POSTHUMAN – İnsan Ötesi Düşünce

İnsan, gerçekten evrimin son halkası mı? Yoksa düşünen, duygulanan, hisseden başka varlık biçimleri de mümkün mü? Posthuman düşünce, ‘insan’ fikrini merkezden çıkarıp, yerine çok katmanlı bir varoluş öneriyor.


POSTHUMAN NEDİR?

Posthuman, insan sonrası anlamına gelir; ancak bu yalnızca teknolojik olarak geliştirilmiş bir “sibernetik insan” tahayyülü değildir. Daha derin ve felsefi bir boyut taşır: İnsan merkezli dünya görüşünün aşılması, canlı-cansız, insan-hayvan, organik-sibernetik sınırlarının bulanıklaşmasıdır.

Bu düşünceye göre insan, evrimin ya da anlamın nihai noktası değildir; insan ötesi varlıklar, yapay zekâlar, cyborg’lar, hayvanlar, hatta nesneler bile etik ve ontolojik özne hâline gelebilir.

Posthuman yaklaşım, insanın doğayla, teknolojiyle ve diğer varlıklarla ilişkisini radikal biçimde yeniden kurmayı önerir.


POSTHUMAN DÜŞÜNCE NİÇİN ÖNEMLİDİR?

Çünkü insan merkezli düşüncenin dünyayı getirdiği yer ortadadır: ekolojik krizler, türlerin yok oluşu, teknolojik sömürü, siber gözetim.

Posthumanizm, bu krizin temelinde “insan her şeyin ölçüsüdür” anlayışının yattığını öne sürer. Dolayısıyla bu anlayışı sarsmak, etik ve ontolojik ilişkileri yeniden kurmak gereklidir.

Ayrıca yapay zekâ, biyoteknoloji ve nörobilim gibi alanlardaki gelişmeler, insan tanımını fiilen dönüştürmektedir. İnsan sonrası düşünce, bu dönüşümü sadece teknolojik değil, felsefi ve politik olarak da tartışmaya açar.


POSTHUMAN DÜŞÜNCE NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Bu düşünce, kökenini hem postyapısalcı felsefeden (özellikle Foucault, Deleuze, Derrida) hem de feminist teori ve hayvan hakları gibi alanlardan alır.

Ayrıca Donna Haraway’in “Siborg Manifestosu”, Rosi Braidotti’nin posthüman felsefesi, Katherine Hayles’in “How We Became Posthuman” adlı eseri bu düşüncenin temel metinlerindendir.

1990’lardan itibaren hızla gelişen dijital teknolojiler ve yapay zekâ uygulamaları, teorik olan bu düşünceyi pratik bir gündem hâline getirmiştir.


POSTHUMAN KİMLER TARAFINDAN SAVUNULMAKTADIR?

Posthuman düşünceye yön veren isimler arasında şunlar öne çıkar:

Donna Haraway: İnsan–hayvan–makine sınırlarını yıkan düşünceleriyle bu alanda öncüdür.

Rosi Braidotti: Posthüman etik ve özne tartışmalarını derinleştirmiştir.

Katherine Hayles: Siberkültür ve insan-makine birlikteliğini felsefi olarak tartışmıştır.

Cary Wolfe: Hayvan çalışmaları ve posthümanist kuramların kesişiminde yer alır.

Fransız postyapısalcılar: Foucault, Deleuze, Derrida gibi isimler dolaylı olarak bu düşünceye zemin hazırlamıştır.


POSTHUMAN DÜŞÜNCE NEREDE TARTIŞILIR?

Felsefe, yapay zekâ, etik, biyoteknoloji, sanat, mimarlık, edebiyat, medya kuramları… Kısacası insanın varlıkla, bilgiyle ve teknolojiyle temas ettiği her yerde bu tartışma büyür.

Ayrıca akademik yayınlar, manifestolar, dijital sanat pratikleri ve transhümanist tartışmalar içinde de posthuman izlekler görülür.


POPÜLER KÜLTÜRDE POSTHUMAN

Kitap Dünyasında

Siborg Manifestosu – Donna Haraway: İnsan-makine sınırlarını sorgulayan feminist bir başyapıt

How We Became Posthuman – N. Katherine Hayles: Bilimkurgu, yapay zekâ ve beden politikaları ekseninde posthüman dönüşüm

Neuromancer – William Gibson: Sanal gerçeklik ve yapay zekâ çağının kült metinlerinden biri

Sinemada ve Dizilerde

Ex Machina – Bilincin doğası ve insan-makine ilişkisinin etik sınırları

Ghost in the Shell – Japon animasyonunun posthümanist zirvelerinden biri

Her – Yapay zekâ ile duygusal bağın posthüman yorumlaması

Black Mirror – İnsan sonrası teknoloji distopyalarını tartışan dizi

Oyun Dünyasında

Detroit: Become Human – Androidler aracılığıyla posthüman özne tartışması

NieR: Automata – İnsanlık sonrası bilinç, etik ve özgürlük temalarını irdeleyen oyun

SOMA – Bilincin transferi, bedenin sınırları ve yapay yaşamın felsefesi


GENEL DEĞERLENDİRME

Posthuman düşünce, sadece insanın ötesini değil, aynı zamanda insanın yeniden düşünülmesini önerir.

İnsanı aşkın, merkezî ve evrenin efendisi olarak değil; diğer varlıklarla birlikte var olan, kırılgan ama dönüşebilen bir varlık olarak konumlandırır.

Bu, yalnızca teknolojiye dair değil; etik, siyaset, yaşam ve ölüm üzerine yeni bir sorumluluk çağrısıdır. Çünkü insanın ötesine geçmek, önce insanı anlamaktan geçer.


VELEV’DEN İLGİLİ MADDELER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com