Frida Kahlo, "Kökler ve İzler" sergisinden
Ankara sanat yerleşkesi CerModern’in dijital tiyatro deneyimi sunan özel mekanı Flow, izleyicilerini bu kez yalnızca bir sergiye değil; Frida Kahlo’nun çok katmanlı iç dünyasında, köklerle ve izlerle örülü bir varoluş deneyimine davet ediyor.
Adını Frida’nın yaşamına ve sanatına nüfuz eden en güçlü metaforlardan alan “Kökler ve İzler”, 17 Mayıs’ta kapılarını açtığından bu yana sanatseverler tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. 31 Temmuz’a kadar devam edecek olan bu etkileyici sergi, Frida’nın sadece tuval üzerindeki izlerini değil; bedenine, benliğine ve acısına kazınmış olan derinlikli katmanlarını gün yüzüne çıkarıyor.
Frida Kahlo’nun hayatı boyunca sorduğu sorular, “Kimim ben?”, “Bedenim ne anlatır?”, “Acının dili nedir?” gibi sorular, “Kökler ve İzler”in merkezinde yer alıyor. Bu sergi, izleyicisine bir bakış sunmakla kalmıyor; onu bir bakışın içine yerleştiriyor. Frida’nın parçalanmış kimliğinde, her izleyici kendi benliğinin izlerini arıyor.
Frida Kahlo’nun çocuk felciyle başlayan bedensel mücadelesi, geçirdiği trafik kazası sonrası yaşadığı kronik acılar, karmaşık aile ilişkileri, Diego Rivera ile yaşadığı inişli çıkışlı aşk ve anne olamamanın derin yarası… Tüm bunlar, sergide fiziksel değil duygusal dokular olarak yer alıyor. Frida’nın sanatında sıkça gördüğümüz kök imgeleri, burada bir metafor olmaktan çıkıyor; bir anlatı tekniğine dönüşüyor.
Sergi, izleyiciyi sadece Frida’yla tanıştırmak için değil, onunla birlikte düşünmeye ve onun sorularıyla kendi iç evrenini keşfetmeye çağırıyor. Görsellik ile duygunun, dijital atmosfer ile sessizliğin iç içe geçtiği bu deneyim, dijital bir sergi değil; duyusal ve düşünsel bir yolculuk.
CerModern’in 15. yılındaki özel projelerinden biri olan “Kökler ve İzler”, dijital tiyatro alanının sınırlarını genişleterek sanatı salt izlenen bir nesne olmaktan çıkarıyor ve onu yaşanan bir deneyime dönüştürüyor.