Sağlık hizmetleri ve şehir hastaneleriyle ilgili şikâyetlerin ardı arkası kesilmiyor. Gazeteci Nuray Babacan’ın Nefes gazetesinde yayımlanan “Şık hastanelerde eziyet…” başlıklı yazısında, şehir hastanelerine yönelik AKP kulislerine de yansıyan eleştiriler dile getirildi. Yazıda, “şık binalarda eziyet çeken hastalar” benzetmesinin AKP’liler arasında yaygınlaştığı belirtildi. Randevu bulamama, doktora ulaşamama ve hastanelerdeki kalabalıklar, sağlık hizmetinin niteliğini düşüren unsurlar arasında sayıldı.
Kamu hastanelerinde haksız kazançlarla ilgili soruşturmalar başlatıldığı bilgisi paylaşılırken, daha önce 100 bin TL bıçak parası talep eden bir doktor ve “ameliyat için sırada 500 kişi var” diyen sağlık personeli örnekleri üzerinden şehir hastanelerinde yaşanan skandallara dikkat çekildi. Bu durumun, şehir hastanelerinde sadece yapısal değil etik sorunların da yaşandığını gösterdiği kaydedildi.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun çözüm odaklı biri olduğu yönündeki beklentilerin hızla kaybolduğu, parti içinde yapılan olumlu değerlendirmelerin de azaldığı belirtildi. Memişoğlu’nun gerçekleştirdiği seri toplantıların etkili sonuçlar doğurmadığı, şehir hastanelerindeki temel sorunlara kalıcı çözümler getirilmediği öne sürüldü.
AKP’li deneyimli bir siyasetçi tarafından, şehir hastaneleriyle ilgili geçmişte yapılan değerlendirmelerin üç seçenekle özetlendiği aktarıldı:
Bu hastanelerin örnek kurumlara dönüşmesi,
Hacettepe ya da Çapa gibi marka ihtisas merkezleri haline gelmeleri,
Veya milletin başına bela olmaları.
Gelinen noktada üçüncü seçeneğin hayata geçtiği yorumları yapıldı.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Şehir hastanelerinin yap-işlet-devret modeliyle inşa edilmesinin, sağlık hizmetlerine ulaşımda ciddi zorluklar doğurduğu ve bu yaklaşımın devlet bütçesinde sürdürülemez bir yük oluşturduğu, geçmişte yapılan ancak göz ardı edilen uyarılar arasında yer aldı.