Denizli T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan KHK’lı Binbaşı Ertuğrul Yavaşça’nın (52), geçirdiği kalp krizi sonucu önceki gün (17 Nisan 2015) hayatını kaybettiği öğrenildi. İki çocuk babası olan Yavaşça’nın cenazesinin dün cuma vaktinde kılınan cenaze namazının ardından Uşak Eşme Mezarlığı’na defnedildiği bildirildi.
11. Komando Tugayı Topçu Taburu İkmal Subayı olarak görev yapan Binbaşı Ertuğrul Yavaşça, darbeye teşebbüs ettiği iddiasıyla 15 Temmuz’dan sonra tutuklandı. “Suç vasfının değişme ihtimali ve darbeyi engellemeye yönelik çabaları” dikkate alınarak 22 Temmuz 2017’de tahliye edilen Yavaşça, 2019’da beraat etti.
TR724’ten Sevin Özarslan’ın aktardığına göre; Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin beraat kararını bozmasından sonra yeniden yargılanan Yavaşça’ya 2020 yılında “anayasal düzeni ihlale yardım” ettiği iddiasıyla 15 yıl hapis cezası verildi ve tutuklanarak Denizli T Tipi Cezaevine gönderildi.
Eşi tutuklandıktan sonra Denizli yerel medyasına açıklama yapan Gülten Yavaşça şunları anlattı:
“Şimdiye kadar hep vatanı için çalışmış, mesleğine aşık bir insan darbe girişiminde bulunamaz. Eşim 15 Temmuz günü evden çıkarken silahı bile yanında yoktu, eğitime gidiyoruz diye evden çıktı. Darbe için giden insan yanına silahını almaz mı? Benim eşim evden çıkarken elinde sadece su şisesi vardı. Su şişesiyle darbeye mi gidilir?
Eşimle daha sonraki görüşmelerimizde Çardak’ta halkın yolu kestiğini, bir kadının da aracın üstüne çıkmaya çalıştığını o anda olanlara anlam veremediğini anlattı. Çardak halkının galeyanda olduğunu, eşim bu galeyanı önlemeye çalıştığını, halkla askerler arasında herhangi bir şey olamaması için çabaladığını söyledi. Daha sonra Çardak halkının kendilerine yiyecek, içecek getirdiklerini anlattı. Darbeci biri silah sıkmaz mı?
Benim eşim onun bunun değil, devletin askeri oldu. İlgili okullarda, eğitim kurumlarında okumadı, ailemizden ne çocuklarım ne de ben bu okullarda okumadık. Ne himmet ne de kurban parası nedir bilmedik. 25 yıl haysiyeti ve şerefiyle vatanı için çalışan eşim şu an darbeci diye geçiyor. Bu durum beni ve çocuklarımı çok yıpratıyor. En son eşimi görmeye gittiğimde tanıyamadım ve o hali hiç gözümün önünden gitmiyor. Bize vurulan bu hain ve darbeci damgasını hiç hak etmedik. Bu damganın bir an önce temizlenmesini istiyoruz. Yetkililer bizim tesisimizi ve çığlığımızı duysunlar.”
Öte yandan, KHK’lı Binbaşı Ertuğrul Yavaşça’nın kardeşi, Piyada Astsubay Çavuş Ünal Yavaşça’nın, 1996 yılında Kuzey Irak’ta hayatını kaybettiği öğrenildi.