AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana sürekli destek aldığı Orta Anadolu ve Karadeniz Bölgesi’ndeki eski gücünü yavaş yavaş kaybettiği yerel seçimlerde ortaya çıkmıştı. Şu ana kadar AKP’nin erimeyi durdurma yönünde bir hamlesi olmadığı için güç kaybı CHP’nin Yozgat mitingi ile iyice görünür hale geldi. AKP’nin kongresinde partinin oy kaybını engelleyecek yeni bir kadro ve söylem üretememesi de bunda etkili oldu. AKP’nin en sadık seçmeninin kafasında şüphe oluşmaya başlaması ülke demokrasisi için hayırlı bir gelişme olabilir.
AKP’nin oy oranı ülke genelinde yüzde 30’larda iken Orta Anadolu’daki illerde yüzde 60’lar düzeyindeki oy oranını hep korudu. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de bu bölgeler Erdoğan’a büyük oranda destek verdi. Bu bölge halkının oy verme tercihlerini belirlerken ırk, mezhep ve terör kartlarının çok fazla etkili olduğu bilindiği için iktidar sürekli olarak Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Millet İttifakı’nı bu argümanlar üzerinden vurdu.
Orta Anadolu halkı ülkede yaşanan ekonomik krizden neredeyse en son etkilenen insanlardan oluşur. Özellikle Ankara çevresindeki illerin tamamında tasarruflar döviz ve altın üzerinden yapılır. Ülkede yaşanan ekonomik kriz hafif atlatılır veya krizler fırsata çevrilerek büyük kazançlar elde edilir. Bu şehirlerde kira ücretleri düşük olduğu için emekli maaşıyla da geçinmek mümkündür.
Ancak gelinen noktada ekonomideki inişli çıkışlı durumu ve İmamoğlu’nun cezaevine konulması süreci bu seçmen kitlesinde bir değişime yol açtığı görülüyor. Sadece İmamoğlu’nun diplomasının hukuksuz bir şekilde iptal edilmesi ve tutuklanması değil, ülke genelinde yaşanan adaletsizlikler, haksızlıklar, adam kayırmaların da bunda etkili olduğunu söylemek mümkün. Kısacası AKP’nin her hatasını sineye çeken Orta Anadolu seçmeni, bu kez tavrının farklı olacağına yönelik sinyaller veriyor.
CHP’nin Yozgat mitinginin Saray’daki danışman ekibinin ayarını bozduğuna emin olabilirsiniz. Bir süre ‘il değil bölge mitingi’ yapıldığı gerekçesinin arkasına saklanacak AKP’nin strateji ekibi, sahadan gelen anket sonuçlarıyla gerçekle yüzleşecek.
Ülke genelinde AKP’ye yönelik artan tepkinin zirve noktasına İmamoğlu’nun tutuklanması ile ulaşılmış görünüyor. Erdoğan’ın, İmamoğlu’nun diplomasını iptal ettirmesi ve cezaevine konulmasını sağlamasındaki amacı ‘seçime 3 yıl var ve bu sürede her şey unutulur’ mantığıydı. Türk seçmeninin ‘hafızasızlığına’ güvenen Erdoğan, bu kez o seçmenin kendisine yönelik tepkinin kurbanı olacak gibi görünüyor. Sokak muhalefetinin bu şekilde devam etmesi durumunda Erdoğan’ın ‘halkın hafızasızlığına’ güvenmesi bir işe yaramayacak. Çünkü o hafıza mitinglerle her gün yeniden tazelenecek.
Erdoğan, bütün merkez medyayı ele geçirmesinin nasıl anlamsız hale geldiğini şimdi daha işi anlamıştır. Sosyal medyada muhalif bütün hesaplara uyduruk gerekçelerle erişim yasağı getirildiği bir ortamda halkın kendisine yönelik tepkisini anlamakta zorlanacaklar.
Kısacası Erdoğan’ın ‘vatan millet söylemiyle’ yıllardır kendisini desteklemesini sağladığı kitleye bu argümanlar ile ikna etmesi artık çok zor. Çünkü Bahçeli’nin başlattığı açılım süreci de Erdoğan’ın Orta Anadolu halkını ‘terör’ üzerinden mobilize etme hevesini ortadan kaldırdı. Ayrıca CHP’nin başında mezhebi üzerinden vuracağı bir genel başkan da yok. Sahada Erdoğan’dan daha iyi Kur’an-ı Kerim okuyan, halkla iletişimi daha iyi bir siyasetçi var. Erdoğan, ilk kez maça 1-0 veya 2-0 önde başlayamayacak. Bu durum da Saray ve danışman ekibini germiş; sonuçta İmamoğlu’nun tutuklanması gibi tarihi bir hatayı yapmalarını sağlamıştır.
AKP’nin büyülü dünyasından kendini kurtarmış Orta Anadolu seçmeni, ülkenin tek adam rejiminden kurtulmasını sağlayarak tarihi görev bir ifa edebilir. Yozgat’tan yükselen ses, sadece Yozat’la sınırlı değil; yavaş yavaş bu gerçek anlaşılacak…
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
