İyileşemeyen geçmişiyle savaşan, ama her seferinde yeniden doğan bir kahraman: Wolverine.
Wolverine, gerçek adıyla James Howlett, çizgi roman dünyasının en karanlık ve en sevilen anti-kahramanlarından biridir. Marvel Comics evreninde ilk olarak 1974’te The Incredible Hulk #180’de boy gösteren karakter, kısa sürede X-Men grubunun en tanınan ve ikonik üyelerinden biri hâline geldi. Mutant doğasına ek olarak, onu öne çıkaran şey geçmişinin trajikliği, hayvansı içgüdüleri ve etik çelişkilerle dolu yaşamıdır. Kendisine “Logan” adını takan karakter, hem içsel bir yolculuk hem de hayatta kalma savaşı verir. Onun hikâyesi, gücün değil, acıya katlanmanın ve travmayla baş etmenin epik bir öyküsüdür.
Wolverine (doğum adı: James Howlett; diğer adlarıyla: Logan ve Weapon X), Marvel Comics tarafından yayımlanan Amerikan çizgi romanlarında yer alan kurgusal bir karakterdir. Genellikle X-Men ile ilişkilendirilse de, Marvel evrenindeki birçok farklı süper kahraman ekibinde de yer almıştır. Wolverine, hayvansı keskinlikte duyulara, geliştirilmiş fiziksel yeteneklere, iyileşme faktörü olarak bilinen güçlü bir rejenerasyon yeteneğine, kırılmaz kurgusal bir metal olan adamantium ile kaplanmış iskelete, yavaşlamış yaşlanma ve uzatılmış bir ömür ile birlikte her iki elinde üçer geri çekilebilir pençeye sahiptir. X-Men’in yanı sıra, X-Force, Alpha Flight, Fantastic Four ve Avengers gibi takımların da üyesi olarak betimlenmiştir.
Wolverine’in tasviri çok yönlüdür: Genellikle huysuz ve yalnız bir karakter olarak sunulur; zaman zaman içindeki hayvansı “berserker öfkesine” yenik düşer. Ancak aynı zamanda, çok dilli, stratejist, savaş sanatlarında uzman ve son derece zeki biri olarak da çizilir. Bu çok yönlülüğü, büyük ölçüde uzun ömrü ve birikimli yaşam deneyiminden kaynaklanır. Karakter, çizgi romanların yanı sıra filmler, animasyonlar ve video oyunlarında da yer almıştır.
Wolverine, ilk kez The Incredible Hulk #180 sayısının son panelinde göründü; esas rolünü ise bir sonraki sayı olan #181’de (kapak tarihi Kasım 1974) üstlendi. Bu dönemde çizgi roman yayıncılığı Bronz Çağ olarak anılmaktadır. Karakter, yazar Len Wein ve Marvel sanat yönetmeni John Romita Sr. tarafından yaratıldı. Romita, karakterin kostümünü tasarladı; ancak çizim, yayımlanmak üzere ilk kez Herb Trimpe tarafından yapıldı. 2017’den bu yana Marvel genel yayın yönetmeni Roy Thomas da ortak yaratıcı olarak anılmaktadır.
Wolverine, daha sonra yenilenmiş X-Men ekibine katıldı; burada yazar Chris Claremont, çizer Dave Cockrum ve sanatçı-yazar John Byrne, karakterin gelişiminde önemli rol oynadılar. 1979’da Wolverine, ilk solo hikâyesine (Marvel Comic #335, Birleşik Krallık) kavuştu. 1982’de sanatçı Frank Miller ile Claremont’un birlikte hazırladığı dört bölümlük sınırlı seride, Wolverine’in imza sözü ilk kez ortaya çıktı:
“Ben yaptığım işte en iyisiyim ama yaptığım şey çok da hoş değil.”
1991 yılında, çizer Barry Windsor-Smith tarafından hazırlanan Weapon X adlı hikâyede, Wolverine’in iskeletine adamantiumun acı verici bir deney sürecinde entegre edildiği ortaya kondu. Bu gizli hükümet projesi, bir süper asker yaratmayı amaçlıyordu; bu süreç ise karakterde travmatik hafıza kaybına yol açtı.
Wolverine, Vietnam Savaşı sonrası Amerikan popüler kültüründe ortaya çıkan sert anti-kahraman tipinin tipik bir örneğidir. Ölümcül güç kullanmaya hazır oluşu ve içine kapanık yapısıyla, 1980’lerin sonuna doğru çizgi romanlardaki anti-kahraman modelinin standardı hâline geldi. Bu yüzden kısa sürede X-Men serisinin favori karakterlerinden biri oldu. 1988’den bu yana, kendi adıyla yayımlanan bağımsız çizgi roman dizisiyle okuyucularla buluşmaktadır.
Wolverine, X-Men evreninin neredeyse tüm medya uyarlamalarında yer almıştır: animasyon dizileri, video oyunları ve filmler. Canlı aksiyonda, Hugh Jackman, karakteri 2000 ile 2017 yılları arasında 20th Century Fox’un X-Men film serisinin on filminde canlandırdı. Ayrıca 2024 tarihli Deadpool & Wolverine adlı Marvel Sinematik Evreni (MCU) filminde rolünü tekrar üstlendi. Bu filmde ayrıca Henry Cavill, karakterin alternatif bir versiyonu olan “Cavillrine” olarak yer aldı. Troye Sivan ise, X-Men Origins: Wolverine (2009) filminde Logan’ın gençliğini canlandırdı.
Marvel Comics genel yayın yönetmeni Roy Thomas, yazar Len Wein’den özel olarak “Wolverine” adında, küçük yapılı ve kızgın mizaçlı, Kanadalı bir karakter yaratmasını istedi. Karakterin ilk kostümü, Marvel’ın sanat yönetmeni John Romita Sr. tarafından tasarlandı. Romita, geri çekilebilir pençeleri karaktere kendisinin eklediğine inanır ve şöyle der:
“Bir tasarım yaptığımda onun işlevsel ve mantıklı olmasını isterim. ‘Eğer bir adamın böyle pençeleri varsa, burnunu nasıl kaşır ya da ayakkabısının bağcıklarını nasıl bağlar?’ diye düşündüm.”
Wolverine ilk kez, The Incredible Hulk #180 (kapak tarihi: Ekim 1974) sayısının sonundaki “teaser” panelinde göründü. Hikâye Len Wein tarafından yazıldı, çizimleri Herb Trimpe yaptı. Karakter, ilk büyük görünümünü ise bir sonraki sayıda, yani The Incredible Hulk #181 (Kasım 1974) içinde yine Wein–Trimpe ikilisinin ellerinde gerçekleştirdi. Arada, Marvel’ın farklı yayınlarında çıkan reklamlarda karaktere dikkat çekildi.
Herb Trimpe, 2009’da yaptığı bir açıklamada, Romita’nın Wolverine taslağını “çok net şekilde hatırladığını” söyleyerek şöyle devam eder:
“Bana göre, [Romita ve Wein] canavarı parça parça diktiler, bense ona hayat veren yıldırımı çaktım! Açıkçası o dönemde bu karakterin bir yere varacağına dair özel bir niyetimiz yoktu. Hulk serisinde sık sık bir sayılık karakterler yaratırdık, sonra da unutulurlardı.”
Trimpe, Wolverine’in yaratımında çoğu zaman ortak yaratıcı olarak anılsa da, bu sürece doğrudan katıldığını kesin bir dille reddetmiştir.
Wolverine’in tam anlamıyla sahneye çıkışı, The Incredible Hulk #181 sayısıyla gerçekleşti. Kapak çizimi Herb Trimpe tarafından yapılmış, ancak John Romita Sr. bazı düzeltmelerde bulunmuştur.[8] Karakterin bu tanıtımı bilinçli biçimde belirsiz bırakılmıştı; yalnızca Kanada hükümetinin süper insan özellikler taşıyan bir ajanı olduğu bilgisi verilmişti. Bu bölümlerde, pençelerini geri çektiği gösterilmez; fakat yazar Wein, pençelerin her zaman geri çekilebilir şekilde tasarlandığını belirtmiştir. Karakter, bu hikâyenin devamı niteliğindeki The Incredible Hulk #182 sayısında da kısa bir süreliğine yer almıştır.
Wolverine’in sonraki görünümü, 1975 tarihli Giant-Size X-Men #1 sayısında oldu. Bu sayı yine Len Wein tarafından yazıldı ve çizimleri Dave Cockrum üstlendi. Bu sayıda Wolverine, X-Men’in yeni kadrosuna dâhil edilir. Kapak resmi Gil Kane tarafından çizildi, ancak Wolverine’in maskesi yanlışlıkla daha büyük başlıklarla resmedildi. Cockrum bu kazayı beğendi; orijinal tasarımın Batman’in maskesine fazla benzediğini düşündüğünden, Kane’in versiyonunu hikâye içinde kendisi de kullandı.
Ayrıca Dave Cockrum, Wolverine’i ilk kez maskesiz çizen sanatçı oldu. Bu çizimlerde yer alan kendine özgü saç stili, karakterin imzası hâline geldi.
Yazar Chris Claremont, karakterin “Logan” adını, Kanada’daki Mount Logan dağından esinlenerek seçtiğini belirtmiş ve şöyle demiştir:
“Fikir şuydu: En kısa karaktere, ülkenin en yüksek dağının adını vermek.”
Karakterin ortak yaratıcısı olan Len Wein’in, Wolverine’i başlangıçta Marvel evrenindeki genetikçi High Evolutionary tarafından insansı forma evriltilmiş mutasyona uğramış bir kurt yavrusu olarak tasarladığı yönünde bazı iddialar ortaya atılmıştır. Ancak Wein bu iddiaları açıkça reddetmiştir. Asıl niyetinin Wolverine’in pençelerinin sadece eldivenlerin arkasından uzanmasını sağlamak olduğunu belirten Wein, şöyle der:
“Wolverine’in mutasyona uğramış bir hayvan olması fikri bana ait değildi. Ben insanlar hakkında hikâyeler yazarım, evrimleşmiş hayvanlar hakkında değil.”
Wein, X-Men Origins: Wolverine filminin Blu-ray özel içeriklerinde, “Wolverine hakkında bilmediğiniz on şey” başlıklı bir liste okuduğunu ve orada yer alan bu eski iddianın kendisini yeniden rahatsız ettiğini söylemiştir. Wolverine’in her zaman bir mutant olarak tasarlandığını ve bu fikrin başından beri değişmediğini vurgular.
Öte yandan, Wolverine’in yaratım sürecinde yer alan Dave Cockrum, The Incredible Hulk #180–181 sayılarının 1986 tarihli yeniden basımına yazdığı yazıda, High Evolutionary’nin Wolverine’i insana dönüştürmedeki rolünün önemli olabileceğini düşündüğünü ifade etmiştir. Wein ise karakteri ilk yarattığında, Wolverine’in Spider-Man benzeri çeviklik ve güce sahip genç bir yetişkin olmasını planlıyordu. Ancak Cockrum’un maskesiz çiziminde karakterin kırklı yaşlarında kıllı bir adam gibi görünmesi üzerine bu fikir değişti.
Başlangıçta Wolverine’in pençeleri, eldivenlerinin bir parçasıydı ve adamantiumdan yapılmıştı. Fakat bu konsept daha sonra Chris Claremont tarafından değiştirildi ve 1976 tarihli X-Men #98 sayısında pençelerin Wolverine’in vücudunun ayrılmaz bir parçası olduğu ortaya kondu. Daha sonraki yıllarda yazar Jeph Loeb, Wolverine’in türünün evrimleşmiş vahşi mutantlardan oluştuğunu savunan benzer bir köken öyküsünü Marvel evrenine dâhil etti.
Giant-Size X-Men sayısıyla başlayan yeniden canlanmanın ardından, X-Men #94 (Ağustos 1975) ile seriye yeni bir soluk kazandırıldı. Çizimleri Dave Cockrum, yazarlığı ise Chris Claremont üstlendi. Başlangıçta Wolverine, X-Men ve Uncanny X-Men sayılarında diğer karakterlerin gölgesinde kalıyordu. Ancak Cyclops’un sevgilisi Jean Grey’e duyduğu ilgi, takım içinde belirgin bir gerilim unsuru oluşturdu.
Claremont ve Nightcrawler karakterini daha çok tercih eden Cockrum, başlarda Wolverine’i seriden çıkarmayı düşündü. Ancak Cockrum’un yerine gelen çizer John Byrne, kendisi de Kanadalı olduğu için bu millî karakterin elenmesine karşı çıktı ve Wolverine’i savundu. Byrne, Wolverine’in görünümünü, 1977 yapımı spor filmi Slap Shot’ta Dr. Hook karakterini canlandıran Paul D’Amato’dan esinlenerek şekillendirdi. Ayrıca Wolverine’in peşine düşen Kanadalı süper kahraman grubu Alpha Flight’ı da Byrne yarattı. Alpha Flight, karakterin eğitim süreci için harcanan devlet kaynaklarını gerekçe göstererek Wolverine’i geri getirmeye çalışır.
Bu dönemde Wolverine’in karanlık geçmişi ve kontrol etmekte zorlandığı dengesiz doğası hikâyelere yavaş yavaş dâhil edilmeye başlandı. Byrne, Wolverine için yeni bir kahverengi-bej kostüm tasarladı; ancak Cockrum’un karaktere kazandırdığı ikonik başlık korunmaya devam etti. Cockrum’un seriden ayrılmadan önce tasarladığı, Wolverine’in düşmanı Fang’den alınan kostüm ise yalnızca bir sayıda yer aldı ve hem Cockrum hem de Byrne’in çizmeyi zor bulması nedeniyle terk edildi.
X-Men #100 sayısında, Wolverine’in en bilinen dövüş taktiklerinden biri olan “fastball special” tanıtıldı: süper güçlü Colossus, Wolverine’i bir mermi gibi fırlatarak düşmanlara saldırmasını sağlıyordu. Bu hareket, sonraki birçok savaş sahnesinde tekrarlandı.
1979 yılında, Wolverine ilk kez bağımsız bir hikâyede başrol oynadı: At the Sign of a Lion, Marvel Comic #335 (Birleşik Krallık) sayısında yayımlandı. Yazar Mary Jo Duffy, çizer Ken Landgraf ve çinilerde George Pérez yer aldı. Hikâye, bir barda yalnız oturan Wolverine’in, onu yıldırmaya çalışan Herkül ile kavgaya tutuşmasını konu alır. Bu öykü, Wolverine’in X-Men’den bağımsız olarak anlatıldığı ilk hikâye olması bakımından önemlidir.
Byrne’in seriden ayrılmasının ardından, Wolverine, adını Uncanny X-Men olarak değiştiren ana seride önemli bir figür olarak yer almaya devam etti. Cockrum geri döndü ve ardından sırasıyla Paul Smith, John Romita Jr., Marc Silvestri ve Jim Lee bu seride uzun süreli çizerler oldular. Wolverine, Chris Claremont’un seriden ayrılıp X-Men (vol. 2)’yi yazmaya başlamasına kadar Uncanny X-Men’in başlıca karakterlerinden biri olarak kaldı.
Karakterin artan popülerliği, onun bağımsız dört sayılık bir mini seriye kavuşmasını sağladı: Wolverine (Eylül–Aralık 1982), Claremont ve çizer Frank Miller tarafından hazırlandı. Çizgi roman yazarı ve yorumcusu Elliott Serrano, bu serinin Wolverine’in yükselişinde belirleyici olduğunu ifade eder:
“Claremont ve Miller, Wolverine serisini yaratmadan önce Logan önemli bir figür değildi. Bu seriyle birlikte Wolverine, Marvel’ın Batman’i hâline geldi.”
Bu dönemde, Wolverine’in görünüşü ve karakter yapısı büyük ölçüde Clint Eastwood’un film rollerinden, özellikle de İsimsiz Adam olarak bilinen revizyonist western anti-kahramanlarından esinlenerek şekillendirildi. Diyaloglar ve sahnelerde Eastwood’un neo-noir polisiye filmi Dirty Harry’ye doğrudan gönderme yapan unsurlar da mevcuttur. Bu ilham kaynağı, karakterin sonraki gelişiminde ve uyarlamalarında da etkili olmaya devam etti.
Mini serinin ardından Kitty Pryde and Wolverine adlı altı sayılık başka bir seri geldi (Kasım 1984 – Nisan 1985). 1988 yılında, Claremont tarafından yazılan ve John Buscema tarafından çizilen sürekli yayımlanan ilk Wolverine serisi başladı. Bu seri 189 sayı boyunca sürdü.
1989’da, Wolverine, Nick Fury ile birlikte yer aldığı bir çizgi roman grafik romanında başrol oynadı. Bu hikâye, yazar Archie Goodwin ve çizer Howard Chaykin tarafından hazırlandı. Ertesi yıl ise, yazar Walter Simonson ve çizer Mike Mignola tarafından yaratılan ve Savage Land’de geçen bağımsız bir hikâyede bir kez daha okurla buluştu.
Larry Hama, Wolverine serisinin yazarlığını 1990’dan 1997’ye kadar süren yedi yıllık bir dönem boyunca üstlendi. Serinin ilk yıllarında çizimleri genellikle Marc Silvestri gerçekleştirdi. Silvestri’nin 1992’de ayrılmasından sonra ise çizim koltuğunu sıklıkla Mark Texeira devraldı. Hama’nın yazdığı hikâyeler arasında Ernest Hemingway’in “Çanlar Kimin İçin Çalıyor” romanından esinlenilmiş bir bölüm de yer aldı. 1991 Temmuz ile 1992 Eylül arasında seri iki ayda bir yayımlandı.
Bu dönemde Hama, Wolverine’in robotik bir kopyası olan “Albert” karakterini tanıttı ve Wolverine’in yanına sıklıkla Jubilee’yi yardımcı karakter olarak yerleştirdi. Ayrıca, Wolverine’in Weapon X programındaki gizemli geçmişine sıkça değinen hikâyelere imza attı. Ancak bu geçmiş, programın tasarımcıları tarafından yerleştirilen sahte anılar nedeniyle çoğu zaman çelişkili ve güvenilmezdi.
1992’de Hama, Claremont ve Miller’ın daha önceki mini serisinde geçen Japonya atmosferine geri dönerek bu öyküyü Mariko Yashida’nın zehirlenmesi ve Wolverine’in onu merhametle öldürmesiyle sonlandırdı. Hama, bu anlatımda Yakuza filmleri ve Ridley Scott’un Black Rain filminden ilham aldığını belirtti. Japon kökenli bir Amerikalı olan Hama, Japonya’nın bu tasvirinin önceki Amerikan süper kahraman anlatılarına kıyasla daha otantik olduğunu savundu.
1991 yılında Wolverine, Howard Mackie tarafından yazılan ve John Romita Jr. tarafından çizilen özel bir sayıda Punisher ve Ghost Rider ile birlikte yer aldı. Romita Jr., bu üç karakterin bir araya getirilmesinin esas nedeninin tamamen ticari olduğunu kabul etti:
“Çünkü şu anda en popüler karakterler bunlar.”
Aynı dönemde Wolverine, Marvel’ın antoloji dizisi Marvel Comics Presents’da sıkça kapak karakteri oldu. Bu sayılarda en dikkat çekenlerden biri, Barry Windsor-Smith tarafından yazılıp çizilen ve Wolverine’in geçmişini, iskeletine adamantium’un entegre edilme sürecini anlatan “Weapon X” hikâyesidir. Bu anlatım, karakterin tarihine dair temel bir yapı taşı hâline gelmiştir. Sonraki hikâyelerde ise Sam Kieth gibi sanatçılar daha psikedelik estetik ve anlatım tarzlarıyla öne çıktılar.
1993’te serinin çizeri genellikle Dwayne Turner oldu.
Wolverine’in kendi serisinde yazarlık yapan diğer önemli isimler arasında Peter David, Archie Goodwin, Erik Larsen, Frank Tieri, Greg Rucka, Mark Millar ve Gregg Hurwitz yer alır. Çizer kadrosu da oldukça geniştir: John Byrne, Gene Colan, Marc Silvestri, Mark Texeira, Adam Kubert, Leinil Francis Yu, Rob Liefeld, Sean Chen, Darick Robertson, John Romita Jr., Joe Madureira ve Humberto Ramos gibi sanatçılar bu seriye katkı sunmuştur.
1990’ların başlarında Wolverine, Chris Claremont’un yazdığı ve Jim Lee’nin çizdiği X-Men vol. 2 serisinde de öne çıkan bir karakterdi. Bu serinin ilk sayısı, çizgi roman tarihinin en çok satan sayısı olarak kayda geçmiştir. Claremont ve Lee’nin ayrılmasından sonra seri genellikle Scott Lobdell ve Fabian Nicieza tarafından yazılmış, çizimleri ise Andy Kubert tarafından yapılmıştır.
1993’te, X-Men (vol. 2) #25 sayısında Wolverine’in adamantiumu Magneto tarafından iskeletinden sökülür. Bu fikir, yazar Peter David’in söylediği geçici bir şakadan ilham alarak geliştirildi. Bu olay, Wolverine’in pençelerinin aslında tamamen biyomekanik değil, doğal kemik pençeler olduğunu ortaya koydu. Wolverine, bu gerçekle şaşkına döner ve iyileşme faktörü bu ağır hasardan dolayı ciddi ölçüde zayıflar. Bu travmatik sürecin ardından X-Men’den geçici olarak ayrılır. 1994’te serinin çizerliğini genellikle Adam Kubert, yani X-Men’in çizeri Andy Kubert’in kardeşi üstlenmiştir.
1995 yılında, tüm X-Men serileri alternatif bir gerçeklik öyküsü olan Age of Apocalypse ile geçici olarak değiştirildi. Wolverine serisinin yerini Weapon X adlı mini dizi aldı (1991’de yayımlanan köken hikâyesiyle karıştırılmamalı). Bu evrende Logan genellikle kod adıyla anılır. Adamantium hâlâ iskeletindedir ve X-Men’in lideri Magneto, onun hayvansı öfkesini dizginlemesine yardımcı olur. Weapon X bu dünyada bir elini kaybetmiştir ve Jean Grey ile âşıktır. Dört sayılık bu mini dizi, orijinal Wolverine serisine dönüşle sona ermiştir.
Ana zaman çizgisine dönüşün ardından, Apocalypse’in bir takipçisi, Wolverine’i yakalayarak ona tekrar adamantium bağlamaya çalışır. Amacı, onu Apocalypse’in savaşçılarından biri hâline getirmektir. Ancak Wolverine’in iyileşme faktörü ve iradesi bu süreci reddeder ve bu travma onu ilkel bir ruh hâline sürükler. Daredevil’ın eski akıl hocası Stick, Elektra’yı Wolverine’i yeniden eğitmesi ve psikolojisini iyileştirmesi için gönderir. Birkaç sayı boyunca Wolverine, daha az konuşan ve stratejik düşünmeyen, içgüdüleriyle hareket eden bir canlıya dönüşür. Bu dönemde çizimleri genellikle Val Semeiks üstlenmiştir.
2000’lerin başında X-Men çizgi romanlarının satışları düşüşe geçince, Marvel Grant Morrison’ı görevlendirdi. Morrison, Wolverine’i de içeren daha deneysel New X-Men dizisiyle ilgiyi yeniden canlandırdı. Çizimlerde Frank Quitely, Chris Bachalo ve Mark Silvestri yer aldı. Sonrasında Wolverine, Joss Whedon tarafından yazılan ve John Cassaday tarafından çizilen Astonishing X-Men dizisinde de rol aldı.
2001’de Marvel, Ultimate Marvel evrenini başlattığında, Wolverine alternatif bir versiyonla Ultimate X-Men dizisinde boy gösterdi. Mark Millar’ın yazdığı bu Wolverine daha saldırgan ve ahlaki sınırları belirsiz bir karakterdi.
Aynı yıl yayımlanan Origin adlı altı bölümlük mini seri, Wolverine’in doğum adı olan James Howlett’ı açıkladı ve çocukluğuna dair ilk defa net bilgiler sundu. 2004’te Wolverine: The End başlıklı başka bir seriyle bu hikâyeye olası bir son eklendi. Wolverine’in Japonya’daki geçmişi, ahlaki hesaplaşmaları ve yalnızlığı işlenerek karakterin trajik boyutu öne çıkarıldı.
Mark Millar, Wolverine vol. 3 serisinde yazdığı Enemy of the State hikâyesinde, karakteri beyninden kontrol edilen bir suikastçıya dönüştürdü. Daha sonra, 2008’de yayımlanan Old Man Logan ile Wolverine’in kıyamet sonrası yaşlı hâline odaklanan güçlü bir alternatif gelecek yarattı.
2005’te House of M sonrası Wolverine bastırılmış tüm anılarını geri kazandı. Ardından, Wolverine: Origins adlı ikinci bir solo seri başladı. Burada Wolverine’in oğlu Daken tanıtıldı. Aynı dönemde geçen Decimation öyküsünde birçok mutant güçlerini kaybederken Wolverine, yeteneklerini koruyan az sayıdaki mutanttan biri oldu.
2007’de yazar Jason Aaron, Wolverine evrenine etkili bir giriş yaptı. Manifest Destiny, Weapon X ve Wolverine and the X-Men gibi serilerde karakterin hem içsel yolculuğuna hem de aksiyon yönüne yoğunlaştı. Wolverine, bu dönemde Melita Garner adlı bir gazeteciyle ilişki yaşamaya başladı.
2008’de Messiah Complex hikâyesinde Cyclops, Wolverine’den yeni bir X-Force ekibi kurmasını istedi. Bu daha militarist ekipte X-23, Warpath, Wolfsbane gibi karakterler yer aldı. Bu ekip X-Force ve daha sonra Uncanny X-Force adlarıyla 2010’a kadar sürdü.
Wolverine bu yıllarda Avengers ekibine de katıldı. Avengers vs. X-Men hikâyesinde eski dostları X-Men’e karşı Avengers’ın safında yer aldı. Kendini “kahramanlar arasında yalnız katil” olarak tanımladı.
2013’te yayımlanan Savage Wolverine dizisinde, Wolverine Shanna the She-Devil ile birlikte Savage Land’de bir maceraya atıldı. Takip eden bölümlerde Elektra ile tekrar yolları kesişti.
2014’te yazar Charles Soule, Death of Wolverine adlı hikâyede Wolverine’in iyileşme faktörünü kaybettiğini ve bu yüzden nihayet öldürülebildiğini anlattı. Ancak karakter daha sonra yeniden dirildi.
2019’da X-Men çizgi romanlarında Jonathan Hickman öncülüğünde büyük bir yeniden yapılanma başladı. House of X ve Powers of X ile mutantlar, Krakoa adasında bir ulus kurdu ve ölen mutantların diriltilmesi mümkün hâle geldi. Wolverine burada Cyclops ile olan eski rekabetini geride bıraktı ve yeni X-Force ekibine liderlik etti. Ekipte Domino, Beast, Jean Grey, Quentin Quire ve Sage gibi karakterler de yer aldı.
Aynı yıl Wolverine, Savage Avengers serisinde Punisher, Elektra, Venom, Brother Voodoo ve Conan the Barbarian ile birlikte yer aldı.
Wolverine’in en bilinen yeteneği, hızlı iyileşme faktörü ve adamantium kaplı pençeleridir. Aslen doğal kemik pençelere sahip olan Logan, Weapon X projesi kapsamında kemiklerine neredeyse yok edilemez bir metal olan adamantium enjekte edilerek dönüştürülmüştür. Bu deney onun fiziksel gücünü artırırken zihinsel dengesi üzerinde kalıcı etkiler yaratmıştır. Ancak Logan’ın asıl gücü, bedeninden çok psikolojik dayanıklılığında yatar.
Çünkü Wolverine çoğu zaman klasik anlamda kahramanca hareket etmez. Gaddarca öldürür, öfkesine yenik düşer, adalet anlayışı sezgilerine dayanır. Kendi ahlâk yasasına sadıktır, çoğu zaman emirleri dinlemez. Bunda travmatik geçmişi, savaş anıları, kayıpları ve içsel yalnızlığı belirleyicidir. O, kahramanların başını eğdiği durumlarda bile ayağa kalkıp savaşan bir figürdür.
Wolverine, insani zaaflarıyla bağ kurabildiğimiz, ama aynı zamanda üstinsanî özellikleriyle hayranlık uyandıran bir karakterdir. Yalnızlık, öfke, sevgiye duyulan ihtiyaç ve geçmişten kaçamama hâli gibi evrensel temaları taşır. Kendini feda etmeye hazır oluşu ve kendini sürekli yeniden tanımlaması, onun çok katmanlı bir figür olmasını sağlar.
Wolverine, Amerikan çizgi roman kültürünün sert adam mitosunu, Japon bushido geleneğinin onur ve sadakat anlayışıyla birleştiren bir figürdür. Hem savaşçı hem düşünceli, hem vahşi hem insancıldır. Bu çelişkili yapı onu sadece bir çizgi roman kahramanı değil, aynı zamanda modern mitolojinin bir sembolü hâline getirir.
Hugh Jackman’ın canlandırdığı Wolverine, 2000–2017 yılları arasında izleyiciyle dokuz kez buluştu. Logan (2017) filmi ise karakterin sinematik doruk noktası kabul edildi. Bu film, süper kahraman janrında alışılmış kalıpları kırarak, yaşlanma, yorgunluk ve kefaret temalarını işledi. Logan’ın ölüm sahnesi, çizgi roman sinemasında benzeri az rastlanan bir duygusal yoğunlukla işlendi.
Kitap Dünyasında:
Weapon X (Barry Windsor-Smith): Wolverine’in geçmişi ve adamantium deneyinin kökenine dair çarpıcı bir grafik roman.
Old Man Logan: Alternatif bir gelecekte geçen ve karakterin yaşlılıkla yüzleştiği karanlık bir hikâye.
Sinemada ve Dizilerde:
X-Men serisi ve Logan: Wolverine’in hem gençliğini hem sonunu anlatan yapımlar.
X-Men ’97: Animasyon dizilerde karakterin ikonik hâli yaşatılıyor.
Video Oyunlarında:
X-Men Origins: Wolverine (2009): Yoğun şiddet sahneleri ve karaktere sadık oynanışla öne çıkan bir yapım.
Yakında çıkacak Marvel’s Wolverine (Insomniac Games): Oyun dünyasında büyük beklenti yaratan yeni nesil bir uyarlama.
Tiyatro ve Diğer Sanat Alanlarında:
Çeşitli cosplay, figür sanatı ve hayran yapımı kısa filmlerle, Wolverine alternatif sanat üretiminde sıkça yorumlanan bir karakterdir.
Wolverine, sadece bir mutant ya da kahraman değildir. O, ölümle iç içe geçmiş bir hayatta hayatta kalmanın, sevdiklerini kaybettikçe kendini kaybeden bir ruhun, ama her şeye rağmen yeniden ayağa kalkabilen bir varlığın simgesidir. Sırtına geçirdiği ceketin altında saklı olan şey ne pençeleri ne de öfkesidir – hafızasından silinmiş hayatının yükü ve yeniden insan olmaya duyduğu susuzluktur.