Biri senden büyük şeyler beklediğinde, sen de kendinden beklemeye başlarsın. Ve beklenti, gerçeğe dönüşür. Pygmalion etkisi, insanların potansiyellerini başkalarının onlara inancı sayesinde gerçekleştirebildiğini gösteren gizli bir psikolojik büyüdür.
Pygmalion Etkisi, bir kişiye yönelik yüksek beklentilerin, o kişinin performansını gerçekten artırabileceğini gösteren psikolojik bir fenomendir. Başka bir deyişle, birine inanmak, onun kendine inanmasını sağlar.
Bu etki, sosyal psikolojide kendi kendini gerçekleştiren kehanet (self-fulfilling prophecy) olarak da bilinir.
Etki adını, Ovidius’un “Metamorfozlar” adlı eserinde yer alan Pygmalion adlı heykeltıraştan alır. Pygmalion, kusursuz bir kadın heykeli yapar ve ona âşık olur. İnancı, sevgisi ve beklentisi sayesinde heykel canlanır.
Bu mitolojik anlatı, inancın gerçekliği dönüştürebileceği fikrinin güçlü bir metaforudur.
Harvard’lı psikolog Robert Rosenthal ve öğretmen Lenore Jacobson, bir ilkokulda çarpıcı bir deney yaptı:
Öğretmenlere bazı öğrencilerin “zeka sıçraması” yapacağı söylendi.
Bu öğrenciler, rastgele seçilmişti.
Yıl sonunda, gerçekten bu öğrencilerin performansı yükselmişti.
Neden? Çünkü öğretmenler onlara farkında olmadan daha çok inanmış, destek olmuş, daha olumlu yaklaşmıştı.
Bu deney, Pygmalion etkisinin eğitimde ve ilişkilerde ne denli etkili olduğunu gözler önüne serdi.
Eğitim: Öğretmenin inancı, öğrencinin özgüvenini artırabilir
İş Hayatı: Yöneticilerin beklentisi, çalışanların performansını etkiler
Ebeveynlik: Çocuğa duyulan güven, onun gelişiminde büyük rol oynar
Terapi ve Koçluk: Danışanın potansiyeline inanmak, değişimi kolaylaştırır
Toplumsal Temsiller: Bazı gruplardan daha az, bazı gruplardan daha çok şey beklemek; sonuçları da bu beklentiye göre şekillendirir
Pygmalion’un tam tersi bir durum da mümkündür:
Düşük beklenti, düşük performans yaratabilir. Bu etki “Golem Etkisi” olarak adlandırılır. İnsanlara yetersiz ya da başarısız olacağına dair sinyaller verilirse, o kişiler zamanla buna inanır.
Kitap Dünyasında
Pygmalion – George Bernard Shaw: Düşük statülü Eliza’nın, profesör Higgins’in beklentisiyle dönüşümü
Mindset – Carol Dweck: Sabit zihin yapısından gelişen zihne geçişte inancın rolü
Outliers – Malcolm Gladwell: Başarının görünen nedenlerinden çok, çevresel beklentilerle ilişkisi
Sinemada ve Dizilerde
Dead Poets Society – Bir öğretmenin öğrencilerinden beklentisiyle onların ruhunu ateşlemesi
Freedom Writers – Beklenmeyen öğrencilerin içindeki potansiyele inanmak
Good Will Hunting – Bir terapistin güveniyle açılan dahi bir genç
Oyun Dünyasında
Undertale – Oyuncunun tercihlerine göre karakterlerin inancı ve davranışı değişir
Celeste – Karakterin kendi potansiyeline olan inancı güçlendikçe oyunun anlatısı da dönüşür
Fire Emblem: Three Houses – Öğrencilere rehberlik eden karakterin inancı, onların kaderini etkiler
Pygmalion etkisi, yalnızca pedagojik ya da psikolojik bir mesele değil; varoluşsal bir çağrıdır:
Birine inandığında, onu büyütebilirsin.
İnanç bulaşıcıdır. Beklenti, potansiyelin aynası olabilir. Yeter ki o beklenti yargı değil, umutla örülmüş bir alan yaratsın.
Bu madde ilginizi çektiyse aşağıdaki maddelere de göz atabilirsiniz:
IMPOSTOR SENDROMU – Başarıya Rağmen Kendini Yetersiz Hissetmek