2002 yapımı 28 Gün Sonra (28 Days Later) ve ardından gelen 28 Hafta Sonra (28 Weeks Later) ile korku sinemasında kendime bir yer açmayı başaran “öfke virüsü” serisi, şimdi de 28 yıl sonrasıyla geri döndü. Danny Boyle’un yeniden yönetmen koltuğuna geçtiği 28 Yıl Sonra (28 Years Later), sadece bir zombi kıyametini konu almıyor; insanlık, etik ve hayatta kalma mücadelesine dair derin bir anlatı da vaat ediyor işleyiciye.
Virüs geri göndü, ama aynı değil
Film, öfke virüsünün yayılmasından yaklaşık otuz yıl sonrasını konu alıyor. İnsanlığın büyük kısmı ya yok olmuş ya da izole hâlde yaşamaya mahkûm olmuş durumda. Küçük bir ada topluluğu hariç… Karadan uzakta, izole bir şekilde hayatta kalmayı başaran ender yerlerden biri. Ancak ada halkından biri, bir gün adadan ayrılıyor. Sadece virüsün değil, insan doğasının da yeniden şekillenmesine tanıklık ediyor.
Ralph Fiennes
Jodie Comer, Aaron Taylor-Johnson, Jack O’Connell ve Ralph Fiennes gibi güçlü isimleri bir araya getiren film, oyunculuk performansları kadar atmosferik gücüyle de dikkat çekiyor. Boyle’un karakteristik kamerası, izleyiciyi hem fiziksel hem de psikolojik bir gerilim hattında tutmayı başarıyor.
Korkunun kaynağı artık sadece virüs değil
Serinin bu yeni halkası, yalnızca bir hayatta kalma mücadelesi değil. Aynı zamanda, insanın karanlık doğasına ve kriz anlarında ortaya çıkan etik ikilemlere dair yoğun bir sorgulama da sunuyor. Kim için savaşılır? Kime güvenilir? Yaşamak mı önemli, yoksa insan kalmak mı? Film, karakterlerin yaşadığı bu sorgulamaları, izleyiciye de pekala yaptırıyor.
28 Yıl Sonra, önceki filmlerden farklı olarak elbette daha iyi bir teknolojiye sahip. Geniş açılı çekimler, klostrofobik mekân kullanımları ve yoğun atmosferik ses tasarımı ile film, sinema salonunda izlenmesi daha iyi olacak türden bir yapım.
Yaz tatilinin başladığı vizyon haftasında vizyon haftasında üçü yerli 10 film gösterime girdi. 28 Yıl Sonra‘nın dışında Da Vinci Şifresi ve Terminatör 2 gibi kült filmlerin de yeniden gösterime girdiği vizyon haftasında tek animasyon ise Elio. İşte haftanın diğer filmleri:
Bir çocuğun hayal gücü onu evrenden evrene sürükler. Yanlışlıkla Dünya’nın lideri olunca galaksiler arası kaos başlar. Peşinde olduğunuz şey sizi daha önce bulsa ne olurdu? Haftanın tek animasyon filmi Elio‘yu Adrian Molina, Madeline Sharafian ve Domee Shi’nin birlikte yönetiyor. Disney ve Pixar ortak yapımı filmde oyuncu Aslı Enver de ilk seslendirme deneyimi ile yer alıyor. Uzaylılara büyük hayranlığı olan genç Elio, bir gün kendini evrenler arası zeki yaşam formlarının buluştuğu ve bir araya geldiği, galaksiler ötesinden varlıkların evi olan Communiverse’de bulur. Ancak Elio, yanlışlıkla Dünya’nın lideri sanıldığında, beklenmedik dostluklar kurması, galaksiler arası bir krizi çözmesi ve hayallerini gerçekleştirme şansını kaybetmemesi için bir maceraya atılmak zorunda kalır. Fragmanı izlemek için tıklayınız…
Bir kukla gösterisiyle başlayan gece, kana bulanmış bir adalete dönüşür. Samuray ruhu bir kadının öfkesinde yeniden doğar. John Maclean’in yönettiği Kasırga (Tornado) adlı filmde Tim Roth, Jack Lowden, Takehiro Hira, Köki, Jack Hanmore, Rory McCann, Ian Hanmore, Douglas Russell ile Alex Macqueen rol alıyor. 1790’ların Britanyası’nda babasıyla gösteri yapan Tornado, acımasız bir çeteyle karşılaşınca hayatta kalmak ve intikam almak için savaşmak zorunda kalır.
Oynadıkları oyunun kurbanı olan gençler, gecenin karanlığında teker teker kaybolur. Ruh çağırmak kolay, geri göndermek zordur. Serkan Aygören’in yönettiği Şeytan Tahtası adlı filmde Zeynep Işıklı, Gizem Acavi, Dilek Kaya ile Aykut Toprak Yıldırım rol alıyor. Tatil için Sapanca’daki bir villada toplanan gençler, oynadıkları ruh tahtası oyunu sonrası korkunç bir varlığı serbest bırakırlar.
Bir anne, bir katil, bir ilik ve hayatta kalma mücadelesi. Kadınlık, suç ve annelik bu hücrede çarpışır. Mehmet Eryılmaz’ın yönettiği Parmaklıklar Ardında İki Kadın (Two Women Behind Bars) adlı filmde Zümrüt Erkin ile Pervin Bağdat rol alıyor. Cezaevinde geçen film, öldürdüğü adamın eşinden gelen ilik talebiyle yüzleşen genç bir kadının içsel sorgulamasını ele alıyor.
Bir cinayet, bir tablo ve 2000 yıllık bir sır. Gerçeği ararken tarih yeniden yazılır. Ron Howard’ın yönettiği Da Vinci Şifresi (The Da Vinci Code) adlı filmde Tom Hanks, Audrey Tautou ve Alfred Molina rol alıyor. Louvre’daki cinayetin ardından semboller uzmanı Langdon, Hristiyanlık tarihini sarsacak büyük bir sırrın peşine düşer.
Bir taksi yolculuğu ne kadar kötü geçebilir? Londra’nın karanlığında bu çiftin cevabı kanlı olur. Bruce Goodison’un yönettiği Kanlı Yolculuk (Black Cab) adlı filmde Synnove Karlsen, Nick Frost, Luke Norris rol alıyor. Gece geç saatte taksiye binen genç bir çift, şoförlerinin sırlarla dolu karanlık geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır.
Antika kaçakçılığına karşı uluslararası bir kovalamaca. Tek başına tüm çeteye meydan okuyan bir polis. Peter Mimi’nin yönettiği Project X adlı filmde Karim Abdel Aziz, Mariam El Gendy, Essam El Sakka rol alıyor. Film, Avrupa’da antikaları kaçıran büyük bir çeteye karşı mücadele eden bir polis memurunun operasyonlarını konu alıyor.
Geleceği değiştirmek için geçmişe gitmek gerekir. İnsanlık, makinelerle ikinci kez hesaplaşıyor. James Cameron’ın yönettiği Terminatör 2: Mahşer Günü (Terminator 2: Judgment Day) adlı filmde Arnold Schwarzenegger, Linda Hamilton, Edward Furlong rol alıyor. Skynet’in yok etmek için gönderdiği T-1000’e karşı, geleceğin lideri John Connor’ı korumaya gelen bir başka Terminatör devreye girer.
Bir konak, bir gelenek ve görünmeyen düşmanlar. Bu kez cinler sadece korkutmuyor, geçmişin hesabını soruyor. Hakan Yusufoğulları ve Mesut Erbaş’ın yönettiği Zikir adlı filmde Burak Küçük, Onur Azad Yılmaz, Züleyha Hamza rol alıyor. Atalarından kalan konağa taşınan Cabbar, karanlık geçmişin sırları ve cinler âlemiyle yüzleşmek zorunda kalır.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
