Bazı sesler daha çok duyulur, çünkü bazı sözler daha baştan “esas metin” sayılmıştır.
Kanon nedir?
Kanon, belirli bir alandaki “en değerli”, “örnek alınması gereken” ya da “temsil gücü yüksek” kabul edilen eserlerin, düşüncelerin veya kişilerin oluşturduğu kültürel seçkidir. Edebiyattan felsefeye, müzikten sinemaya kadar birçok alanda belirli metinler veya yapıtlar kanonik kabul edilir. Ancak bu seçimler genellikle tarihsel, ideolojik ve kurumsal güç ilişkileri üzerinden şekillenir. Dolayısıyla kanon yalnızca kültürel değil, politik bir tercihler dizisidir.
Ancak kanon, yalnızca kültürel beğeni meselesi değil; aynı zamanda iktidarın belleğidir. Hangi eserlerin “klasik”, hangi düşünürlerin “temel”, hangi seslerin “evrensel” sayılacağına kim karar verir?
Kanon nasıl oluşur?
Kanon, çoğu zaman doğal yollardan değil; kurumsal, tarihsel ve ideolojik filtreler aracılığıyla şekillenir. Akademiler, yayıncılık endüstrisi, müfredatlar, edebiyat eleştirmenleri ve kültürel elitler bu sürecin aktörleridir. Böylece bazı metinler “zorunlu okuma” hâline gelirken, diğerleri arşivlerin tozuna karışır.
Bu seçkiler, cinsiyet, sınıf, etnisite ve coğrafya gibi ayrımlarla da şekillenir. Örneğin yüzyıllarca erkek, beyaz, Avrupalı yazarların eserleri “kanon” olarak kabul edilmiştir. Kadınlar, queer yazarlar, sömürgeleştirilmiş halkların anlatıları çoğu zaman dışarıda kalmıştır.
Kanonlar kim tarafından oluşturulur ve hangi ölçütlere göre belirlenir?
Kanonlar bireylerce değil; genellikle eğitim kurumları, akademiler, eleştirmenler, yayınevleri, kültürel otoriteler ve hatta devletler gibi kurumsal yapılarca oluşturulur. “Estetik değer”, “tarihsellik”, “yenilikçilik” gibi ölçütler öne sürülse de, bu değerler çoğu zaman belirli toplumsal sınıf, cinsiyet ve etnik kimlikleri dışlar. Kanon oluşturma süreci aynı zamanda “ne önemli sayılır” sorusuna verilen kolektif (ama çoğu zaman tek taraflı) bir yanıttır.
Kanon neden eleştirilir ve kimler tarafından sorgulanır?
Kanon, çoğunlukla erkek, beyaz, Batılı ve merkezî kimliklerin perspektifinden oluştuğu için eleştirilir. Feminizm, queer kuram, postkolonyalizm ve kültürel çoğulculuk gibi eleştirel yaklaşımlar, kanonun dışlayıcı ve tek boyutlu doğasına itiraz eder. Bu eleştiriler, yalnızca yeni eserleri “dâhil etme” çabası değil; aynı zamanda “değer” ve “merkez” gibi kavramları yeniden tanımlama isteğidir.
Kanon zamanla değişebilir mi, yoksa sabit midir?
Kanonlar sabit değildir; zaman içinde değişir, dönüşür, yeniden yazılır. Örneğin, 20. yüzyılın başlarında kanon sayılmayan birçok kadın yazar bugün “klasik” kabul edilmektedir. Dijitalleşme, toplumsal hareketler, akademik yönelimler ve politik değişimler kanonları yeniden şekillendirebilir. Ancak bu değişim, çoğunlukla mücadele ve eleştiri yoluyla gerçekleşir; kendiliğinden ya da tarafsız biçimde değil.
Kanonun işlevi nedir?
Bir yandan kültürel birikimi aktarır, bir yandan da kültürel hiyerarşiler kurar. “Bu okunmalı, bu unutulmalı”, “Bu müzik asildir, bu ise yereldir”, “Bu filozof evrenseldir, bu ise marjinaldir” gibi görünmeyen sınırlar inşa eder.
Kanonlar sabit değildir; sorgulanabilir ve değiştirilebilir. Son yıllarda “kanonu yıkmak”, “alternatif kanonlar oluşturmak” gibi çabalarla bu seçkilerin daha kapsayıcı olması gerektiği vurgulanmaktadır.
Feminizm ve postkolonyal kuram neden kanon eleştirisi yapar?
Çünkü kanon, yalnızca “neyin önemli olduğunu” değil, kimin önemli olduğunu da belirler. Feminizm, erkek egemen bir kültürel mirasın karşısına kadın anlatılarını; postkolonyal kuram ise sömürgeci merkezlerin karşısına yerel ve ezilen halkların metinlerini koyar.
Örneğin Virginia Woolf, kadınların edebiyat tarihindeki görünmezliğini sorgular. Edward Said ise Batı’nın doğuyu temsil etme biçimlerinin kanonlaştırılmış olduğunu gösterir. Bu tür eleştiriler, yalnızca yeni metinler eklemeyi değil, bütün yapıyı yeniden düşünmeyi önerir.
Popüler kültürde kanon nedir?
Popüler kültürde “kanon”, bir yapımın evrenine dâhil olan “resmî” hikâyeleri ifade eder. Örneğin bir dizinin yaratıcısı tarafından yazılmış bir yan hikâye “kanon” sayılırken, hayranlar tarafından yazılmış içerikler genellikle “fan fiction” olarak dışarıda kalır.
Marvel evreninde hangi olayların kanona dâhil olduğu, ya da Star Wars serisinde hangi anlatıların “resmî” olduğu gibi tartışmalar, bu bağlamda yapılır. Böylece kanon, sadece yüksek kültürde değil, popüler kültürde de güç ve otoriteyle ilişkilidir.
Alternatif kanonlar mümkün mü?
Evet. Siyah edebiyat kanonu, queer sinema kanonu, yerli halkların sözlü anlatı geleneği gibi örnekler, merkezin dışında kalmış sesleri görünür kılmak için oluşturulmuş alternatif kanonlardır.
Bu kanonlar sadece “dışlananları içeri almak” değil, aynı zamanda neye “eser” dediğimizi, “değer” ölçütlerimizi ve kültürel belleği yeniden kurma çağrısıdır.
Alternatif kanonlar oluşturmak neden önemlidir?
Alternatif kanonlar, merkezde olmayan sesleri, anlatıları ve deneyimleri görünür kılar. Siyah edebiyatı, yerli anlatılar, queer sinema ya da göçmen müziği gibi örnekler, kültürel çeşitliliği besler ve “tek bir doğru anlatı” anlayışını kırar. Bu tür girişimler, yalnızca temsili artırmakla kalmaz; aynı zamanda toplumsal adalet, kültürel eşitlik ve eleştirel düşüncenin gelişmesi açısından da büyük önem taşır.
GENEL DEĞERLENDİRME
Kanon, kültürün hafızasıdır ama hafızanın da bir politikası vardır. Hangi hikâyeler anlatılırsa, dünya öyle şekillenir. Bu yüzden kanonu yalnızca öğrenmek değil; sorgulamak, dönüştürmek ve çoğaltmak da bir görevdir. Çünkü herkesin hikâyesi duyulmaya değer.
VELEV’DEN İLGİLİ MADDELER
► FEMİNİST ELEŞTİRİ
► POSTKOLONYALİZM
► POPÜLER KÜLTÜR