Fotoğraf: edu.glogster.com
Her beş yılda bir ülkelerin insan hakları performansı, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi tarafından inceleniyor. Bu sürece “Evrensel Periyodik İnceleme” (UPR) deniyor. Türkiye’nin UPR incelemesi bugün Cenevre’de yapılacak. Ancak bu inceleme öncesi tablo endişe verici.
Yapılan değerlenirmeye göre; Türkiye, 2020 yılında UPR sürecinde kendisine sunulan 321 tavsiyeden 216’sını kabul ederek uygulama taahhüdünde bulunmuştu. Ancak İtalyan İnsan Hakları Federasyonu’nun (FIDU) öncülüğünde hazırlanan yeni bir rapora göre Türkiye yalnızca 6 tavsiyeyi tamamen yerine getirdi. 118 tavsiye kısmen uygulanırken, 89’u tamamen göz ardı edildi. Kalan 3 tavsiyenin uygulanabilirliği ölçülemedi.
İtalya İnsan Hakları Federasyonu (FIDU) öncülüğünde hazırlanan kapsamlı değerlendirme raporunda Türkiye’nin vaatlerini yerine getirmediği; insan hakları alanındaki gerilemenin endişe verici boyutlarda olduğu kaydedildi. Rapor merkezi Brüksel’de bulunan The Arrested Lawyers Initiative, Institute for Diplomacy and Economy, Human Rights Solidarity (Londra) gibi kuruluşlarının imzası bulunuyor.
Raporda en ciddi gerileme alanı olarak yargı bağımsızlığı öne çıkıyor. Avrupa Komisyonu’nun 2023 tarihli raporuna göre, yürütmenin yargı üzerindeki etkisi azalmamış; tersine daha da derinleşti. Yargıç ve savcı atamalarında liyakat eksikliği sürerken, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının alt derece mahkemelerce uygulanmadığı vakalar yaygınlaştı. Can Atalay kararı bu duruma çarpıcı bir örnek teşkil ediyor.
Gazeteciler, avukatlar ve insan hakları savunucularının baskı altında olduğu belirtilen rapor; ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar, sosyal medya sansürü, keyfi gözaltılar ve siyasi yargılamalarla ilgili 19 tavsiyenin hiçbirinin uygulanmadığını ortaya koyuyor. Medya üzerindeki siyasi baskılar, RTÜK gibi kurumlar aracılığıyla daha da kurumsallaşmış durumda.
Kadınlara ilişkin 45 tavsiyeden yalnızca 13’ü kısmen uygulanmış; kadına yönelik şiddetle mücadelede ciddi bir ilerleme kaydedilemedi. Erken yaşta evlilikleri önlemeye yönelik 2 tavsiyenin hiçbirinin uygulanmaması da dikkat çekiyor.
Rapora göre; çocukların korunmasına dair yedi tavsiyenin yalnızca beşi kısmen uygulanmış, ikisi tamamen ihmal edildi. Engelli bireylerle ilgili 13 tavsiyenin 12’si sadece kısmen hayata geçirilmiş; erişilebilirlik ve bağımsız yaşam konusunda yapısal adımlar atılmamdı.
Rapor, Türkiye’nin en ağır insan hakları ihlallerine dair 10 kritik tavsiyeden yalnızca birini kısmen yerine getirdiğini, 9’unun ise tamamen görmezden gelindiğini belirtiyor. Özellikle işkence yasağının pratikte uygulanmadığına dair ciddi endişeler bulunuyor.
Türkiye’nin 2019 Yargı Reformu Stratejisi ve 2021 İnsan Hakları Eylem Planı gibi reform belgeleri, ciddi yapısal sorunları çözmekten uzak kaldı. Avrupa Konseyi’nin çağrılarına rağmen Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) yapısında hiçbir reform yapılmadı.
Koalisyonun sunduğu rapor, Türkiye’nin uluslararası topluma verdiği insan hakları taahhütlerini yerine getirmemesi karşısında küresel bir sessizliğin sürdürülemeyeceğini vurguluyor. “UPR sadece bir denetim değil, bir aynadır. Ve bu ayna artık inkâr edilemeyecek bir gerçeği yansıtıyor” ifadesiyle durumun ciddiyeti ortaya konuluyor.
DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da Türkiye’nin Evrensel Periyodik İncelemesi’ne dikkat çekerek, X hesabından paylaşımda bulundu.
“Bugün BM’de @Akpartinin foyası otaya çıkıyor! 6 MAYIS 2025 – TURKIYE Evrensel Periyodik İncelemesi yapılıyor. Türkiye, 216 Taahhüdünden Sadece 6’sını Yerine Getirdi!!! Türkiye’nin 2019 Yargı Reformu Stratejisi ve 2021 İnsan Hakları Eylem Planı gibi reform belgeleri, ÇÖP!” ifadelerini kullandı.