Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Şans Oyunları (Değişiklik) Yasa Tasarısı oy çokluğu ile kabul edildi. Tasarı için 26 kabul, 9 ret oyu verildi.
Tasarının kabul edilmesini sert bir dille eleştiren Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Doğuş Derya, “Kuzey Kıbrıs’ı kumarhane baronlarının ellerine teslim ediyorlar! Küçücük bir adaya sınırsız sayıda kumarhane sokarak, ülkeyi kara para aklama makinesine dönüştürüyorlar” dedi.
Kıbrıs’ın bir kumarhane merkezi haline getirilmesine karşı olan Derya, daha önce de “Ne zaman Türkiye’den yetkililer gelse önce namaza gidiyor, sonra kumarhane açıyorsunuz.” ifdaleriyle gündem olmuştu.
Yasa tasarısı görüşülürken Meclis kürsüsünden milletvekillerine ve kamuoyuna seslenen CTP Milletvekili Doğuş Derya, 1996 yılında Susurluk’ta yaşanan trafik kazasının ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yasa dışı örgütlerin devletle olan bağlantılarının araştırılması amacıyla bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulduğunu anımsattı. Komisyonun 1997 yılında bir yıllık çalışmanın ardından bir rapor hazırladığını söyleyen Derya, raporda yer verilmeyen birçok konunun dönemin CHP Milletvekili Fikri Sağlar tarafından Meclis kürsüsünde dile getirildiğini belirtti.
Ülkenin ekonomik, siyasi ve sosyal bütün geleceğine “hançer vurulduğunu” söyleyen Derya, yasa tasarısıyla kumar baronlarının ülkede “fink atacağını” iddia etti.
Halka seslenen Derya, İyi İdare Yasası’ndan yola çıkarak, halk inisiyatifleri kurulmasını istedi, kumarhane açmak isteyen baronlara karşı ara emri alınabileceğini söyledi.
Memleketin satılığa çıkarıldığını iddia eden Derya, “Konuşmak dışında yapacağımız bir şey yok maalesef… Tarih sizi yazacak” dedi.
Fikri Sağlar’ın 25 Mayıs 1997’de yaptığı konuşmaya ve daha sonra Kıbrıs’ta kurulan Kutlu Adalı cinayetinin araştırılmasıyla ilgili Meclis komitesine verdiği ifadelere atıf yapan Derya, “O konuşmaların ve tutanakların bugün yapılanlarla ilgili çok önemli bağlantılar kurmamıza yardımcı olduğunu düşünüyorum” dedi.
Sağlar’ın açıklamalarını aktaran Derya, 1980’li yıllardan itibaren Afganistan’dan Pakistan’a, oradan Türkiye’ye ve Avrupa’ya uzanan bir narkotik ticareti zincirinin oluştuğunu; bu zincirden elde edilen kara paranın, önce Türkiye’de otobüs şirketleri, ardından kumarhaneler aracılığıyla aklanmaya çalışıldığını söyledi. Derya, Türkiye’de çıkarılan kumarhane yasaları sonrası, kara paranın önce offshore sonra kumarhaneler yoluyla KKTC’ye aktarılmaya başladığını savundu.
“Biz 30 yıldan fazla bir süredir kara para cenneti haline getirildik” diyen Derya, “Şu anda bu hükümetin yapmaya çalıştığı kumar baronlarının sayısını artırarak uluslararası hukuk dışında olan bu ülkede daha fazla kara para aklamak mı?” diye sordu.
Derya, kamuoyunun ve Meclis’in bu düzenlemelerin arkasındaki gerekçeleri sorgulaması gerektiğini kaydetti.
Kumarhanelerden alınan vergilerin düşürüldüğünü hatırlatan Derya, buna karşılık deprem güvenliği gerekçesiyle yurttaşın mevduatlarından kesinti yapıldığını ve bu kaynakların halk yararına kullanılmadığını söyledi. “Vergi yurttaş ile devlet arasındaki bir mutabakattır” diyen Derya, bu mutabakatın kamu hizmeti sunumu ile mümkün olabileceğini ifade etti.
Derya, “Milletvekili denilen şey, millete, halka vekâleten görev yapmaktır. Siz milletvekili değil, şirket vekilisiniz. Siz milletvekili değil, kara para vekilisiniz. Siz milletvekili ya da bakan değil, çamaşır makinesisiniz arkadaşlar. Kara parayı aklamaya çalışan çamaşır makinesine çevirdiniz memleketi” ifadelerini kullandı.
Yapılması planlanan yasal düzenlemelerin kimlerin talebiyle hazırlandığını soran Derya, Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu ve Ekonomi Bakanı Özdemir Berova’yı kamuoyuna açıklama yapmaya davet etti. “Burada açıkça ithamda bulunuyorum ve bu yasal düzenlemeye niye ihtiyaç duyulduğunu soru formatında da soruyorum” diyen Derya, ilgili bakanların kamuoyunu bilgilendirmesi gerektiğini söyledi.
Kumarhanelerin okul binalarının 100 metre yakınına açılmasına izin verilmesini de eleştiren Derya, bu uygulamanın öğrenciler üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini kaydetti. “Bu çocuklar gitsin de oralarda bunları örnek mi alsın? Yoksa etrafında dönme ihtimali olan narkotik meselelerinden öğrenciler de zarar mı görsün?” dedi.
Öte yandan; CTP Milletvekili Ceyhun Birinci, Meclis’te görüşülen Birleştirilmiş Şans Oyunları Yasası’nın, halkın ekonomik ve sosyal çöküşünü hızlandıracak büyük bir hata olduğunu vurguladı. Casino sayısını sınırsız artıracak bu düzenlemenin toplumda yaygınlaşan kumar bağımlılığını daha da derinleştireceğini ifade etti.
“Bugün aile faciaları yaşanıyor. Bugün kumardan intiharlar yaşanıyor. Ve siz casinoları okulların yanına götürerek, kolaylaştırarak gerçekten bu yeni doğan gençlerimize ne zemin hazırladığınızın farkında mısınız?” diye sordu.
Birinci, hükümetin sürekli olarak Türkiye’yi referans almasına rağmen kumar politikalarında çelişkili davrandığını belirtti:
“Her zaman diyorsunuz ki ‘Anavatanımızı örnek alacağız’. E alın. Anavatan Türkiye’de bir tane bile casino yok. İşinize geldiğinde alıyorsunuz, gelmediğinde almıyorsunuz” dedi.
Yasayla birlikte 32-33 olan casino sayısının sınırsız şekilde artacağını ifade eden Birinci, bunu “yatırım” adı altında pazarlayan anlayışı eleştirdi. “Bugün elli euro ceza ödeyerek casino’ya girmek serbest olacak. Bu olacak iş mi Allah aşkına?” diyerek yasa tasarısının kumarı teşvik ettiğini dile getirdi.
“Bu yasa vatandaşa casino’yu daha kolay ulaştırmak, kumar alışkanlığını yaygınlaştırmak için hazırlanmıştır” dedi.
Birinci, casino dışındaki turizm işletmelerinin bu yasa sonrası ayakta kalamayacağını, küçük otellerin teker teker kapanacağını vurguladı. “Kazinosu olmayan, yıllarca emek vermiş turizmciler bu yasadan sonra ayakta kalamayacak. Hepsi kapanacak. Bu sürdürülebilir değil” dedi.
Turizmde çeşitliliğin yok edildiğini, her şeyin casinoya endekslendiğini belirtti.
Birinci, casino reklamlarının her yere yayıldığını, özellikle havaalanı ve yolların bu tabelalarla dolduğunu anlattı:
“Havaalanından çıkarken ilk gördüğünüz şey tabelalar. Rox Casino, Dom Casino, şu casino, bu casino… Ellerinde levhalarla bekleyen insanlar. Bu ülkede her taraf casino, iliklere işlemiş zaten” dedi.
Konuşmasının sonunda Birinci, tasarının Meclis’ten geçmesi halinde doğacak tüm sosyal ve ekonomik yıkımın sorumluluğunun hükümette olacağını belirtti:
“Bu yasa ailelerin dağılmasına katkı koyar. İnsanımızı daha da zor duruma sokarsınız. O yüzden bu yasa tasarısını derhal geri çekin, kesinlikle oylamayın” diyerek sözlerini tamamladı.