımlar. Bir tür bilişsel bozulma veya algı yanılsamasıdır. Genellikle “deja vu”nun tersi olarak tanımlansa da, yalnızca bir zıtlık değil, apayrı bir iç deneyimdir: Jamais Vu, tanıdık olanın birdenbire yabancılaşmasıdır.


Dünden Bugüne Jamais Vu

Jamais Vu ilk kez 19. yüzyılın sonlarında Fransız psikologlar tarafından tanımlandı. Başta epilepsi ve temporal lobla ilişkili nörolojik bozuklukların belirtisi olarak değerlendirilmiş, zamanla daha geniş bir alanda, sağlıklı bireylerde de gözlemlenebilen bir fenomen olarak sınıflandırılmıştır. 20. yüzyılda davranış bilimciler ve nörologlar, özellikle dilsel Jamais Vu üzerinde durmuş, bir kelimenin defalarca tekrarlandığında anlamsızlaşması üzerinden yapılan deneylerle bu durumu test etmişlerdir. Bugün hâlen tam olarak açıklanamamış olması, Jamais Vu’yu hem bilimsel hem felsefi bir soru olarak canlı tutmaktadır.


Jamais Vu tam olarak nasıl bir deneyimdir?
Tanıdık bir kişiye bakıp “Bu kimdi?” demek ya da sık kullandığın bir kelimeyi birdenbire yabancı bulmak… Bazen birkaç saniye sürer, bazen dakikaları alır. Bu, beynin o bilgiyi işleme biçimindeki geçici bir kesintidir.


Neden ortaya çıkar?
Yorgunluk, stres, migren, epilepsi veya geçici bellek bozuklukları Jamais Vu’yu tetikleyebilir. Bazı araştırmalara göre, beynin aşinalıkla ilgili devrelerinde kısa süreli bir ‘reset’ yaşanır ve tanıdık olan şey yeniymiş gibi algılanır.


Déjà Vu ile farkı nedir?
Déjà Vu’de ilk kez yaşadığın bir olay sana daha önce olmuş gibi gelir. Jamais Vu’de ise tam tersi olur: daha önce sayısız kez yaşadığın, bildiğin bir an, sana sanki hiç olmamış gibi görünür. Biri hayalî bir tanışıklık, diğeri gerçekliğin geçici reddidir.


Bu durum sadece hastalıklı bir hâl midir?
Hayır. Sağlıklı bireylerin çoğu yaşamları boyunca en az bir kez Jamais Vu deneyimi yaşar. Ancak sıklaşırsa, özellikle epilepsi, disosiyatif bozukluklar veya nörolojik rahatsızlıkların habercisi olabilir.


Jamais Vu’nun felsefi bir anlamı var mı?
Kesinlikle. Jean-Paul Sartre, bu tür deneyimleri ‘bulantı’ya bağlayarak, nesnelerin kendi anlamlarından boşandığı, varoluşun çıplak ve yabancı hâliyle ortaya çıktığı anlar olarak tanımlar. Jamais Vu, varlıkla olan gündelik ilişkimizin kırıldığı, benliğin merkezine yabancı bir pencere açıldığı andır.


Popüler Kültürde Jamais Vu

Kitap Dünyasında:
Sartre’ın Bulantı adlı romanı, Jamais Vu deneyimini felsefi düzlemde ele alır. Ayrıca Milan Kundera’nın Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği adlı eseri de, tanıdık hayatların nasıl birdenbire anlamını yitirdiğini sorgular.

Sinemada:
Eternal Sunshine of the Spotless Mind ve Memento gibi filmlerde karakterler, geçmişi unutmak ya da hatırlayamamakla değil, olanı bir türlü tanıyamamakla mücadele eder. Bu da Jamais Vu’ya benzer bir yabancılaşma yaratır.

Video Oyun ve Dizide:
Silent Hill oyun serisinde, karakterler tanıdık mekânlarda dehşet dolu bir yabancılaşma hissi yaşar. Black Mirror dizisinin bazı bölümleri (özellikle “Playtest”) bu deneyimi dijital kayıplar üzerinden işler.


Genel Değerlendirme

Jamais Vu, insan zihninin kırılgan doğasını ve gerçekliğin ne kadar kolay çözülüp yeniden örülebileceğini gözler önüne serer. Bazen bir sözcüğün anlamını yitirerek boşluğa düşmesi, bazen gözümüzün önünde bin kez gördüğümüz bir yüzün bizde artık tanıdık gelmemesi… Bu anlar, zihnimizin ne kadar kaygan bir zeminde çalıştığını gösterir. Jamais Vu, gündelik hayatın içine sızmış bir metafizik sarsıntıdır.


Velev’den İlgili Maddeler

BİLİNÇDIŞI
DEJA VU
PREKOGNİSYON
POPÜLER KÜLTÜR
VAROLUŞÇU TERAPİ