‘Erken seçim kaçınılmaz’ diyen Mümtaz’er Türköne: ‘Bahçeli’nin takınacağı tutumdan kimsenin şüphesi olmamalı’

Siyaset bilimci Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne, "Devletin ve milletin bekası adına tek çözüm erken seçim olursa Bahçeli nerede durur? Henüz ihtimaller tükenmedi, ama çok hızlı bir şekilde şu meşhur Süreç’e geri dönülmez, PKK kongresi toplanıp silah bırakmazsa Bahçeli’nin takınacağı tutumdan kimsenin şüphesi olmamalı" diye yazdı.

  • ü
  • 07 Nisan 2025
  • ü
  • Gündem

Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli.

Son dönemde MHP lideri Devlet Bahçeli merkezli “yeni çözüm süreci” tartışmalarında öngörüleriyle dikkat çeken siyaset bilimci, yazar Prof. Dr Mümtaz’er Türköne, bu kez erken seçim için dikkat çekici bir iddiayı gündeme getirdi.

TheTurkishPost isimli sitede “Erken seçim neden kaçınılmaz?” başlığıyla yayımlanan yazısında Türköne, “Erken seçim bir mecburiyet, hiç kimse için başka bir alternatif yok” dedi.

Ekonomideki gelişmeler ile “Erdoğan’ın CHP operasyonunun” erken seçimi kaçınılmaz hale getirdiğini kaydeden Türköne, Devlet Bahçeli’nin başlattığı Çözüm Süreci’nin de bu operasyon nedneiyle durduğunu söyledi.

Erken seçim için Devlet Bahçeli’nin tavrına ilişkin dikkat çekici ifadeler kullanan Türköne, “Henüz ihtimaller tükenmedi, ama çok hızlı bir şekilde şu meşhur Süreç’e geri dönülmez, PKK kongresi toplanıp silah bırakmazsa Bahçeli’nin takınacağı tutumdan kimsenin şüphesi olmamalı” diye yazdı.

Mümtaz’er Türköne’nin yazısı şöyle:

‘BU SENE SONA ERMEDEN HEM MECLİS HEM CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ YAPILIR’

“Özgür Özel, “Haziran, en geç Kasım” diyor.

Ben de en geç Kasım’da, yani bu sene sona ermeden hem Meclis hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağını öngörüyorum.

Üstelik seçimden önce erken seçim kararı alınır alınmaz ülkenin rahat bir nefes alacağını, her şeyin yoluna girmeye başlayacağını adım gibi biliyorum.

Bu öngörüye inananlar azınlıktalar.

İnanmayanlar bir yığın faktörü önemine ve ağırlığına göre sıraya dizip çok uzun bir tartışmaya girebilir, itirazlarını tek tek, üstelik gerekçeleriyle öne sürebilir.

En kuvvetli itirazı ben dile getireyim: “Erdoğan kaybedeceğini bildiği seçimi neden öne alsın?”

Kararı tek kişi vereceğine göre bu soru önemli.

Cevap olarak artan ağırlıklarla dört faktörü ana dayanak olarak sıralayacağım.

Birincisi, erken seçim kararını verecek olan Erdoğan’ın şaşmayan realizmi olacak.

İkincisi, AK Parti’nin orta vadeli kurumsal çıkarları erken seçimi gerekli kılacak.

Üçüncüsü, ekonomik krizin umutsuz bir vak’aya dönüşmesi.

Sonuncusu ise, Bahçeli’nin büyük riskler alarak üstlendiği Kardeşlik projesini kaldırıldığı buzdolabından çıkartıp tarihi rolüne devam etme konusunda güven veren istikrarlı iradesi.

‘KAYBEDEN TARAF SARAY OLDU’

Başka faktörleri hesaba katmasanız bile 19 Mart Operasyonu yeterli: Büyük riskler göze alınarak girişilen iddialı huruc harekatında kaybeden taraf Saray oldu. Ülke, telafisi imkansız ağır kayıplara uğradı. Ekonomi çöktü, iktidarın meşruiyeti ağır hasar aldı. Devletin vazgeçilmez önceliği olan Çözüm Süreci durdu. Uluslarası çıkarlarımızda pozisyon kaybına uğradık. Devlet ve millet olarak büyük zararlara uğradık.

Tek çıkış yolu kaldı: Erken seçim.

Erdoğan’ın realizmi ve AK Parti’nin kurumsal geleceği:

23 yıldır ülkeyi yöneten bir politikacı, konu siyasi hesap-kitap işi olduğu zaman realist davranır. AK Partililer de mensubu oldukları partinin kurumsal çıkarlarını korurlar. İkisi de, yani hem siyasi realizm hem de çıkar hesabı erken seçimi toplama, çıkarma ve bölme işlemlerinin sağlaması defalarca yapılmış sonucu olarak iktidarın önüne kaçınılmaz bir görev olarak koyuyor.

Saray, seçimden çok önce ana rakibini, erken doğum yani düşük yaptırıp ekarte edecek, bastığı zemini dikensiz gül bahçesine çevirecekti. Tökezledi, hezimete uğradı.

2 / 3

Şimdi iktidar kaybettiği meşruiyeti, ölü cenin gibi enfeksiyona açık ağır bir yük gibi taşımak zorunda. Bu ölü cenini 2027’ye kadar taşımak iktidarı da Türkiye’yi de mefluç eder.

Erdoğan artık politik mirasını toparlayıp tasnif etmek, kendisinden sonrasını da inşa etmek zorunda. Seçim iki sene sonra yapılırsa ortada miras kalmayacak. Geçiş sürecinin tüketici herc ü merci arasında her şey darmadağın olacak.

AK Parti kadrolarının son savaşta Erdoğan’ın safında kılıç sallamamalarının temel sebebi işte bu gelecek korkusu. AK Parti, kurumsal bir parti olarak siyasi yelpazedeki yerini koruyabilir, seçimi kaybetse de Meclis’te ve siyasi yelpazede ağırlığı kalıcı hale gelebilir. 23 yıllık iktidarı torunlarına anlatan yaşlı AK Partilileri gözünüzde canlandırın. Şu badire geçilmezse öyle bir kabus çöker ki memleketin üzerine, anlatacak hiçbir şey bulamazlar.

AK Parti’nin ve AK Partililerin bir geleceği var. Bir dönem ara verip tekrar iddialı hale gelebilirler.

Seçim hemen yapılmazsa?

Uzatılmış ve sündürülmüş bir iki sene hep sermayeden bir şeyler götürecek.

Geriye ne kalır, Allah bilir. Kimse kestiremez.

Ekonomide bütünüyle yok olan ümitleri yeniden yeşertmek ve yepyeni bir hikayeye başlamak ancak seçimle mümkün. Ekonomi siyaseti belirler. Yoksulluğun umutsuzlukla kalıcı hale gelmesi parti oylarında depreme yol açar. AK Parti denizi tüketti. Karada boğulma taklidi yapsa da artık kimseyi inandıramaz.

‘ERDOĞAN’IN CHP OPERASYONU, BAHÇELİ’NİN BEKA PROJESİNİ BALTALADI’

Bahçeli’nin rolü:

MHP lideri hasta yatağında bile, üstlendiği tarihi rolü sürdürdü. Cumhur ittifakının iki ortağı arasında mesafenin büyüdüğü algısı kuvvetleniyor.

Erdoğan’ın CHP operasyonu, doğrudan Bahçeli’nin beka projesini baltalamış oldu. Süreç durdu, buzdolabına kaldırıldı. Siyasi partiler Kanununa göre faaliyette bulunan iki partinin seçim işbirliği yapması terör soruşturmasına konu ediliyorsa, hatta seçilmiş belediye başkanları bu gerekçe ile tutuklanıyorsa Türk Kürt ittifakı da, PKK’ya silah bıraktırmak da muhal olur. Bir taraf kendisinin, partisinin, gündelik hesapların, entrikaların peşinde memleketin altını üstüne getirirken, diğeri devletin bekasına odaklanıp gövdesini taşın altına koymuşsa, aralarındaki ilişkide dev sorunlar ve aşılmaz mesafeler ortaya çıkar.

Devletin ve milletin bekası adına tek çözüm erken seçim olursa Bahçeli nerede durur? Henüz ihtimaller tükenmedi, ama çok hızlı bir şekilde şu meşhur Süreç’e geri dönülmez, PKK kongresi toplanıp silah bırakmazsa Bahçeli’nin takınacağı tutumdan kimsenin şüphesi olmamalı.

3 / 3

Zaman hızla tükeniyor, bölgemiz hareketli, kimse bizi beklemiyor.

Beka sorunu ile erken seçimin eşitlendiği bir denklemin içine girmek üzereyiz.

Ölü Cenin:

Politikacı, hayatı bekar adam gibi yaşamaz, bir yığın ilişkisi ve sorumluluğu, dolayısıyla hızla karar vermesi gereken uğraştığı bir yığın sorunu vardır. “Erdoğan asla kaybedeceği seçime girmez” diyenlerin asıl, “Peki o zaman ne yapar?” sorusuna tatminkar bir cevap bulması lazım.

Sahi ne yapabilir?

Politikacı genel kural olarak her zaman iyi ile kötü arasında değil kötü ile daha kötü arasında karar vermek zorundadır. Yine genel kural olarak zaman en değerli şeydir, zamanlama hatası politikacıyı bitirir.

İtibarını, güvenilirliğini, inisiyatif alma yeteneğini, umutlarını tüketmiş ve halka gelecek vadedemeyen iktidarlar ne yapar?

Sadece ekonomik şartları göz önünde tutarak, karnında ölmüş cenini taşıma işini dikkate almanız yeterli.

Ölü cenin bedeni zehirler.

Erken seçim bir mecburiyet, hiç kimse için başka bir alternatif yok.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com