Bir kediyle farenin sonsuz çatışması mı? Yoksa dostluk, sınıf farkı, komedi ve şiddet üzerine bir alegori mi? Tom ve Jerry, çocukluğun ötesinde bir anlatı evrenidir.
Tom ve Jerry, 1940’ta William Hanna ve Joseph Barbera tarafından yaratılan, Metro-Goldwyn-Mayer (MGM) yapımı animasyon dizisidir. Baş karakterleri; Tom adında hırslı, çoğu zaman beceriksiz bir kedi ve Jerry adında kurnaz, sevimli bir faredir. Hikâyeler çoğunlukla Tom’un Jerry’i yakalamaya çalıştığı, ama çoğunlukla başarısız olduğu kovalamacalarla örülüdür.
Ancak bu basit çerçeve, zekice yapılandırılmış fiziksel komedi, mükemmel zamanlama ve karakterlerin sessizce kurduğu çatışma dinamikleriyle zamana direnen bir evrene dönüşür. Seri, 1940’lardan itibaren onlarca kez yeniden üretildi, farklı estetiklerle yeniden yorumlandı ve onlarca ödül kazandı.
İlk kısa film olan Puss Gets the Boot (1940), büyük beğeni topladı ve MGM stüdyosu seriyi genişletmeye karar verdi. 1943-1953 arasında Tom ve Jerry kısa filmleri, 7 kez Oscar kazandı. Bu başarı, animasyon tarihindeki en yüksek başarılardan biridir.
1950’lerde Soğuk Savaş’ın gölgesinde şekillenen bu yapımlar, zamanla farklı dönemlerin ideolojik ikliminden de etkilendi. Örneğin, 1960’larda Chuck Jones’un yönettiği bölümlerde karakter çizimleri değişti; mizah daha soyutlaştı. 1980 sonrası televizyona taşınan yeni versiyonlar ise daha yumuşak, pedagojik tonlar taşıdı.
Bugün Tom ve Jerry hâlâ yeni jenerasyonlara hitap eden, oyunlara, filmlere ve hatta mimlere konu olan evrensel bir anlatıdır.
Tom ve Jerry, 10 Şubat 1940’ta William Hanna ve Joseph Barbera tarafından yaratıldıktan sonra yalnızca bir animasyon serisi değil, aynı zamanda yirminci yüzyılın en kalıcı kültürel fenomenlerinden biri hâline geldi. Başlangıçta Metro-Goldwyn-Mayer (MGM) stüdyolarında üretilen 114 kısa film, slapstick komedinin doruklarına ulaştı. Bu dönemde seri, yedi kez “En İyi Kısa Animasyon” dalında Oscar kazanarak, yalnızca çocukları değil, eleştirmenleri de kendine hayran bıraktı.
1957’de MGM’in kapanmasının ardından serinin üretimi geçici olarak dursa da, 1961-1962 arasında Gene Deitch tarafından Rembrandt Films stüdyolarında 13 yeni bölümle canlandırıldı. Herkesin sevdiği kedi-fare çifti, bu kez farklı bir estetikle, biraz daha soyut ve deneysel bir tatla geri döndü. Takip eden yıllarda Chuck Jones’un elinden çıkan 34 yeni bölüm (1963-1967) ise serinin hem görsel karakterini değiştirdi hem de hikâye yapısında daha hayalci bir tona yöneldi.
Zamanla Tom ve Jerry, yalnızca klasik kısa filmlerle değil, farklı dönemlerdeki televizyon yapımlarıyla da yaşamaya devam etti: The Tom and Jerry Show (1975-1977), The Tom and Jerry Comedy Show (1980-1982), Tom and Jerry Kids (1990-1994), Tom and Jerry Tales (2006-2008) ve The Tom and Jerry Show (2014-2019)… Her yeni versiyon, teknolojik imkanlara ve izleyici beklentilerine uyum sağlayarak seriyi yeniden yorumladı.
Televizyon yayın hayatı boyunca CBS’ten FOX Kids’e, Cartoon Network’ten Boomerang’a kadar birçok kanal, Tom ve Jerry’nin farklı dönemlerine ev sahipliği yaptı. 1992 tarihli ilk uzun metraj film Tom and Jerry: The Movie ve 2003-2017 arasında yayımlanan 12 televizyon filmi ise bu evrenin sinematografik kanadını oluşturdu.
Tüm bu dönemsel dönüşümlere rağmen Tom ve Jerry, Looney Tunes gibi güçlü rakiplerini gelir ve izlenme oranlarında geçerek hâlâ dünyanın en çok tanınan çizgi film markalarından biri olmayı sürdürüyor. Serinin, ses yerine hareketle kurduğu mizah dili, bir tür evrensel komedi alfabesi gibi işliyor. Gülme refleksinin zamansız ve zamansızlaştırıcı etkisiyle büyüyen bu kedi ve fare öyküsü, yalnızca bir nostalji nesnesi değil, aynı zamanda animasyon tarihinin direngen kahramanları olarak yerini koruyor.
Tom ve Jerry yalnızca kısa filmlerde değil, zamanla uzun metrajlı sinema yapımlarında da kendine yer buldu. 1945 tarihli Anchors Aweigh (Escale à Hollywood) filminde Jerry, Gene Kelly ile dans ederek sinema tarihine geçen animasyon-canlı çekim birleşmelerinden birine imza attı. 1953 yapımı Dangerous When Wet (Traversons la Manche) filminde ise Esther Williams ile birlikte bir rüya sekansında yer aldılar. Bu tür görünümler, Tom ve Jerry’nin popüler kültürdeki ağırlığını yalnızca animasyon sınırlarında değil, Hollywood’un canlı imgeleri arasında da kanıtlamış oldu.
Serinin ilk dönem bölümleri, neredeyse hep aynı dramatik formüle dayanır: Tom’un, çeşitli nedenlerle Jerry’i yakalama çabası ve bu çabanın şiddetli, çoğu zaman yıkıcı ama komik sonuçlarla boşa çıkması. Tom’un motivasyonu kimi zaman açlık, kimi zaman küçük olanı ezme arzusu, kimi zaman da intikamdır. Fakat her seferinde Jerry, zekâsı ve çevikliğiyle kurtulmayı başarır. Bu anlatılar, animasyon tarihinde eşi benzeri görülmemiş ölçüde fiziksel şiddet içerir: Jerry’nin Tom’u ortadan ikiye biçtiği sahneler, Tom’un çeşitli silahlar ve hilelerle Jerry’i “öldürmeye” çalıştığı bölümler, bir anlamda animasyonun gülünçleştirilmiş şiddet atlasını oluşturur.
Ancak serinin sonraki dönemlerinde bu dinamik kökten değişmeye başlar. Artık yalnızca av ve avcı ilişkisi değil, ikircikli bir dostluk da anlatının merkezine yerleşir. Tom ve Jerry, birbirlerine zarar vermeyi sürdürüyor gibi görünseler de, bu eylemler giderek bir tür oyuna, alışkanlığa, birlikte yaşanılan “kaotik dostluk”a dönüşür. Birçok bölümde Jerry’nin, Tom’u kurtarmak için devreye girdiği sahneler görülür; ikili arasında sezgisel bir dayanışma oluşur. Biri olmadan ötekinin eksik kaldığı bu ilişki, hem şiddetin komediye dönüştüğü hem de dostluğun çatışmayla iç içe geçtiği benzersiz bir anlatı yapısı sunar. Belki de bu yüzden Tom ve Jerry, yalnızca birbirini kovalayan iki karakter değil; birlikte var olmanın çatışmalı, eğlenceli ve trajikomik hâllerinin evrensel simgesidir.
İlk kez 10 Şubat 1940’ta yayımlanan Puss Gets the Boot adlı bölümde sahneye çıkan karakterler, o sırada henüz “Tom” ve “Jerry” adlarını taşımıyordu. Gri, ev kedisi Tom’un ilk adı “Jasper”; kahverengi, küçük fare Jerry’nin ise “Jinx” idi. Bu kısa film, Tom ve Jerry külliyatının başlangıcı sayılmasa da, onların dinamizmini ve uzun ömürlü karşıtlığını haber veriyordu. Serinin resmî başlangıcı, bir yıl sonra gelen The Midnight Snack adlı bölümle oldu.
Tom her ne kadar avcı rolündeyse de, klasik “kedi fareyi yakalar” şeması burada tersine çevrilmiştir. Jerry, minik boyutuna karşın şaşırtıcı bir kuvvete ve stratejik bir zekâya sahiptir. Çoğu zaman Tom’un onu yeme teşebbüsleri ya başarısız olur ya da kendi üzerine geri döner. Seride nadiren Tom’un Jerry’i yuttuğu görülür; onun mücadelesi daha çok, aşağılamakla cezalandırılan bir kibirle maluldür. Bölümlerin büyük çoğunluğunda Jerry galip, Tom ise kaybeden konumundadır. Ancak kimi özel durumlarda Tom’un da zafer kazandığı görülür; özellikle Jerry saldırganlaştığında veya ölçüyü aştığında. The Million Dollar Cat gibi bölümlerde Jerry, Tom’un mirası riske atmaması gerektiğini öğrenir ve bu bilgiyle onu kışkırtır; sonunda Tom dayanamayıp saldırır ve kaybeder. Zaman zaman Jerry’nin kurduğu tuzak, kendisini de etkiler; böylece her iki taraf da kaybeder. Nadiren, kısa süreli bir barış hâli kurulur; ortak düşmanlar (örneğin Spike ya da Butch) ortaya çıktığında Tom ve Jerry ittifak kurarak birlikte hareket eder. Bu anlarda, en az kavga ettikleri kadar ustaca anlaşırlar.
Karakterlerin sadistçe birbirini incitmekten keyif aldıkları da inkâr edilemez. Ama çizgi filmin belirli anlarında, taraflardan biri ölümcül tehlikeye düştüğünde ötekinin bunu ciddiye aldığı ve yardım elini uzattığı görülür. Bu denge, sadist bir oyundan empatik bir kardeşliğe kadar genişleyen karmaşık bir ilişki düzlemini işaret eder. Belki de bu yüzden, her bölümde farklı bir insanlık hâli görürüz: öfke, intikam, rekabet, dayanışma, tuhaf bir adalet duygusu ve zaman zaman vicdan.
Tom ve Jerry arasındaki her karşılaşma, patırtılı bir kovalamacaya dönüşür. Bu sürtüşmelerin çoğu Tom’un başlattığı çatışmalarla başlar ve Jerry’nin tuzağıyla son bulur. Ancak bu karşılaşmalar, yalnızca iki karakterin mücadelesi değil, aynı zamanda içinden geçtiğimiz dünyanın da minyatür bir alegorisidir.
İkili arasındaki bu savaşın kökeninde İkinci Dünya Savaşı’nın alegorik bir iz düşümü yatar. “Tom” ismi, İngiliz askerlerine verilen “Tommy” lakabından esinlenirken; “Jerry” ismi, müttefiklerin Alman askerlerine verdiği takma ad olan “Jerry”den gelir. Bu bağlamda seri, yalnızca çocuklara hitap eden bir çizgi film değil, aynı zamanda savaş çağında büyüyen bir dünyanın, düşmanlık ve dayanışma arasındaki salınımını kodlayan bir semboller bütünü hâline gelir.
Tom ve Jerry’nin hikâyesi, yalnızca bir çizgi film tarihinin değil, aynı zamanda 20. yüzyılın eğlence endüstrisinin evrimini de belgeleyen bir serüvendir. Her şey, 10 Şubat 1940’ta Metro-Goldwyn-Mayer stüdyolarında yayımlanan ilk kısa film Puss Gets the Boot ile başlar. O tarihte karakterler henüz “Tom” ve “Jerry” adını taşımaz: gri kedi “Jasper”, küçük kahverengi fare ise “Jinx” olarak tanıtılır. Ancak kısa sürede bu isimler yerini bugünkü ikonik ikiliye bırakacaktır.
Yaratıcıları William Hanna ve Joseph Barbera, bu sade ama etkili çatışma kurgusuyla ilk etapta 114 kısa film üretir. Bu yapımlar yalnızca gişe başarısı kazanmakla kalmaz, aynı zamanda yedi kez En İyi Animasyon Kısa Film Oscar’ı ile ödüllendirilir. 1957’de MGM’in animasyon stüdyosunu kapatmasının ardından yapımcılar Gene Deitch ile birlikte 13 yeni bölüm üretir. Ardından Chuck Jones devreye girer ve 1963–1967 arasında 34 bölüm daha gelir. Böylece Tom ve Jerry, yalnızca Looney Tunes’u geride bırakarak en çok kazandıran animasyon serisi olmakla kalmaz, aynı zamanda onlarca yıl boyunca televizyon kuşaklarını domine eder.
Tom ve Jerry yalnızca klasik serilerle sınırlı kalmaz. The Tom and Jerry Show (1975–1977), Tom and Jerry Kids (1990–1994), Tom and Jerry Tales (2006–2008), The Tom and Jerry Show (2014–2019) gibi birçok türev seri, karakterlerin izleyiciyle bağını kuşaktan kuşağa aktarır. Ayrıca 1992’de çıkan ilk uzun metrajlı filmle birlikte toplamda 12 televizyon filmi üretilir. Bu süre zarfında Tom ve Jerry, Hollywood’dan Avrupa’ya, çocukların öğleden sonralarından yetişkinlerin nostalji koleksiyonlarına kadar geniş bir hafızada yer edinir.
Arka planda ise, bu çizgi filmin yaratımında yer alan onlarca ses sanatçısı, müzisyen ve yapımcı bulunur. Scott Bradley’den Henry Mancini’ye uzanan müzik listesi; Mel Blanc, June Foray, Chuck Jones gibi isimlerin katkıları; Metro-Goldwyn-Mayer, Warner Bros., Hanna-Barbera gibi yapım evlerinin rolü; hepsi bu animasyonun kültürel sürekliliğini mümkün kılan yapı taşlarıdır. Her bir dönem, çizgi filme hem teknik hem estetik olarak farklı katmanlar eklemiştir.
Dahası, bu çizgi film yalnızca bir eğlence ürünü değil, aynı zamanda tarihsel bir ayna olarak da işlev görür. Tom ve Jerry’nin adları dahi İkinci Dünya Savaşı’nın cephelerinden çıkmadır: “Tommy”, İngiliz askerlerinin lakabı, “Jerry” ise Almanlar için kullanılan takma addır. Bu isimlendirme, savaş zamanının çatışmalı ikliminde doğan eğlenceli bir maskaralık gibi görünse de, aslında güç ilişkilerinin, hegemonya arayışlarının ve nihayetinde her iki tarafın da yara aldığı bir mücadele sahnesini temsil eder.
Tom ve Jerry’nin tarihi, animasyon dünyasının endüstriyel dönüşümünden medya platformlarının evrimine, savaş döneminin ruh hâlinden çocuk psikolojisine kadar uzanan bir yelpazeye açılır. Basit bir çizgi karakter değil, neredeyse bir yüzyıldır süren kültürel bir fenomenin taşıyıcısıdır.
1960 yılına gelindiğinde, MGM stüdyoları Tom ve Jerry markasını yeniden canlandırmak ister. Ancak bu kez rotayı Hollywood’dan uzaklara, Doğu Avrupa’ya çevirir. Seri, Avrupa merkezli Rembrandt Films işbirliğiyle, Çekoslovakya’nın başkenti Prag’da yeniden üretilir. Görev, United Productions of America (UPA) kökenli, farklı estetik anlayışıyla tanınan Gene Deitch’e verilir. Ortaya çıkan 13 kısa film, William L. Snyder prodüktörlüğünde, sınırlı bütçeyle ve oldukça kısa sürede tamamlanır. Ancak bu yeni versiyon, gerek biçim gerek içerik olarak klasik Tom ve Jerry izleyicisi için alışılmadık, hatta rahatsız edici bir ton taşır.
Gene Deitch, Tom ve Jerry’yi hiçbir zaman sevmediğini açıkça dile getirir. Onun gözünde bu seri, “anlamsız şiddet, acıya dayalı mizah ve intikam” üzerine kurulu bir yapı taşır. Üstelik siyahî hizmetçi karakteri Mammy Two Shoes’un başsız çizimi, ona göre ırkçı ve aşağılayıcı bir semboldür. Bu nedenle Deitch’in Prag’daki versiyonu hem teknik hem ideolojik olarak özgün bir varyasyon yaratmaya çalışır: müzikleri Karel Ančerl’in öğrencisi Štěpán Koníček ve Václav Lídl besteler; senaryolar Larz Bourne, Chris Jenkyns ve Eli Bauer’in kaleminden çıkar; diyaloglar ve ses efektleri büyük ölçüde Allen Swift tarafından kaydedilir. Ancak siyasi kaygılar, yaratıcı sürece doğrudan müdahale eder: jeneriklerde geçen isimler Çek değil, Amerikalı gibi gösterilir — Štěpán Koníček, örneğin “Steven Konichek”e dönüşür.
Bu dönemin kısa filmleri Tom ve Jerry külliyatı içinde benzersiz bir yere sahiptir. Karakterlerin animasyonu donuktur, hareketler tutarsızdır, ses efektleri distopik bir elektronik yankıyla bezeli gibidir. Tom artık gerçek bir tehdit değildir; çünkü yerini, Deitch’in kendi “Terrytoons” karakterlerinden esinle çizdiği, beyaz ve öfkeli bir ev sahibi almıştır. Bu adam, Tom’a şiddet uygulayan, kırmızıya dönen bir figürdür. Bu karakterin varlığı, izleyici için tedirgin edici bir ton yaratır. Kimi eleştirmenler, bu dönem çizgi filmlerini “anlamsız, ucuz ve ruhsuz” bulur. Paul Kupperberg gibi isimler, bu bölümleri “yayınlanmaması gereken eserler” olarak nitelendirir.
Yine de ticari başarı yadsınamaz. 1961 ve 1962 yıllarında Tom ve Jerry, Looney Tunes’u tahtından indirerek en çok gelir getiren çizgi film serisi olur. Ancak bu başarı, Hanna ve Barbera dönemindeki gibi prestij getirmez: Akademi, Deitch imzalı hiçbir bölüme ödül vermez. Deitch ise yıllar sonra, New York Times’a verdiği bir röportajda bu yapımları savunur: “UPA çıkışlıydım, stilim Çek okuluna daha yakındı… Beni anlamadılar,” der.
Soğuk Savaş’ın gölgesinde, demir perdenin hemen ötesinde üretilen bu 13 kısa film, Tom ve Jerry evreninde bir sapma değil, farklı bir anlatı geleneğinin ifadesidir. Hollywood’un alışıldık estetiğiyle doğrudan çelişen bu kısa dönem, animasyon tarihine adını sansasyonel biçimde yazdırmış, kimi hayranlar içinse hâlâ bir “kült tuhaflık” olarak anılmaya devam etmektedir.
Gene Deitch döneminin sonlanmasının hemen ardından, Warner Bros. Cartoons’tan ayrılan usta animatör Chuck Jones, Les Goldman ile birlikte Sib Tower 12 Productions adlı yeni bir stüdyo kurar. 1963 yılının başlarında, bu stüdyo altında Tom ve Jerry için 34 yeni kısa film üretme kararı alınır. Böylece Jones’un karakteristik tarzı —yuvarlak hatlar, grafiksel abartılar ve zaman zaman psikedelik dokunuşlar— klasik slapstick evrenine entegre edilmeye çalışılır. Ancak bu geçiş, Jones’un estetiği ile Tom ve Jerry’nin mizahi kodları arasında belirgin bir uyumsuzluğu da beraberinde getirir. Ortaya çıkan yapımlar, hem biçimsel hem de anlatı düzeyinde belirgin bir dönüşümü işaret eder.
Jones’un kaleminde karakter tasarımları önemli değişim geçirir: Tom’un kaşları kalınlaşır, Grinch ya da Vil Coyote’yi andıran ifadeler kazanır. Fiziksel yapısı sadeleşir, tüy rengi maviden griye evrilir, kulakları daha sivri, kuyruğu daha uzun, yanakları ise daha belirgin hale gelir. Jerry’nin ise gözleri büyütülmüş, tüy rengi daha açık bir kahverengine dönüştürülmüştür. Bu görsel değişiklikler, karakterlerin tanıdıklık hissini zayıflatırken, Jones’un anlatı dünyasını Tom ve Jerry evrenine dayatması gibi de okunabilir.
1965 yılına gelindiğinde, Hanna-Barbera dönemine ait çizgi filmler ilk kez restore edilerek televizyon ekranlarında yer almaya başlar. Ancak bu süreçte bazı sahneler özellikle değiştirilir. Tom’un evindeki hizmetçiyi temsil eden karakter —daha önce siyahî, başsız çizilmiş olan Mammy Two Shoes— artık ekranda görünmeyecektir. Yerine çoğu zaman İrlandalı, kilolu, beyaz bir kadın figürü yerleştirilir. Bazen ise onun yerini genç bir beyaz kız alır; örneğin Saturday Evening Puss bölümünde olduğu gibi. Bu revizyonlar, dönemin Amerika’sındaki ırksal temsillere dair sansür ve estetik dönüşüm politikalarının bir yansımasıdır.
25 Eylül 1965’te CBS ekranlarında yeniden yayımlanmaya başlayan Tom ve Jerry bölümleri, bu yeni biçimiyle 17 Eylül 1972’ye kadar yayında kalır. Bu süreçte Chuck Jones’un gölgesi, hem anlatı hem görsel stil üzerinde baskın hale gelir. Mizahın dozu değişir, karakterlerin yüz ifadeleri ve jestleri Jones’un anlatı dilini taşır. Bir zamanların anarşik enerjisi, yerini daha biçimli, daha kontrollü bir çizgi dünyasına bırakır.
1975 yılına gelindiğinde, Tom ve Jerry bir kez daha bir araya gelir. Bu kez prodüksiyonun başında yeniden William Hanna ve Joseph Barbera vardır. Cumartesi sabahları için hazırlanan yeni bir dizi, The Tom and Jerry/Grape Ape Show, The Tom and Jerry/Grape Ape/Mumbly Show ve The Tom and Jerry/Mumbly Show başlıkları altında 48 dakikalık animasyon bölümleriyle ABC kanalında 6 Eylül 1975’ten 3 Eylül 1977’ye kadar yayınlanır. Bu yeni yapımlarda, ilk günlerinden bu yana birbirlerinin amansız düşmanı olarak tanınan Tom ve Jerry, bu kez kırmızı papyon takan dost canlısı karakterlere dönüşmüştür. Şiddetten uzak, arkadaşça ilişkiler kurmaları hedeflenmiştir. Ancak bu versiyon, seyirciler tarafından olumsuz karşılanır; karakterlerin temel çatışma dinamiğinden uzaklaştırılması, serinin ruhuyla uyuşmadığı gerekçesiyle eleştirilir.
1986 yılında ise Tom ve Jerry evreninde bir mülkiyet değişimi yaşanır. MGM, WTBS’nin kurucusu Ted Turner tarafından satın alınır. Turner daha sonra şirketi satsa da, 1986 öncesine ait MGM arşivlerini elinde tutar. Böylece Tom ve Jerry, Turner Entertainment çatısı altına geçer. Günümüzde hakları Warner Bros.’a ait olan bu içerikler; TBS, TNT, Cartoon Network, The WB, Boomerang ve Turner Classic Movies gibi çeşitli televizyon kanallarında yayımlanarak geniş bir izleyici kitlesine ulaşır.
1990’lara gelindiğinde ise dönemin televizyondaki önemli eğilimlerinden biri olan “babyfication” (yani tanınmış karakterlerin çocuk versiyonlarıyla yeniden üretilmesi) dalgasına Tom ve Jerry de kapılır. 2 Mart 1990 tarihinde, Metro-Goldwyn-Mayer ve Hanna-Barbera Productions ortak yapımı olan Tom & Jerry Kids serisi Fox Kids kanalında yayına başlar. 1991 yılında Hanna-Barbera’nın Turner’a satılmasıyla birlikte yapım, İngiltere’de çocuklara yönelik CBBC yayın bloklarında da gösterilir. Bu seride, klasik Tom ve Jerry ikilisi, daha genç ve sevimli halleriyle yeniden karşımıza çıkar. Jerry hâlâ kırmızı papyonunu taşırken, Tom’a bu kez kırmızı bir şapka eşlik eder. Spike ve oğlu Tyke (artık konuşabilmektedir), ayrıca Droopy ve oğlu Dripple gibi karakterler de zaman zaman sahne alır. 18 Kasım 1994’e kadar süren Tom & Jerry Kids, Tom ve Jerry evreninde 4:3 (standart ekran) formatında üretilen son dizi olarak tarihe geçer.
2006 yılına gelindiğinde, Warner Bros. Animation stüdyolarında yepyeni bir seri üzerinde çalışmalara başlanır. Tom and Jerry Tales adlı bu yapım, İngiltere ve Fransa’da Şubat 2006’da Boomerang kanalında gösterime girer; ardından Amerika Birleşik Devletleri’nde Kids’ WB kuşağında, The CW kanalında yayınlanmaya başlar. Bu yapım, Tom ve Jerry’nin klasik serilerine sadık kalınarak üretilmiş ilk yeni nesil projedir. Görsel stil bakımından 1940’ların çizgi filmlerine doğrudan gönderme yapan Tales, eskiye duyulan özlemi modern animasyonla buluşturur. Ancak 2008 yılında, Kids’ WB yayın bloğunun kapatılmasından hemen önce dizi yayından kaldırılır.
Bu aradan sonra, Cartoon Network yeni bir seriyi duyurur: Her biri on bir dakikalık bölümlerden oluşacak, 1940’lardaki orijinal seriden esinlenmiş modern bir Tom and Jerry Show. Bu yeni yapım, tıpkı Scooby-Doo: Mystery Incorporated veya The Looney Tunes Show gibi klasik serileri yeniden yorumlayan trendin bir uzantısıdır. Tom ve Jerry, bu kez stilize edilmiş, modernize edilmiş bir ortamda karşımıza çıkar. Yapımcılığını Warner Bros. Animation’ın üstlendiği dizide, Sam Register baş yapımcı olarak görev alırken, Renegade Animation stüdyosundan Darrell Van Citters ve Ashley Postelwaite de prodüksiyon ekibine katılır. Başlangıçta 2013 yılında yayınlanması planlanan dizi, ertelenerek 9 Nisan 2014’te Cartoon Network’te izleyiciyle buluşur. Bu yapım, Tom ve Jerry evreninde 16:9 geniş ekran formatında hazırlanan ikinci dizi olarak tarihe geçer.
Tom ve Jerry neden hiç konuşmaz?
Sessiz mizah, evrensel anlaşılırlık sağlar. Dizide diyalogdan çok jest, mimik, hareket ve müzik kullanılır. Bu tercih, onu kültürel sınırların ötesinde evrensel kılar.
Şiddet öğeleri neden bu kadar yoğun?
Evet, dizi bolca fiziksel şiddet içerir ama bu şiddet karikatürize edilmiş ve sonuçsuzdur. Patlayan bombalar, ezilen kafalar gerçekçi değil, ritmik mizahın bir parçasıdır. Ancak bu yön, pedagojik açıdan tartışmalı bulunmuştur.
Bu sadece çocuklara mı hitap eder?
Hayır. Alt metinler, sınıfsal dinamikler, sadizm-masumiyet gerilimi, modern kapitalist yaşamın alegorileri, yetişkinlerin de ilgisini çeker. Tom evin iktidarı, Jerry ise alt sınıfın isyankâr ruhu olarak da okunabilir.
Tom ve Jerry neden bu kadar çok versiyona sahip?
Çünkü anlatı yapısı çok esnek. Savaş dönemi propagandalarından postmodern yeniden yapımlara kadar farklı biçimlerde yeniden üretilebilir. Bir yandan nostalji, bir yandan da evrensellik taşır.
Gerçekten düşmanlar mı, yoksa dost mu?
Dizide sık sık birbirlerini kurtardıkları ya da birlikte eğlendikleri bölümler vardır. Bu da ilişkiyi sadece çatışma değil, bağımlılık ve oyunsallık olarak da anlamamıza neden olur. Dost-düşman ikiliği burada bulanıktır.
Film: 2021 yapımı Tom and Jerry: The Movie, canlı-animasyon karışımıyla yeni nesil izleyiciye hitap etti.
Müzik: Klasik müzik (özellikle Chopin, Liszt, Brahms) dizinin ayrılmaz parçasıdır. Cat Concerto bölümü, animasyonda müzik kullanımının doruk noktasıdır.
Sosyal Medya: Tom ve Jerry sahneleri, günümüzde “reaction meme”lerde sıkça kullanılır.
Oyun: Çeşitli platformlarda Tom ve Jerry temalı oyunlar, retro oyuncular arasında hâlâ rağbet görür.
Televizyon: HBO Max ve Cartoon Network gibi platformlar, serinin farklı dönemlerine ait bölümleri hâlâ yayınlamaktadır.
Tom ve Jerry, çocuklar için bir eğlence klasiği, yetişkinler içinse bir çağ aynasıdır. Sessizlik içinde anlatılan hikâyelerde; sınıf, güç, arzu, yenilgi ve mizah iç içe geçer. Bazen gülerek unuturuz, bazen gülüşün ardında dünyanın absürtlüğünü sezeriz.
► ANİME ESTETİĞİ
► MANGA KÜLTÜRÜ
► SPAWN
► ANTİ KAHRAMAN
► NOSTALJİ