Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davanın bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesinde görülen ilk duruşması sonrası açıklama yaptı. “Dün saçma sapan açıklamalarıyla kendini rezil eden İçişleri Bakanı’na söylüyorum” sözleriyle İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya seslenen Özel, “Şimdi bizim ailelerimize el uzatma, o eli kırarız. O eli kırarız. Aileyle uğraşma, kadınla uğraşma savaş ahlakında dahi yoktur” dedi.
Özel’in açıklamasında öne çıkan satırbaşları şöyle:
“Devleti devlet olmaktan, hükümeti hükümet olmaktan, hukuku hukuk olmaktan çıkarmış. Ben buraya birini atarım, benim adıma zulmeder diyor. Zulümlerinde boğulacaklar. Arkamızdaki meydan geçmişte pek çok toplumsal davada basın mensuplarının rahatça görev yaptığı, açıklamaların yapıldığı, davayı içeri giremeyenlerin takip ettiği, bizim onlarca kez geldiğimiz, doldurduğumuz, boşalttığımız meydan. Bugün bu meydandan korkmuş. Bu meydanı ablukaya almış. Sizi de onun dışına çıkarmış. Aman burası dolmasın. Kardeşim bak bu Türkiye’de meydanların ne zaman ve ne kadar dolacağına artık siz karar vermiyorsunuz. Ona biz karar veriyoruz. Biz istediğimiz zaman istediğimiz meydanı doldururuz. Sesimizin ve cesaretimizin gücüyle de sizi korktuğunuzun beteri yaparız. Öyle boş meydanları çevirerek, boş meydanları çevirerek efendim işte burada toplanmasınlar. Nerede toplanacağımıza, nereyi dolduracağımıza, sesimizle sizi nasıl boğacağımıza biz karar veririz.”
“Herkes, herkes haddini bilecek. Cari durumun iktidarı geleceğin muhalefetidir. Cari durumun, mevcut durumun, fiili durumun iktidarı, iktidarı devretmenin gününü saymaktadır. Bugün İtalya’da Erdoğan, İtalya basını da, İtalya siyaseti de, Avrupa siyaseti de bilmektedir ki Erdoğan gidicidir. Geleceğin iktidarı bugünkü muhalefettir. O yüzden ahlaki üstünlüğü olmayan, psikolojik üstünlüğü kaybetmişlerin çoğunluk enerjisinden korkmaları normaldir ama asla bize engel olamazlar. Karar verdiğimiz gün, an, yerde milyonlar oluruz. Aklınızı alırız. Aklınızı alırız.
Emniyette, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne dair yapılan ikinci dalga operasyonda gözaltına alınan arkadaşlarımız adliyeye sevk edildiler. Aileleriyle bir araya geldik. Ailelerinin hatırını sorduk, moral verdik. Gün boyunca arkadaşlarımızın önce savcılık sonra sevk edilirlerse hâkim karşısındaki ifadelerinde yanlarında olacağız. Ben de gün içinde burayı takip edeceğim. Gerektiğinde buraya geleceğim ve dikkatli bir şekilde, sabırlı bir şekilde bu süreci yakından takip ediyoruz.
İçişleri bakanına, İstanbul Cumhuriyet başsavcısından emir alan İçişleri bakanına sesleniyorum. Meydanlar millete serbestken Akın’ın korkusundan bu adliyeye en yakın gördüğü meydanı abluka alan İçişleri Bakanı’na sesleniyorum. Sen İstanbul Valiliği yaptığın sırada Üsküdar’da bugün burada yargılamaya çalıştığın hatta o gün Üsküdar’daki işgalcilerden yumruk yiyen İBB bürokratları, Üsküdar’daki yılların süren işgalini kaldırıyordu. Halk bugünkü gibi Üsküdar Meydanı’nı korusun diye. Sen bu milletin şanlı şerefli polislerini Üsküdar’daki Ak Partili, MHP’li işgalci mafyaları korusunlar diye bu polise alet ediyordun. Polisle nefret tutuyordun. İBB Üsküdar Meydanı’ndaki işgali kaldırmasın diye. Bugün herkes Üsküdar’ın yarısı AKP’ye yarısı CHP’ye yakın sakinleri “Allah razı olsun Ekrem Bey’den, İBB’den şu Üsküdar Meydanı’nı bize geri aldılar” diyordu.”
“Çünkü siz o meydanın denizle temasını kesip o meydanı kendinize yakın mafyatik büfelere, işgalcilere vermiştiniz. Bu arkada yargılanan arkadaşlar oraları canı pahasına, mafya tehdidine rağmen, o gün yumruklu saldırıya rağmen geri alıp millete verirken bugünkü İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya o gün de bugün Akın’dan talimat aldığı gibi o gün de mafyaya yakınlardan talimat alıp şanlı şerefli Türk polisini Üsküdar işkenceci, Üsküdar işgalcilerinin emrine sokmuştu. Ali Yerlikaya, bugün zıpçıktının birinden talimat alan Ali Yerlikaya’ya söylüyorum. Sen Ekrem İmamoğlu ile eşinin yediği yemekten sonra kamera kayıtlarını servis ettiren, alan ve servis ettirensin. Bütün uyarılara rağmen telefonlara çıkmayan, kaçansın. Aileye saldırıyı senin İstanbul Valiliğinden biliriz Ali Yerlikaya. Ali Yerlikaya bak sen İçişleri Bakanısın. Polis sana bağlı. Geçtiğimiz hafta salı günü Akın istedi diye, Akın istedi diye adaletten uzak sana yakın isimler gittiler Meridyen Oteli’nin kamera kayıtlarını aldılar salı günü öğleden sonra. Cuma günü hepsi basına servis edilmişti.
Ve dün bütün açıklamalarıyla, saçma sapan açıklamalarıyla kendini rezil eden İçişleri Bakanı’na söylüyorum. Bak benim burada koruma ekibim var. Cumhurbaşkanlığının koruma ekibi var. Bu ekiplerin hepsi senin bakanlığına bağlı. Bu ekipler Cumhurbaşkanı geldiğinde, Cumhuriyet Halk Partisi’nde 7 Mart’ta iftar yaparken Avrasya Merkezi’nde, Cumhurbaşkanı nereye gitse, 1- Video kayıtlarının olduğu cihazların başına oturuyorlar. 2- Cumhurbaşkanının girdiği yerdeki bütün kameraları bantlıyorlar. Olmaz demişsin ya. Sana bütün Ankara’daki devlet büyükleri korumadaki görevli, bütün polisler gülüyor, kargalar da gülüyor.”
“O bantları çeken polisler fırsatı olsa senin ağzını bantlar bu gafı yapmayasın diye. Bileydiler bunları söyleyeceğini ağzını bantlarlardı. Kardeşim polisin cebinde bant var, bantla geziyor. Niye geziyor? Devletin polisi kamerayı bantlayacak bandı niye cebinde taşıyor bantlamıyorsa? Bir de çıkmış önemli bir gazetenin başyazarına, genel yayın yönetmenine, “Yok, olmaz.” falan diye yalanlama da yapıyor. Senin gözünü bantlamak lazım sevenlerin utanmasın diye. Kim olduğun tanınmasın diye. Bir de İçişleri Bakanı olacaksın. Diyor ki: “Belediyenin cemere ne ihtiyacı var?” diyor. Bütün Ak Partili belediyelerde cemer var. İBB’nin cemerleri bize önceki dönem AK Parti’den envantere girdi, oradan kaldı. Rahmetli İstanbul Büyükşehir’in rahmetli belediye başkanı makam aracının arkasında jammer taşıyan minibüsle geziyordu. İBB’de taşınan o jammer , o valizler CHP döneminden değil arkadaş. Aklınızı başınıza toplayın ve bir daha söylüyorum. Bu memleketin mevcut cumhurbaşkanı ne için jammer kullanıyorsa gelecek cumhurbaşkanı da onun için jammer kullanacak.”
İktidarın Gülen camaatine mensup olmakla suçladığı kişilerin ailelerine yapılan hukuksuz uygulamaları kabul eden CHP lideri Özgür Özel, “FETÖ’cüleri ailesiyle sen uğraştın.” ifadeleri kullandığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şimdi bizim ailelerimize el uzatma, o eli kırarız. O eli kırarız. Aileyle uğraşma, kadınla uğraşma savaş ahlakında dahi yoktur. Savaşta, en kötü günde, gemi batarken çocukları sakınırlar, kadınları sakınırlar. Bir kadın, kadın olduğu için değil, birey olduğu için suçu varsa suçunun hesabını verir. Aslanlar gibi orada bir sürü kadın var ama ama bütün iddiaların cevabını verir ama bir kadını birinin eşi diye gidip almak, çocuğunu orada evde ağlar bırakmak haysiyetle bağdaşmaz. Bunun talimatını veren de uygulayan da bunları yapanların hepsi tarih önünde mahcup olacaklar. Günün birinde, günün birinde CHP bundan intikam alacak. Bizlerin de kadınlar, çocuklar, aileler zor durumda kalacak diye kimse korkmasın. CHP’nin yüksek ahlakında çocukla, kadınla, aileyle uğraşmak yoktur. CHP dostluğunu da düşmanlığını da mertçe yapar, mert insanlardan oluşur. Türkiye’deki muhalefet partileri merttir. Onların aile ve çocuklarıyla uğraşanlar namerttir.
Ali Yerlikaya, ağzına o bandı koy, bilmediğin konuda bir daha konuşma. Ali Yerlikaya’nın resmini gözünü bantlayarak koyun. Tanınmasın, yakınları utanmasın. İstanbul Valiliği sırasında AK Parti’nin, MHP’nin semirttiği mafyaya korunak olsun diye polis görevlendiren, bugünkü Üsküdar Meydanı bu hale gelmesin, mafyada kalsın diye uğraşan adam İçişleri bakanı olmuş. Vah halimize! Vah halimize! En kısa zamanda kurtaracağız bu milleti sizden, en kısa zamanda.”
Özdağ’ın savunma yapıp sözlerinin hakaret değil eleştiri olduğunu vurguladığı duruşmada dava 10 Eylül’e ertelendi. Silivri’deki Marmara Cezaevinde tutulan Özdağ’ın tutuklu yargılandığı davaysa 11 Haziran’da görülecek.