Ne diploma ne usta gerek… Merak yeter, kararlılık yeter. Otodidakt, öğrenmenin özgür ve yalnız yolcusudur.
Otodidakt, herhangi bir kurumsal eğitim almaksızın kendi kendine öğrenen kişiye verilen isimdir. Yunanca auto (kendi) ve didaktos (öğrenmiş) kelimelerinden türemiştir. Bu bireyler, kitaplar, deneyimler, gözlemler, deneme-yanılma süreçleri ve dijital kaynaklar aracılığıyla bilgi edinir; klasik eğitim sistemine bağlı kalmadan entelektüel ya da mesleki yetkinlik kazanırlar.
Otodidaktlar yalnızca bilgi tüketen değil, sıklıkla bilgi üreten kişilerdir. Öğrenme süreci onlar için bir mecburiyet değil; içsel bir dürtü, varoluşsal bir zorunluluktur. Bu yüzden otodidaktlık çoğu zaman bir tutku, hatta bir tür yaşam felsefesidir.
Otodidaktlık, yazının keşfinden bu yana vardır. Özellikle Rönesans ve Aydınlanma dönemlerinde, kitapların yaygınlaşmasıyla birlikte birçok birey kendi kendine öğrenme yoluna gitti. Fransız filozof Michel de Montaigne, formal eğitimi reddedip kendi kütüphanesini yaşamının merkezine yerleştiren erken dönem otodidaktlardandır.
Sanayi Devrimi sonrası teknik bilgiye ulaşım arttıkça; 20. yüzyılda ise kütüphaneler, ansiklopediler, radyo ve televizyon gibi kaynaklar öğrenmenin halklaşmasını sağladı. Günümüzde internet, özellikle YouTube, Khan Academy, Coursera gibi platformlar otodidaktlar için bir altın çağ yaratmıştır. Sosyal medya sayesinde bu bireyler hem öğreniyor hem öğretiyor.
Otodidaktlık, yalnızca bireysel merakın değil; aynı zamanda sistem dışı kalmışların, maddi imkânı olmayanların, dışlananların hayatta kalma ve direnme biçimidir.
Otodidakt ile amatör arasında fark var mı?
Evet. Amatörlük bir mesleği profesyonelce yapmamak anlamına gelirken, otodidaktlık bir öğrenme biçimidir. Bir kişi amatör olabilir ama otodidakt değildir; ya da tam tersi. Otodidaktlık, öğrenme yönteminin sistem dışı olmasıyla ilgilidir, yetkinlik seviyesiyle değil.
Kimler otodidakt sayılır?
– Tarantino: Sinema okuluna gitmedi, videolar izleyerek sinema öğrendi.
– Faraday: Elektrik üzerine kuramlar geliştirdi, ama resmi eğitimi yoktu.
– Frida Kahlo: Sanat akademisine gitmedi, hastalık dönemlerinde resim yaptı.
– Italo Calvino ve Jorge Luis Borges gibi yazarlar, edebiyatı kendi başlarına kurcaladı.
– Türkiye’de ressam Erol Akyavaş ve fotoğrafçı Ara Güler de kurumsal eğitimi dışlayarak kendini yetiştirenler arasındadır.
Otodidaktlık bir zorunluluk mu, bir tercih mi?
Kimi zaman sistem dışına itilmenin sonucu, kimi zaman da sistemden gönüllü bir çıkıştır. Yani hem bir zorunluluk hem bir özgürleşme biçimi olabilir. Maddi yetersizlikten ötürü otodidakt olan da vardır, formel sistemin hantallığını reddederek bu yolu seçen de.
Otodidaktların zayıf yönleri var mı?
Evet. Kurumsal eğitim belli bir metodoloji, eleştirel denetim ve akran etkileşimi sağlar. Otodidaktlar bazen bu ağlardan yoksun kalabilir. Ayrıca yanlış kaynaklarla öğrenme, doğrulama eksikliği, dağınık ilerleme gibi riskler taşırlar. Ancak bu eksikler, farkındalıkla telafi edilebilir.
Otodidakt bir çağda mı yaşıyoruz?
Kesinlikle. Artık bilginin kaynağı yalnızca üniversiteler değil. Kütüphaneler, podcast’ler, YouTube kanalları, açık dersler herkesin cebinde. Bu yüzden “sertifikalı bilgelik” değil, “kanıtlanabilir yetkinlik” devri başladı. Yeter ki öğrenmeye niyet olsun.
Sinema: Good Will Hunting (1997) filminde baş karakter Will, matematik dehasıdır ama hiçbir formal eğitimi yoktur.
Edebiyat: Jean-Paul Sartre’ın “Bulantı”daki Otodidakt Bay karakteri, kitapları baştan sona okuyarak kendini eğitmeye çalışan absürt, ama tutkulu bir figürdür.
TV/YouTube: Günümüzde milyonlarca kişi yazılım, sanat, müzik, dil öğrenimini otodidakt yöntemlerle gerçekleştiriyor.
Dijital Öğrenme: Skillshare, Udemy, Duolingo, ChatGPT gibi araçlar bu sürecin yeni müttefikleri.
Felsefe: Socrates bile sistemli bir okuldan çıkmadı; otodidakt bir tartışma geleneği başlattı.
Otodidaktlık, yalnızca bir öğrenme yöntemi değil; bir dünya görüşüdür. Kurumların onayını beklemeden bilgiye ulaşmak, kendini kendi yöntemleriyle eğitmek, “başkasının izinden gitmeden yürümek” anlamına gelir. Bu yol bazen yalnız, bazen zor, bazen çelişkilerle doludur. Ama kesin olan bir şey var: Otodidaktlar, öğrenmenin yalnızca müfredata sığmadığını ispatlayan canlı kanıtlardır.
► PSİKOSANAT
► ESTETİK
► TOPLUMSAL NORMLAR
► POPÜLER KÜLTÜR
► DİSİPLİN